Yazılı basında 9-15 Temmuz 2018 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. Yahudiler, Suriyeliler ve Sırplara yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1
1.Yeni Söz gazetesinin, “Filistinli aileyi yakan Yahudi serbest” başlıklı haberinde, başlıkta kullanılan genelleyici ifadelerle yaşananların sorumluluğunu tüm Yahudi kimliğine mal ediyor. Gazete böylece, Yahudilere yönelik önyargıların ve düşmanlığın körüklenmesine neden oluyor. |
2.Gazete Damga gazetesinin, “Suriyeliler geldi konforumuz gitti" başlıklı haberinde, Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yaptığı açıklamalar aktarılıyor. Haberde, Akgün’ün Suriyeli mültecileri bir rahatsızlık kaynağı olarak kodladığı, “Suriyeli mülteciler geldikten sonra ilçe halkımızın konfor kaçtı. İnanılmaz bir kalabalık oluyor” sözleri başlığa tırnaksız bir şekilde taşınıyor ve fotoğraf üzerindeki “Suriyeli isyanı!” ifadesiyle aktarılıyor. Haber böylece, söz konusu kişinin Suriyeliler hakkındaki olumsuz yargılarını yeniden üretiyor; Suriyelilere dair mevcut ayrımcılığın güçlenmesinde rol oynuyor. |
3.Filiz Bahçıvan, “SURİYELİ MÜLTECİLERİ KIL OLUYORUZ” başlıklı köşe yazısında, “Her gün suriyelilerin çıkarttığı kavgalara, taşkınlıklara maruz kalıyoruz. Türk halkı bu konuda ciddi anlamda tedirgin”, “Küçücük çocuklarınızı, namusunuz olan eşinizi benim sokaklarımda, benim caddelerimde dilendirdiniz. Kaçak sigara, çay satıp size kol kanat geren devleti zarara uğrattınız”, “Ülkenizde yaşanan felaketi çarçabuk unutup, zevk-i sefaya daldınız. Kısa sürede biz misafir siz ev sahibi oldunuz” benzeri ifadelerle, Suriyelilere yönelik olumsuz algıları tetikliyor ve onların Türkiye’deki varlığını bir ‘tehdit’ olarak aktarıyor. Yazar ayrıca, ‘nankörlük’le itham ettiği Suriyelileri, “Kendi ülkende gösteremediğin güç gösterisini milletimin üzerinde gösterme. Sakın ola Kadınlarımızın, kızlarımızın namusuna göz dikme. Çalma, çırpma, benim gençlerime uyuşturucu satma” ve “Adam gibi otur ve ülkemin huzurunu bozma. Sana kollarını açan bu ülkeyi, yaptığı iyiliğe pişman etme” sözleriyle, tehdit ediyor; onlara yönelik ayrımcılığın ve düşmanlığın meşrulaşmasına zemin hazırlıyor. |
4.Ayhan Demir, “İnsan unutkandır, bunu unutma: Srebrenitsa!” başlıklı köşe yazısında, “Sırp saldırganlar, bundan önceki dokuz seferde olduğu gibi, ilk fırsatta, yüzyıllarca beraber yaşadıkları insanları yok etmeye çalışıyorlar” ve “Korkak Sırplar, sahip oldukları tüm silahlara rağmen, Boşnakların yüzüne bakacak cesareti bile kendilerinde bulamıyorlar. Kamyondan indiriyor, sırtları dönük vaziyette, diz çöktürüyor ya da yere yatırıyorlar. Altı Boşnak'tan dördünü öldürüp, ikisine taşıttırıyorlar. Sonra kalan iki genci de katlediyorlar” benzeri ifadelerle, Srebrenitsa’da yaşananların sorumluluğunu tüm Sırplara yüklüyor. Yazar böylece, Sırpları şiddetle ilişkilendirerek onları düşman konumuna yerleştiren bir söylemi yeniden üretiyor ve yaygınlaştırıyor. |
1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.