Yazılı basında 17-23 Nisan 2017 haftasında, nefret söylemi üreten dört haber seçildi. Suriyeliler, Sırplar, Yahudiler ve Ermenilere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1
Ocak-Nisan 2017 döneminde, her hafta için derlenen nefret söylemi örneklerine ve haklarında yazılmış analizlere ulaşmak için tıklayınız.
1.Aydınlık gazetesinin, birinci sayfada “Van katliamı unutulmadı” ve iç sayfada “Ermeni katliamının 102. yılında anma töreni” başlıklarıyla hazırladığı haberde, haberin başlığında ve içeriğinde birçok kez tekrarlanan “Ermeni katliamı” ifadesiyle, tüm Ermeni kimliği şiddetle ilişkilendiriliyor ve halklar arası düşmanlık körükleniyor. |
2.Bursa Şehir gazetesinin “Yahudilerden açlık grevine çirkin tahrik” başlıklı haberinde, radikal bir grubun Batı Şeria’daki Ofer Cezaevi yakınlarında açlık grevi yapan tutuklulara yönelik ‘mangal partisi’ düzenlemesi konu ediliyor. Söz konusu olay, haberin başlığında Yahudi kimliği ön plana çıkarılarak aktarılıyor. Böylece, münferit bir olay bütün Yahudi kimliğiyle özdeşleştirilerek Yahudilere yönelik önyargılar körükleniyor. |
3.Burhan Ayeri, “Kedileri boş ver ya yollara atılan oy pusulaları?” başlıklı köşe yazısında, “Bir tehlike olarak Sırp hakem Milorad Mariç’i görüyorum. Bir yerde içinde geleneksel Türk düşmanlığı mutlaka vardır” sözleriyle, hakemin şahsı üzerinden Sırp kimliğine olumsuz bir vurgu yapıyor. Böylece yazar, Sırpları ‘Türk düşmanı’ olarak işaretliyor; onlara yönelik önyargıları ve nefreti körüklüyor. |
4.Yeni Mesaj gazetesinin, ilk sayfada “Suriyeliler yine olay çıkardı” ve iç sayfada “Mersinlilerle Suriyeliler birbirine girdi” başlıklarıyla hazırladığı haberde, Mersin’de Suriyeli mültecilerle bir grup mahalleli arasında çıkan tartışmanın ardından Suriyelilerin bölgeden gönderilmesi konu ediliyor. Gazete, haberin başlığında yaşanan olayların sorumlusu olarak doğrudan Suriyelileri gösteriyor. Aynı zamanda, haberin içeriğinde, Kaymakam Aktaş’ın Suriyelilerin bölgeden gönderileceğine dair sözleri ve mahallelinin Suriyelileri istemediği özellikle vurgulanırken, Suriyelilerin yaşanan olaylarla ilgili görüşlerine ve tanıklıklarına hiç yer verilmiyor. Böylece haberin yapılış biçimiyle, Suriyeliler hak sahibi özneler olarak tanınmıyor ve ‘gerginlik’ kaynağı olarak gösteriliyor; Suriyelilere yönelik mevcut önyargı ve nefret körükleniyor. |
1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.