Yazılı basında 20-26 Şubat 2017 haftasında, nefret söylemi üreten dört haber seçildi. Hıristiyanlar, Suriyeliler, İngilizler ve Yahudilere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1

Ocak-Nisan 2017 döneminde, her hafta için derlenen nefret söylemi örneklerine ve haklarında yazılmış analizlere ulaşmak için tıklayınız.


1.

Yeni Söz, 24 Şubat 2017

Can Kemal Özer, “CHP, kurşunlu benzindir” başlıklı yazısında, “Ama önce içimizdeki Kemalizm, CHP, İngiliz ve Yahudi’yi kusmamız gerekiyor” sözleriyle, İngiliz ve Yahudi kimliklerinin kendisine olumsuz bir anlam yükleyerek onları potansiyel bir ‘tehdit’ ve ‘düşmanlık’ kaynağı olarak işaretliyor.

Yazar ayrıca, “Ama CHP eskisi kadar etkin olmasa da hâlâ canlı bomba olarak milletin arasında dolaşıyor. Milletin düşmanlarını koruyor. Türkiye’yi gavurlara şikayet ediyor” ifadeleriyle, Türkiye’de Müslüman olmayan kimlikler için bir nefret ve aşağılama ifadesi olarak kullanılan ‘gâvur’ sözcüğü ile onlara yönelik düşmanlık algısını güçlendiriyor.


2.

Adana İlkhaber, 23 Şubat 2017

Adana İlkhaber gazetesinin, “Suriyeli dehşeti” başlıklı haberinde, söz konusu suç ile doğrudan bir bağlantısı olmamasına rağmen Suriyeli kimliği öne çıkarılıyor. Haber, Suriyelileri suç ile ilişkilendirerek onlara yönelik önyargıların yaygınlaşmasına ve Suriyelilerin tehdit ve korku kaynağı olarak görülmelerine neden oluyor.


3.

Korkusuz, 21 Şubat 2017

Korkusuz gazetesinin, manşette “SURİYELİ NANKÖRLER” ve iç sayfada “Suriyelilerden küstah paylaşım” başlıklarıyla hazırladığı haberde, ‘Suriyelilerin sosyal medyada Atatürk’e hakaret ettiği’ iddiası aktarılıyor. “‘Besle kargayı oysun gözünü’ dedikleri işte budur” üst başlığında olduğu gibi birçok defa Suriyelileri ‘nankör’ olarak etiketleyen gazete, onları nefretin ve düşmanlığın hedefi haline getiriyor. Suriyelileri hak sahibi özneler olarak değil de hiyerarşik bir yaklaşımla ‘yardıma muhtaç unsurlar’ olarak gösteriyor ve Türkiye’ye yük olduğunu devamlı vurgulayıp yabancı düşmanlığını körüklüyor. Ayrıca, “Türkiye, ülkeleri için savaşacakları yerde kaçmayı tercih eden 3.5 milyon Suriyeliye kucak açtı. Onlar için 25 milyar dolar (92 milyar lira) harcadı. Bakın onlar ne yaptı?” sözleriyle, Suriyelilerin can güvenliği endişesiyle Türkiye’ye gelmesi ‘kaçmak’ olarak nitelendirilerek verdikleri yaşam mücadelesinin üstü kapatılıyor.


4.

Milli Gazete, 20 Şubat 2017

Ata Atun, “HRİSTİ TERÖRİST” başlıklı yazısında, “Dünya tarihine bakıyorum da, terörist olan da, soykırım yapan da hep Hıristiyanlar olmuş günümüze değin. Gerçekte ‘Hıristiyani Terör’ ve ‘Hıristiyani Teröristler’ demek daha çok yakışacak (...)” benzeri sözleriyle, Hıristiyanları şiddet ve katliamla ilişkilendiriyor; onlara yönelik düşmanlığı körüklüyor. Atun ayrıca, “Yukarıda yazdıklarım sadece Alman olan Hıristiyani teröristlerin yaptıklarıydı” ve “İngilizler ise Hıristiyani teröristlerin başını çekenlerden” cümleleriyle, Almanları ve İngilizleri ‘terörist’ olarak etiketliyor; onlara dair önyargılar oluşturuyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.