Yazılı basında 27 Şubat - 5 Mart 2017 haftasında, nefret söylemi üreten beş haber seçildi. Ermeniler, Yahudiler, Hıristiyanlar, Rumlar, Yunanlar ve Suriyelilere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1
Ocak-Nisan 2017 döneminde, her hafta için derlenen nefret söylemi örneklerine ve haklarında yazılmış analizlere ulaşmak için tıklayınız.
1.Adana Günaydın gazetesinin, birinci sayfada “Suriyeli o katil Yunanistan’a kaçarken yakalandı” ve iç sayfada “O şimdi cezaevinde” başlıklarıyla verdiği haberde, gerek başlıkta gerekse içerikte, olayla doğrudan bir bağlantısı olmamasına rağmen zanlının ulusal kimliği ön plana çıkarılıyor. Haber, Suriyelileri suç ile ilişkilendirerek onlara yönelik olumsuz bir algının yaygınlaşmasına neden oluyor. Ayrıca haberde yer alan “Adana’da bir Türk’ü öldürdüğü iddiasıyla (...) hakkında yakalama kararı çıkartılan Suriyeli katil zanlısı” sözleriyle, Suriyeli ve Türk karşıtlığı körükleniyor. |
2.Milat Gazetesi’nin, birinci sayfada “Hristiyan terörü YOK SAYILIYOR” ve iç sayfada “HRİSTİYANLARIN terörü yok sayılıyor” başlıklarıyla hazırladığı haberde, Ezher Şeyhi Ahmet et-Tayyib’in bir konferansta yaptığı konuşma aktarılıyor. Gazete, Tayyib’in açıklamalarını hem çarpıtarak hem de tırnak işareti kullanmadan başlığa taşıyor. Gazete böylece, Hıristiyanları ‘terör’ ile ilişkilendiriyor ve onlara yönelik önyargıları körüklüyor. |
3.Akın Aydın, “Haçlının, vahşi ve yaramaz çocuğu” başlıklı yazısında, “Güney ve Doğu’da tamamen Haçlı ve Yahudi zihniyetinin kurguladığı Büyük Kürdistan hayalleri, Kıbrıs’ta, Enosis, Ege ve Marmara’da ise Yunanlıların Megali hayalleri. Tabi bir de Yahudilerin Büyük İsrail, topyekun Hıristiyanların da, Tanrı Krallığı inançları var” sözleriyle, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Yunanlar üzerinden yaptığı komplo teorilerine dayanan genellemelerle bu kimlikleri birer ‘tehdit’ olarak gösteriyor. Aynı zamanda, “Yunan, İzmir’e çıktı. O güne kadar can, mal, namus güvenliği Türkler tarafından korunmuş Rumlar, Yunan askeri ile birlikte Türklere saldırmaya başladılar” sözleriyle, Rumları ‘hain’ olarak kodluyor. Diğer yandan, yazı boyunca Yunanları hedef gösteren Aydın, “İşte bu yaramaz, vahşi çocuğa (!) Hasan Tahsin elini kaldırmış ve M. Kemal Atatürk o eli havada tutarak 9 Eylül’de Yunan’ın suratına indirmiştir. İşte o Yunan daha yeni yeni kendine geliyor. Canı, Türk’ün tokadını çekiyor. Onu biliyorum ama o tokadı atacak yiğit var mı, onu bilmiyorum!” sözleriyle, şiddete çağıran bir dille, okuyucuyu Yunanlara karşı kışkırtıyor ve halklar arası düşmanlığı körüklüyor. |
4.Ortadoğu gazetesinin, “BU ACI UNUTULMAZ” başlığıyla hazırladığı haberde, “Ermeniler, 613 kişiyi vahşice katletmişti” alt başlığı ve içerikte “Aralık 1991’de Karabağ’ın başkenti olarak kabul edilen Hankendi şehrini işgal eden Ermenilerin bir sonraki hedefi Hocalı oldu. Hocalı’nın etrafındaki bütün köy ve yolları işgal eden Ermeniler, kasabanın diğer illerle karayolu bağlantısını kesti” sözleriyle, bir katliamı bütün Ermenilere mal ediyor. Böylece, yaşanan olaylardan tüm Ermeni toplumunu sorumlu tutarak halklar arası düşmanlığı körüklüyor. |
5.Muzaffer Kolik, “Hocalı Soykırımı'nı unutmayacağız” başlıklı yazısında, “Ermeni’ler masum soydaşlarımızı merhametsizce ve alçakça katlettiler. Eli kanlı gözü dönmüş Ermeni gürühu; Rus’ların yoğun desteğiyle Hocalı’yı Türk kanıyla suladılar” sözleriyle, Ermenileri şiddet ve katliamla ilişkilendirerek şeytanlaştırıyor. Kolik, “Aziz Türk milleti Rusların ve Ermenilerin bu yaptığı unutmadı, UNUTMAYACAK…” ve “Milletçe bu acının alacaklısıyız. Ermenilerin kan borçlarını ahirete bırakmayıp bu dünyada ödeteceğiz” ifadeleriyle ise, okuyucuyu Ermenilere karşı kışkırtıyor ve halklar arası düşmanlığı körükleyen bir savaş söylemini dolaşıma sokuyor. |
1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.