Yazılı basında 24-30 Eylül 2018 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. Suriyeliler, Budistler, Yunanlar ve LGBTİ'lere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1
1.Antakya Toplumcu Halk gazetesinin, “Suriyeli'de uyuşturucu bulundu” başlıklı haberinde, olayla doğrudan bir bağlantısı olmamasına rağmen zanlının ulusal kimliği ön plana çıkarılıyor. Haber, Suriyelileri suçla ilişkilendirerek onlara yönelik olumsuz bir algıyı körüklüyor. |
2.Ortadoğu gazetesinin, “Soykırım yapanlar yargılansın” başlıklı haberinde, “Budist saldırıyor” başlığı ve “ÖZEL oturumda ayrıca budistlerin, Arakanlı Müslümanlara yönelik cinayet, tecavüz, işkence ve keyfi tutuklamalar başta olmak üzere birçok insan hakkı ihlalinde bulunduğunu açıklandı” cümlesiyle, Myanmar’da yaşanan saldırıların ve şiddet olaylarının sorumluluğu tüm Budist kimliğine mal ediliyor. Böylece, Budistler şiddetle ilişkilendirilerek düşmanlaştırılıyor. |
3.Yeni Akit gazetesinin, “Vicdansız Batı” başlığıyla verdiği haberde, Yunanistan devletinin mültecilere yönelik uygulamaları “BU DA YUNAN GAVURLUĞU” alt başlığıyla tüm Yunan kimliğine mâl edilerek aktarılıyor. Haberde, ‘gavur’ ifadesiyle Yunanlara hakaret ediliyor ve Türkiye’de Müslüman olmayan kimlikler için bir nefret ve aşağılama ifadesi olarak kullanılan ‘gâvur’ sözcüğü ile Müslüman olmayan kimliklere yönelik düşmanlık algısı güçlendiriliyor. Haberde ayrıca, AB, Macaristan ve Bulgaristan gibi devletlerinin mülteci politikaları eleştirilirken kullanılan “Medeniyetten söz edip insan haklarından dem vuran batının çirkin yüzü bir kez daha ifşa oldu” benzeri ifadeler, yaşananların sorumluluğunu tüm Batılı toplumlara yüklüyor ve batılılara yönelik olumsuz yargıların körüklenmesine neden oluyor. |
4.Samsun Denge gazetesinin, “Alman vakıfları zehir saçıyor” başlıklı haberinde, “PKK'yı, Ali'siz Alevi derneklerini, sözde kadın hakları savunucusu şer odaklarını ve LGBTİ'li sapkınların faaliyetlerini finanse eden Alman Heinrich Böll Vakfı, şimdi de gençlerimizin ahlakını hedef aldı” ve “Türk milletini geleceği olan gençlerimize eşcinsellik zehrini zerk etmek için kolları sıvayan Heinrich Böll Vakfı hiç de yabancı olmadığı bir yöntemi seçti” benzeri ifadelerle, LGBTİ’ler defalarca ‘sapkın’ olarak kodlanıyor. Haber, LGBTİ’leri cinsiyet kimlikleri ve cinsel yönelimleri nedeniyle topluma yönelik bir ‘tehdit’ olarak konumlandırıyor. Gazete böylece, LGBTİ’lerin hedefi olduğu ayrımcılığın ve şiddetin normalleşmesine ve yaygınlaşmasına neden oluyor. |
1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.