Bu çalışma, 14 Mayıs’ta yapılan cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerinin ardından Twitter’da yürütülen tartışmalarda nefret söyleminin nasıl üretildiğini konu alıyor. Analiz için, 15, 16 ve 17 Mayıs’ta Twitter’da, Türkiye’de hakkında en çok konuşulan konu başlıklarından kimliklere dair başlıkları taradık. Bu taramayı yaparken, 14 Mayıs ile cumhurbaşkanı seçimi ikinci tur oylamasının yapılacağı 28 Mayıs tarihleri arasında sıkça gündeme getirilen bazı kimlik gruplarıyla ilişkilendirilen kelimeleri anahtar kelime olarak belirledik. 

14 Mayıs sonrasında Alevi kimliğiyle ilgili söylemler ve tartışmalar yoğunlaştığı için, bu kelimeler arasında ‘Alevi’ de yer aldı. Siyasetçilerin seçim vaatlerinde sıklıkla yer bulan mültecilere ilişkin söylemleri inceleyebilmek için, taramaya ‘Afgan’, ‘kaçak’ ve ‘sığınmacı’ kelimelerini dâhil ettik. Bu kelimeler aracılığıyla ulaşılan tweet’lerde Suriyelilere ilişkin yorumlara da ulaştığımız için, anahtar kelimeler arasına ‘Suriyeli’yi eklemedik.

Ulaştığımız tweet’lerin tamamı manuel olarak incelendiği için, daha verimli çalışmak adına, izleme çalışmasında edindiğimiz deneyimden yola çıkarak ikinci bir filtreleme yaptık ve karşımıza sıkça çıkan örüntüleri taramaya dâhil ettik. Örneğin, LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin üretiminde sıkça kullanılan ‘sapık’ ve ‘sapkın’ kelimelerinin hem LGBTİ+’lara, hem mültecilere yönelik nefret söyleminin üretiminde kullanıldığını fark ederek, taramaya her iki anahtar kelimeyi de dâhil ettik.

Bu yöntemle toplam 22.900 tweet’in taranmasının ardından, 2395 tweet’i inceledik ve incelediğimiz tweetlerin 1124’ünde (%46,9) nefret söylemi ve ayrımcı söylem tespit ettik.

  • ‘Alevi’ kelimesinin geçtiği 6970 tweet’in 500’ünü inceledik. Söz konusu tweet’lerde Alevilere yönelik nefret söylemi barındıranların oranının çok düşük, Ermenilere yönelik nefret söylemi barındıranların oranının ise görece yüksek olduğunu; Ermeni ve Alevi kimliklerinin karşılaştırıldığını, birbiriyle ilişkilendirildiğini, zaman zaman bir tutulduğunu ve Alevilerin aslında gizli Ermeni oldukları iddiasıyla, Ermeni kimliğinin Alevi kimliğine olumsuz anlam yükleyen bir hakaret olarak kullanıldığını tespit ettik.

  • ‘Ermeni’ kelimesinin geçtiği 3985 tweet’in 503’ünü inceledik ve bunların 392’sinde (%78,4) nefret söylemi tespit ettik. Bazı tweet’lerde, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ermeni olduğu ve bu nedenle seçmenler tarafından desteklenmediği yönünde iddialar ön plana çıktı. Söz konusu tweet’lerde kimlik ifadesi, küfür ve hakaret ögesi olarak kullanılırken, Ermeni olmaya olumsuz anlam yüklenerek, simgeleştirme yoluyla nefret söylemi üretildi. Ayrıca, ‘Ermeni tohumu’, ‘Ermeni artığı’, ‘Ermeni dölü’ gibi ifadelerle, küfür, hakaret ve aşağılama yoluyla Ermeni kimliği hedef gösterildi.

  • ‘Afgan’ kelimesinin geçtiği 2737 tweet’in 500’ünü inceledik. Bunların 362’sinde (%72,4) nefret söylemi ve ayrımcı söylem üretildiğini tespit ettik. Tespit edilen tweet’lerin 147’sinde (%40.6) ‘tacizci’, ‘tecavüzcü’ ve ‘sapık’ gibi olumsuz sıfat kullanımı yoluyla Afganlara yönelik nefret söylemi üretildi. Söz konusu tweet’lerde Afgan ve Suriyeli kimlikleri birlikte kullanılarak, bu kimliklere mensup kişilerin seçimlerde oy kullandığı iddiası dile getirildi. 85 tweet’te (%23,4) çarpıtma ve abartma yoluyla ifade edilen bu iddia mültecilere yönelik önyargıları körüklerken, olumsuz bir propaganda aracı olarak kullanıldı.

  • ‘Sapkın’ kelimesinin geçtiği 517 tweet’in 154’ünü inceledik ve bunların 79’unda (%51,2) nefret söylemi tespit ettik. Nefret söylemi içeriklerinin 31’inde (%20) LGBTİ+’lar, yazılı basında da sıkça gördüğümüz, ‘aile kurumuna zarar vermek’, ‘neslin ahlakını bozmak’ gibi ifadelerle hedef gösterildi. Küfür, hakaret, ve aşağılama yoluyla nefret söylemi üretildi. Söz konusu tweet’lerin 10’unda (%12,6) mülteciler doğrudan hedef alındı ve ‘tehlikeli’ oldukları iddiasıyla hedef gösterildi.

  • ‘Sapık’ kelimesinin geçtiği 1263 tweet’in 228’ini inceledik ve bunların 26’sında (%14) LGBTİ+’ların, 138’inde (%60,5) ise mültecilerin hedef alındığını tespit ettik.

  • ‘Kaçak’ kelimesinin geçtiği 4213 tweet’in 310’unu inceledik ve bunların 36’sında (%11,6), abartma ve genelleme yoluyla nefret söylemi üretildiğini tespit ettik.

  • ‘Sığınmacı’ kelimesinin geçtiği 3215 tweet’in 200’ünü inceledik ve bunların 91’inde (%45,5) mültecilerin hedef alındığını tespit ettik. Söz konusu tweet’lerde mültecilerin sayısının Türkiye vatandaşlarının sayısını geçeceği iddia edilerek, mültecilerin Türkiye’nin bağımsızlığı için tehlike oluşturduğu fikri yinelenerek ve mülteciler tehdit olarak işaret edilerek savaş ve düşmanlık söylemi üretildi.

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.