“Nefret Söylemiyle Mücadele Etmek için Türkiye ve AB Yeni Üye Ülkelerinin Birlikte Öğrenme ve İşbirliği” projesinin kapanış konferansı; projenin katılımcısı olan sivil toplum kuruluşları ve Türkiye’de ve uluslararası alanda ayrımcılık, demokrasi, eşitlik, insan hakları, ayrımcı söylem ve nefret söylemi konularında çalışan kişi ve kurumların katılımıyla, Hrant Dink Vakfı’nda, Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda 17 Haziran 2022 Cuma günü yapıldı.
“Nefret Söylemiyle Mücadele Etmek için Türkiye ve AB Yeni Üye Ülkelerinin Birlikte Öğrenme ve İşbirliği” projesi, Hrant Dink Vakfı ve Minority Rights Group Europe işbirliğinde ve Avrupa Birliği’nin mali desteğiyle yürütüldü.
Bu konferansla, nefret söylemiyle mücadele etmek, bilgi-deneyim paylaşımı yapmak, ortak iletişim ağları oluşturmak ve kurumlar arası işbirliğini güçlendirmek için bir alan sağlanması hedeflendi. 17 Haziran Cuma günü yapılan konferans, vakfın websitesi, YouTube, Facebook ve Twitter hesaplarından da İngilizce ve Türkçe olarak canlı yayınlandı.

Açış Konuşması:
Konferansın açış konuşmasını yapan Ülkü Doğanay, konuşmasında, nefret söylemi ve ayrımcılıkla daha etkili mücadele edebilmek için medyanın nasıl kullanılması gerektiğine değindi. İyi gazetecilik ilkesinden de bahseden Doğanay, haberin doğrulanmasının ve bağımsız ve adil olmasının önemini vurguladı. Ek olarak, ayrımcılıkla mücadeleden gücünü alan alternatif medyayı da unutmamamız gerektiğini belirten Doğanay, buna göre medya pratikleri geliştirebileceğimizi dile getirdi.



Panel 1: Oturum başkanlığını Nazan Haydari’nin yaptığı konferansın ilk panelinde, Türkiye ve Avrupa’da çevrimiçi nefret söylemi konuları tartışıldı. Panelin ilk konuşmacısı Media Diversity Institute’den Giulia Dessi, Belçika, Fransa, Almanya, Yunanistan, Macaristan, Polonya ve Birleşik Krallık’taki medyada din-karşıtı nefret içeren anlatıların ve özellikle de aşı-karşıtı söylemlerdeki antisemitizmin yayılmasına dair bir proje olan “Get The Trolls Out” ile ilgili bilgiler paylaştı. İkinci konuşmacı, Human Rights Institute Direktörü Dr. Peter Weisenbacher, Orta Avrupa ülkelerinde nefret söylemi üzerine bir sunum yaptı. Üçüncü konuşmacı, Turnusol.org’un kurucularından Dr. Suat Atan, “Nefret Söylemini Tespit Etmek İçin Yapay Zekâ Kullanımı Denemesi: Turnusol.org” başlıklı bir konuşma yaptı. Türkiye’deki mülteciler ve azınlıklarla ilgili nefret söylemi tespiti konusunda bir yapay zekâ geliştirmeye çalıştıklarını ifade etti.



Panel 2: Dezenformasyon, Antisemitizm, İslamofobi, Göçmen ve Roman Karşıtlığı başlıklı ikinci panelin oturum başkanlığını Didar Akar yaptı. İlk konuşmacı, Nabil Sanaullah “Dezenformasyon ve Medya: Avrupa’da Nefret Söyleminin Normalleştirilmesi” başlıklı bir sunum yaptı. İkinci konuşmacı Peter Kovacs, “Macaristan’da İslam Karşıtlığı, AB’de Göçmen ve Azınlık Gruplara Yönelik Dezenformasyon Kampanyalarının Etkisi” başlıklı sunumunda dezenformasyon ekosistemini anlattı. Üçüncü konuşmacı Teodora Krumova, “Bulgaristan’da Romanlara Karşı Çevrimiçi Nefret Söylemiyle Mücadele” başlıklı sunumunda Bulgaristan’da nefret söyleminin hedefi olan gruplara (Türkler, Araplar, Romanlar, Çinliler, vb.) değindi. Panelin son konuşmacısı Dr. Gülay Uğur Göksel, “Türkiye’deki Suriyeli Mültecilere Yönelik Olumsuz Algı ve Nefret Söyleminin Teorik Analizinin Tanınması” başlıklı sunumunda negatif algının ve tutumun kaynaklarını nasıl öğrenebiliriz sorusuna cevap aradıklarını belirtti.



Panel 3: İfade özgürlüğü ve nefret söylemi konularının tartışıldığı üçüncü panelin oturum başkanlığını Tirşe Erbaysal Filibeli yaptı. İlk konuşmacı, Article 19’dan Joanna Szymanska, “Nefret Söylemini Tanımak” başlıklı sunumunda, temel bir hak olarak, ifade özgürlüğünün devletler tarafından sağlanması gerektiğini vurguladı. İkinci konuşmacı, Human Rights Advocacy Consultant for Minority Rights Group International’dan Katarzyna Morton, “Hesap Verebilirlik ve Düşünce Özgürlüğü Açısından Gerçek Dünyada Etik” başlıklı sunumunda, çevrimiçi ve ana akım medyanın birbirini nasıl beslediğini anlattı. Panelin son konuşmacısı Kerem Altıparmak, “Türkiye’de Nefret Söylemi Hükümlerinin Kötüye Kullanılması: Din Temelli Nefret Söyleminin Suç Haline Getirilmesi mi, Dine Hakaret mi?” başlıklı sunumunda, Türkiye’de nefret söylemi ile ilgili bir hükmün hem bir yandan nefret söylemi aracına dönüşmesi hem de bu hükmün nefret söylemi ile mücadele etmemesi üzerine Türkiye’deki mahkeme kararlarından örnekler verdi.



Panel 4, I. Bölüm: İki bölümden oluşan Çevrimiçi Nefret Söylemine Karşı Mücadele: Yöntemler, Stratejiler ve Kampanyalar başlıklı dördüncü panelin oturum başkanlığını Ayşecan Terzioğlu yaptı. Panelin ilk konuşmacısı, International Network Against Cyber Hate’den Tamás Berecz, “Nefret Söyleminin Tehlikeleri ve Mücadele Yöntemleri” başlıklı sunumunda, karşıt söylem yöntemlerini anlattı. İkinci konuşmacı Stop Funding Hate’den Amanda Morris, “Nefretin Finanse Edilmesi Nasıl Durdurulur: Etkili Değişim için Sosyal Medyanın Gücünden Yararlanmak” başlıklı sunumunda, nefretin finansal boyutuna odaklandı. Panelin ilk bölümünün son konuşmacısı Facing Fact’den Melissa Sonnino, “Doğrularla Yüzleşmenin Çevrimiçi Yöntemleri – Eylem ve Öğrenme” başlıklı sunumunda “facing facts” [doğrularla yüzleşme] kampanyalarına değindi.



Panel 4, II. Bölüm: Dördüncü panelin ikinci bölümünde, ilk konuşmacı Hrant Dink Vakfı’ndan Ebru Özdeş’ti. “Nefret Söylemi ve Kapsayıcı Dil” başlıklı sunumunda, vakfın nefret söylemine karşı yıllardır yürüttüğü mücadeleyi özetledi. İkinci konuşmacı Combating Hate Speech, Council of Europe Uzman Komitesi’nden Menno Ettema, “Avrupa Konseyi: Nefret Söylemiyle Mücadelede Kapsamlı Bir Yaklaşım” başlıklı sunumunda nefret söylemi ile mücadele için yararlı araçlara değindi. Son olarak University of Trento, Hatemeter.eu Projesi’nden Gabriele Baratto, “Çevrimiçi Nefret Söylemini İzlemek, Analiz Etmek ve Mücadele Etmek İçin Bilgi İletişim Teknoloji (BİT) Aracı: Hatemeter Projesi Deneyimi” başlıklı sunumunda, Hatemeter projesini anlattı.



18 Haziran Cumartesi günü, iki oturum hâlinde yuvarlak masa tartışmaları yapıldı. Tartışmalarda, katılımcı STK’ların kendi alanlarında nefret söylemini nasıl deneyimlediği, nefret söylemi ile nasıl mücadele ettiği, mücadeleleri sırasında karşılaşılan zorlukların neler olduğu, bu zorlukları aşmak için neler yapıldığı ve nefret söylemiyle mücadele alanında sektörler arasında mevcuttan daha fazla ya da başka nasıl işbirlikleri yapılabileceği konularında deneyimler paylaşıldı.

Bu iki günlük konferansın yapılmasını ve amacına ulaşmasını sağlayan ulusal ve uluslararası tüm katılımcılara, işbirliği için Minority Rights Group Europe’a, mali desteği için Avrupa Birliği’ne, konferansı dinleyen, soru ve yorumlarıyla katkı sunan tüm izleyicilere ve konuklara ve bu konferansın yapılması için emek veren tüm Hrant Dink Vakfı çalışanlarına ve gönüllülerine çok teşekkür ederiz.