2022'nin Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında yazılı basında ulusal, etnik ve dinî kimlik gruplarını, LGBTİ+’ları ve kadınları hedef alarak nefret söylemi içeren haber ve köşe yazılarını eleştirel söylem analizi yöntemiyle inceledik. “Basında Nefret Söylemi: Haziran, Temmuz ve Ağustos Aylarından Seçtiklerimiz” ile haber kupürlerine ve detaylı analizlere erişebilirsiniz.
Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında Türkiye yazılı basınında;
- Yunanlar, Türkiye - Yunanistan arasındaki gerginlik ve Yunanistan'ın göçmenlere yönelik uyguladığı politikalar sebebiyle saldırganlık, tehdit ve zalimlik gibi olumsuz ifadelerle hedef gösterildi.
- LGBTİ+’lar toplum ve aile yapısı için tehdit olarak gösterilerek nefret söyleminin hedefi oldu.
- Suriyelilerin ve Afganların toplum düzeni için tehdit oluşturdukları algısı yaratılarak mülteci kimliği suçla ilişkilendirildi.
- Azerbaycan - Ermenistan arasındaki gerilim Ermeni kimliği hedef gösterilerek haberleştirildi ve toplumdaki Ermenilere yönelik olumsuz önyargılar güçlendirildi.
- Ukrayna-Rusya arasındaki savaş sebebiyle, şiddet ve saldırganlık içeren olumsuz ifadeler Rus kimliğine genellenerek aktarıldı.
Rusya silahlı kuvvetlerinin eylemleri, haber başlığına Rus kimliğine genellenerek taşınıyor. Rusya’nın Ukrayna sınırları içerisinde yer alan NATO tedarik hattına saldırmasını aktaran haber başlığında ve içeriğinde Ruslar suçla ilişkilendiriliyor ve tehdit olarak işaret ediliyor. Haberde, söz konusu olayın Ukrayna devlet yetkilileri tarafından doğrulandığı belirtilirken, Rusya devlet yetkililerinin açıklamaları Rus kimliğine atfedilerek aktarılıyor. Bu yolla Ruslara yönelik önyargılar pekiştiriliyor ve düşmanlık körükleniyor.
Sakarya’da kadınların görüntülerinin gizlice çekildiğini iddia eden haberde, yaşanan olayda ulusal kimlikle doğrudan ilişkisi olmamasına rağmen, asıl sorun olan eril şiddet görmezden gelinerek Afgan kimliği suçla ilişkilendirilip vurgulanıyor. Afganlar şiddet olayları ve saldırganlıkla ilişkilendirilerek tehdit olarak işaret ediliyor. Böylece, Afganlara yönelik önyargılar ve tehdit algısı pekiştiriliyor.
Haberde, Yahudilerin Savuot bayramı nedeniyle Mescid-i Aksa’ya gitmesini Müslüman grupların protesto etmesi aktarılırken İsrail polisinin Müslümanlara yönelik müdahalesi sorunlaştırılıyor. Bir grubun eylemlerinin sorumluluğu Yahudi kimliğinin tümüne genellenerek aktarılıyor. Başlıkta Yahudi kimliği ‘baskın eylemi’ ile ilişkilendiriliyor. Böylece Yahudiler tehdit olarak işaret ediliyor ve kimliğe yönelik düşmanlık algısı körükleniyor.
Yunanistan’a tatile giden ABD’li turistlerin bir restoranda fazla gelen hesaba tepki göstermelerini ve restoran çalışanları tarafından tehdit edilmelerini aktaran haber, söz konusu olayı Yunan kimliğini hedef alarak aktarıyor. Yaşanan olayı “Yunan kazığı” ifadesiyle başlığına taşıyor ve kimlikle ilgili olumsuz bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Kullanılan olumsuz sıfat ile Yunanlara yönelik önyargılar pekiştiriliyor ve düşmanlık körükleniyor.
Hindistan’da iktidar partisini protesto eden Müslüman grubun gözaltına alınması ve Hindistan polis güçlerinin Müslümanlara gözaltı sırasında uyguladığı şiddet olayları, başlığa “Hindu Terörü” ifadesiyle taşınıyor. Bir grubun eylemi tüm kimliğe atfediliyor. Kimlik şiddet ve saldırganlıkla ilişkilendiriliyor. Devlet görevlilerinin eylemlerinin sorumluluğu Hindu kimliğine yükleniyor. Böylece Hindular, tehdit olarak işaret ediliyor ve kimliğe yönelik düşmanlık algısı körükleniyor.
Sabiha Gökçen Havalimanı’nın İstanbul’u tanıtan bir telefon uygulaması hazırladığını aktaran haber, İstanbul yerine Konstantinopolis kelimesinin tercih edilmesini “rezalet” ve “skandal” şeklinde aktarıyor. Bu durumu “Yunan ağzı” şeklinde başlığına taşıyan haberde, simgeleştirme yöntemiyle kimliğe yönelik nefret söylemi üretiliyor. Yunanlara yönelik olumsuz algı pekiştiriliyor ve önyargılar körükleniyor.
Avrupa Sığınmacılar ve Sürgünler Konseyi’nin yayımladığı “Geri İtme Uygulamaları” başlıklı raporu konu edinen haber, Yunanistan devlet güçlerinin göçmenlerin Avrupa’ya geçişlerini engellemesini başlığına Yunan kimliğini hedef alarak taşıyor. Devletlerin politikalarından dolayı mültecilere yönelik uygulanan insan hakları ihlallerinin sorumluluğu Yunan kimliğine yükleniyor. Söz konusu olay Yunan kimliğine genellenerek kimliği zalimlikle ilişkilendiriyor. Yunanlara yönelik tehdit ve düşmanlık algısı yaratılarak mevcut önyargılar körükleniyor.
Onur haftası etkinlikleri kapsamında İBB binasında düzenlenmesi planlanan programı konu edinen haberde, LGBTİ+’lar “sapkınlar” şeklinde homofobik ifadelerle işaret ediliyor, cinsel yönelim hedef alınarak nefret söylemi üretiliyor. İBB yönetimi, onur ayı kapsamında gerçekleştirilecek etkinlikler için atölye yeri sağladığı ve alkol satışı yapmaya başladığı için eleştirilirken LGBTİ+’lar hedef gösteriliyor. Bu, kimliğe yönelik önyargıları körükleyerek düşmanlığı pekiştiriyor.
Haber başlığına, KKTC Cumhurbaşkanı’nın sözleri tırnak işareti kullanılmadan taşınıyor, Rum ve Yunan kimlikleri terörle ilişkilendirilerek aktarılıyor. Bir siyasinin sözleri tırnak işareti kullanılmadan aktarılarak nefret söyleminin yeniden üretilmesine neden oluyor. Haber içeriğinde, Ege adalarına yönelik Türkiye-Yunanistan devlet politikalarına atıfta bulunularak, söz konusu gerginliklerin sorumluluğu Yunan kimliğine yükleniyor. Böylece, Rumlara ve Yunanlara yönelik önyargılar pekiştiriliyor. Kimlikler tehdit olarak işaret edilerek düşmanlaştırılıyor.
Bir siyasi partinin gündeme ilişkin değerlendirme toplantısı sonrası İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik açıklamalarını homofobik bir söylem üreterek aktarıyor. Haberde, İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel yönelim ‘aile ve toplum’ için bir tehdit olarak işaret ediliyor. Cinsel yönelim ‘sapkınlıkla’ ilişkilendirilerek tehdit olarak işaret ediliyor. Bu durum LGBTİ+’lara yönelik mevcut önyargıları ve düşmanlığı artırıyor.
Bir siyasi parti genel başkanının açıklamalarını aktaran haber, başlığına siyasinin sözlerini tırnak işareti kullanmadan taşıyor. Haber başlığında LGBTİ+’lar ‘sapkınlık’ ile ilişkilendirilerek işaret ediliyor. Haber, cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi hedef alarak homofobik bir söylem üretiyor. LGBTİ+’ların ‘aile ve topluma’ yönelik tehdit oluşturduğu algısı üretiliyor ve kimliğe yönelik düşmanlık kuvvetlendiriliyor.
Arnavutluk meclisi tarafından 27 Haziran tarihinin ‘Yunan Şovenistler tarafından Çamerya Arnavutlarına Karşı Soykırım Günü’ olarak öngören yasanın onaylanmasını ve Yunanistan güçleri tarafından Çamerya bölgesinde uygulandığı iddia edilen olayları aktaran haber, yaşanan şiddet olaylarının sorumluluğunu Yunan kimliğine yüklüyor. Söz konusu olayları “Yunan katliamı” şeklinde kimliğe genelleyerek başlığına taşıyor. Böylece, Yunan kimliğine yönelik tehdit algısı oluşturuluyor ve düşmanlık algısı körükleniyor.
Ereğli’de bir işyeri sahibinin sosyal medya hesabından Suriyeli bir kişinin işyerinden hırsızlık yaptığını iddia ettiğini aktaran haberin başlığında Suriyeli kimliği hedef gösteriliyor. Kimliğin suçla ilişkisi olmamasına rağmen suçun kimlik ile ilişkilendirilmesi dezenformasyon üretiyor. Suriyeliler tehlike ve tehdit olarak işaret ediliyor ve mültecilere yönelik mevcut önyargılar artırılıyor.
Haber, Yunanistan güvenlik güçleri tarafından göçmenlerin Çeşme’de Türkiye karasularına geri ittirilmesini konu ediniyor. Söz konusu olayı “Yunanlılar” ifadesiyle kimliğe genelleyerek başlığına taşıyor. Yunan kimliğini zalimlikle ilişkilendirerek, Yunanlara yönelik düşmanlık algısı oluşturuluyor ve mevcut önyargılar pekiştiriliyor.
Haber, Bosna Hersek’te meydana gelen savaşı konu edinen bir filmin gösterime gireceğinin duyurulmasını konu ediniyor. Bu olayı, ‘provokasyon’ olarak adlandırıyor. Srebrenitsa kentinde Bosna Sırp ordusu tarafından yapılan eylemler Sırp kimliğine yükleniyor ve haber başlığında Sırplar “ırkçı” olmakla itham ediliyor. Başlıktaki ifadeyle Sırp kimliği suçla ilişkilendirilerek kimliğe yönelik genellemeler yapılıyor. Sırplara yönelik önyargılar pekiştiriliyor.
Yunanistan sahil güvenlik görevlilerin mültecilere yönelik eylemlerini konu alan haber, başlığında Yunan kimliğini “zulüm” ile ilişkilendiriyor. Yunanistan’ın mülteci politikaları tüm kimliğe yükleniyor. Bu, Yunan kimliğine yönelik düşman algısı oluşturuyor ve mevcut önyargıları körüklüyor. Mültecilere yönelik bu insan hakları ihlalinin vurgulanması yerine bu yaşam hakkı ihlali kimlik ile ilişkilendirilerek asıl odaklanılması gereken sorun da gözden kaçırılıyor.
Gaziantep’te gerçekleştiği iddia edilen olayı konu edinen haber, olayla ilgisi olmamasına rağmen, Suriyeli kimliğini başlığında ve içeriğinde vurguluyor. Yaşandığı iddia edilen olayın sorumluluğu kimliğe yüklenerek kimlik hedef gösteriliyor.
Türkiye’de iktisadi ve toplumsal hayatta yaşanan olumsuz gelişmeleri Suriyelilerin ülkedeki varlığına bağlayan yargılar ve bu grubun ülke için ‘tehdit’ oluşturduğu yönündeki genellemeler, en sık karşılaşılan söylemlerden. Bu durum da kimliğe yönelik önyargıların ve ayrımcılığın artmasına sebep oluyor. 1
1 Tekin, F., “Medyada Suriyeli Mültecilere Yönelik Ayrımcılık: Yanlış Bilgilendirme ve Çarpıtma”, Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Söylem 2017 Raporu içinde (İstanbul: Hrant Dink Vakfı, 2018).
Yunanistan basınında Türkiye’nin askerî stratejilerine yer verilmesini konu alan haber başlığında Yunan kimliğini hedef gösteriyor. “Hazımsız” kelimesi ile iki kimlik arasında bir çekişme ve düşmanlık olduğu algısı yaratılıyor. Düşmanlık ve savaş söylemi yoluyla üretilen bu nefret söylemi örneğinde iki kimlik arasındaki düşmanlık körükleniyor.
Eyüp Sultan’da STK’lar tarafından yapılan açıklama, başlığa LGBTİ kimliği hedef alınarak taşınıyor. Kimlik, sapkınlıkla ilişkilendirilerek cinsel yönelim temelli nefret söylemi üretiliyor.
Cinsiyetçi, kadın düşmanı, homofobik, bifobik ve transfobik söylemler ve pratikler kadınların ve LGBTİ+’ların yaşam alanlarını daraltıyor, toplumsal hayata özgür ve eşit bireyler olarak katılmalarını engelliyor ve birçok örnekte kadın ve LGBTİ+ cinayetleriyle sonuçlanıyor.2
2 Az, İ., Ensari, P., ve Özkan, Ş. “Türkiye yazılı basınında nefret söylemi: Hrant Dink Vakfı Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi projesi deneyimi”, Medya ve Nefret Söylemi - II içinde, ed. Altuğ Yılmaz (İstanbul: Hrant Dink Vakfı Yay., 2021).
Ege Denizi’nde Deniz Kuvvetleri Kupası Yat Yarışı’na katılan araçlardan biri ve Yunanistan Sahil Güvenliği arasında yaşandığı iddia edilen olay haber başlığına ‘Yunan Tacizi’ ifadesiyle taşınıyor. İddia edilen olay kimliğin tamamına atfediliyor ve Yunan kimliği, ‘tacizci’likle suçlanarak düşmanlık söyleminin hedefi oluyor.
Yunanistan sahil güvenlik görevlileri tarafından Ege Denizi’nde mültecilere yönelik yapıldığı iddia edilen eylemleri konu edinen haber, söz konusu olayı Yunan kimliğine genelliyor. Yunanlar zulüm ile ilişkilendiriyor. Yunanistan sahil güvenlik görevlileri karşısında Türkiye’nin sahil güvenlik görevlileri kurtarıcı rolünde resmediliyor. Bu yolla, kimlik grupları arasında hiyerarşi kurulurken, önyargılar pekiştiriliyor. Yunanlara yönelik tehdit algısı güçlendiriliyor ve düşmanlık algısı körükleniyor.
Haberde, Doğu Akdeniz’de Mısır, İtalya ve Yunanistan’dan balıkçıların avlanması sorunsallaştırılıyor. Türkiyeli balıkçıların bu bölgede avlanmadığı ve avlanmasının yasak olduğu iddia edilirken, bahsedilen ülkelerin avlanması ve ciddi kâr sağlaması iddiasıyla Yunan kimliği hedef gösteriliyor. Yunanistan’ın bu bölgede avlanması ‘hırsızlık’ olarak nitelendiriliyor ve Yunanlar hırsızlıkla ilişkilendiriliyor. Yunanlara yönelik önyargılar pekiştiriliyor ve kimlik düşmanlaştırılıyor.
Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin mültecileri Türkiye karasularına geri itmelerini ve Yunanistan’ın mülteci politikalarını konu edinen haber, söz konusu olayı kimliğe genelleyerek aktarıyor. Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin mültecilere yönelik uyguladığı hak ihlalleri Yunan kimliğine yükleniyor. Yunanlar insani değerlerden yoksun bir şekilde aşağı seviyede gösterilerek, Türk ve Yunan kimlikleri arasında hiyerarşik bir ilişki yaratılıyor. Yunanlara yönelik mevcut önyargılar ve düşmanlık algısı pekiştiriliyor.
Fethiye’de gerçekleştiği iddia edilen olayı konu edinen haber, suçu Suriyeli kimliğiyle ilişkilendirerek haber başlığına taşıyor. Karaçulha Mahallesi’nde telefon alışverişi nedeniyle çıkan tartışma ve şiddet olayları Suriyeli vurgusu yapılarak aktarılıyor. Bahsedilen olayın kimlikle ilgili olmamasına rağmen Suriyeli olmak ön plana çıkarılıyor. Suriyeli kimliği suç ve şiddetle ilişkilendirilerek mültecilere yönelik mevcut tehdit algısı kuvvetlendiriliyor.
Haber, Azerbaycan Savunma Bakanlığı’nın Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan mevzilerine yönelik yapıldığını iddia ettiği eylemleri konu ediniyor. Söz konusu olay haber başlığında Ermeni kimliğine genelleme yapılarak aktarılıyor. Kimlik saldırganlık ve şiddetle ilişkilendirilerek Ermenilerin tehdit oluşturduğu algısı üretiliyor. Böylece, Ermenilere yönelik düşmanlık algısı pekiştiriyor.
Alanya’da iki kişi arasında yaşanan tartışmanın cinayetle sonuçlanmasını konu edinen haber, kimliğin suçla ilişkisi olmamasına rağmen başlıkta ve içerikte Suriyeli kimliğini vurguluyor. Suriyelilerin suça eğilimli oldukları algısı pekiştiriliyor, kimlik suçla ilişkilendiriliyor. Böylece, mültecilerin toplumda tehdit oluşturdukları algısı pekiştiriliyor. Mevcut önyargılar ve düşmanlık kuvvetlendiriliyor.
Van’da kayıtsız göçmenlerin bulunmasını konu edinen haber, başlığında Afgan kimliğini insandışılaştırarak tehlike olarak işaret ediyor. Afganların Türkiye’yi köprü işleviyle kullandıkları iddia edilerek kimliğe yönelik bir ‘tehdit’ algısı oluşturuluyor ve olumsuz yargılar pekiştiriliyor. Türkiye’deki Afgan sayısının Suriyeli sayısını geçeceğini iddia eden haber, mültecilerin haklara erişimini riske atan bir söylem üretiyor.
Mülteci kampında yaşandığı iddia edilen olayı konu edinen haber, söz konusu olayı kimliğin suçla ilişkisi olmamasına rağmen Suriyeli kimliğine genelleyerek vurguluyor. Benzer şekilde, Suriyelilerin Kahramanmaraş’ta iki ay önce de kaldıkları evi yaktıkları iddia edilerek, şiddet eylemlerinin sürekliliğine vurgu yapılıyor. Bu yolla, Suriyeli olmak şiddet ve saldırgan olmakla ilişkilendiriliyor ve kimlik tehdit olarak işaret ediliyor. Suriyelilere yönelik mevcut önyargılar artırılırken düşmanlık körükleniyor.
Batı Şeria’da gecekondu yerleşim biriminin inşa edildiğini ve binalarda Yahudi ailelerin yaşadığını iddia eden haber, bu durumu “Yahudi işgali” olarak adlandırıyor. Söz konusu olay, tüm kimliğe atfediyor ve kimlik tehdit unsuru olarak işaret ediliyor. Yaşananların sorumluluğu Yahudi kimliğine yükleniyor ve Yahudiler düşmanlaştırılarak hedef gösteriliyor.
Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin mültecilere uyguladığı Türkiye karasularına geri itme müdahalelerini ve şiddet eylemlerini konu edinen haber, başlığında Yunan kimliğini hedef gösteriyor. Haber başlığındaki ‘katiller’ ifadesiyle yaşanan insan hakları ihlalleri, tüm Yunan kimliğine genellenerek aktarılıyor. Yunanlar, insani değerlerden yoksun olmakla ve şiddetle ilişkilendiriliyor. Böylece, kimliğe yönelik mevcut önyargılar pekiştiriliyor ve düşmanlık algısı körükleniyor.
Doğu Akdeniz’de Türkiye savaş uçaklarının NATO görevi yapması karşılığında Yunanistan uçaklarının radar kilidini atmasını konu edinen haber, olayı taciz olarak isimlendiriyor. Söz konusu iki ülke arasında gerçekleşen gerginliğin sorumlusu olarak Yunan kimliği işaret ediliyor. Haber başlığındaki “Yunan tacizi” ifadesiyle olay kimliğe atfediliyor ve Yunanlar tacizle ilişkilendiriliyor. Bu yolla, Yunanlara yönelik önyargılar pekiştiriliyor.
Mısır ordusunun Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile birlikte yaptıkları askerî tatbikatı duyurmalarını konu edinen haber, söz konusu olayı tahrik olarak nitelendiriyor. Haber başlığında Rum kimliği, şiddet ve saldırganlıkla ilişkilendiriliyor. Böylece Rumlar tehdit olarak işaret ediliyor, kimliğe yönelik düşmanlık algısı kuvvetlendiriliyor.
Fanatik bir grubun yaptığı iddia edilen eylemleri konu edinen haber, başlığında söz konusu olayı tüm Yahudi kimliğine atfediyor. Mescid-i Aksa’ya düzenlenen kundaklama saldırısının sorumluluğu “Yahudi ihlali” tamlamasıyla, kimliğe genellenerek haber başlığına taşınıyor. Haber içeriğinde İsrail devlet politikaları eleştirilirken sorumluluk Yahudi kimliğine yükleniyor ve Yahudiler saldırganlıkla ilişkilendirilerek tehdit olarak işaret ediliyor. Böylece, kimliğe yönelik mevcut düşmanlık algısı pekiştiriliyor.
Yunanistan sahil güvenlik görevlilerinin göçmenlere yönelik eylemlerini konu edinen haber, söz konusu olayların sorumluluğunu Yunan kimliğine atfediyor. Sahil güvenlik görevlileri tarafından mültecilerin Türkiye karasularına itilmesi, haber başlığına Yunan kimliğine genellenerek taşınıyor. Yunan ve Türk kimlikleri karşıt şekilde kurgulanıyor ve başlıktaki “yine” ifadesiyle kimliklerin eylemlerinin devamlılığı vurgulanıyor. Böylece Yunanların olumsuz eylemlerini devam ettirdiği vurgulanarak önyargılar pekiştiriliyor. Yunanlara yönelik düşmanlık ve toplumlararası kutuplaşma körükleniyor.
Türkiye F-16’larının Ege’de uluslararası görev uçuşları yapmasına Yunanistan hava kuvvetlerinin tepki vermesini konu edinen haber, başlığında söz konusu olayı ‘şımarıklık” ile ilişkilendirerek Yunan kimliğine yüklüyor. Bir kimliğin olumsuz bir sıfatla nitelendirilmesi yoluyla kimlik hedef gösteriliyor ve nefret söylemi üretiliyor. Söz konusu haberde, bu yolla Yunanlara yönelik mevcut önyargılar körükleniyor ve düşmanlık algısı pekiştiriliyor.
Karabağ Savaşı’yla ilgili görüşlerini belirten bir siyasetçinin ifadelerini konu edinen haber, başlığında Ermeni kimliğini ‘katliam’ ile ilişkilendirerek hedef gösteriyor. Devletler arasında gerçekleşen söz konusu olayların sorumluluğu Ermeni kimliğinin geneline yükleniyor ve kimlik tehdit olarak işaret ediliyor. Ermeniler şiddet ve zulümle ilişkilendirilerek kimliğe yönelik düşmanlık algısı körükleniyor.
Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.