Yazılı basında 1-16 Ekim 2020 tarihleri arasından, gündemle ilişkili şekilde nefret söylemi içeren haber ve köşe yazıları seçildi ve eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelendi. .1


1.

Yeni Şafak, 5 Ekim 2020

Yasin Aktay’ın “Kendinizi savunacak gücünüz yoksa kimse lütfedip hakkınızı vermiyor” başlıklı köşe yazısında, sıkça “Ermeni işgali” ve “Ermeni saldırıları” tanımı kullanılıyor. Ermenistan, Ermeni ordusu gibi daha doğru ve net olacak tanımlar yerine genel geçer şekilde “Ermeniler” denmesi söz konusu çatışmalardan tüm Ermenileri sorumlu tutuyor ve bu kimliğe yönelik nefret söylemi üretiyor. Toplumda kutuplaştırmayı arttıran bu dil Ermeni kimliğine yönelik olumsuz algıyı ve düşmanlık duygusunu pekiştiriyor.


2.

Selçuk Türkyılmaz’ın, “Gence’ye atılan füzenin işaret ettikleri” başlıklı köşe yazısında 1918 yılında geçen tarihi olayları günümüzle doğrudan ilişkilendirerek, Ermeni halkının tarih boyunca aynı olumsuz özelliklere sahip olduğunu ima ediliyor. Tarihi iddiaların sorumlusu olarak  “Ermeniler” ifadesini kullanarak, eylemlerin sorumluluğu tüm Ermenilere yüklüyor. “Ermeniler, geçen yüzyılda propaganda gücünden faydalanarak tarihî hakikatleri bir ölçüde gizlemeyi başardı. Batılıların bizim adımıza konuştuğu zamanlarda tarihî hakikatleri bozup yeniden yazdılar” ifadeleriyle, Ermenileri ve Batılıları tarihi hakikatleri çarpıtmakla suçluyor ve Batılılar ve Ermenilere yönelik olumsuz algıyı pekiştiriyor. Yazar, genel itibariyle  toplumda Ermeni kimliğine karşı düşmanlığı pekiştiriyor. 

 


3.

Yeni Akit gazetesininin “İşgalci Yahudiler Zeytin Toplayan Filistinlilere Saldırdı: 5 Yaralı” başlıklı haberin Batı Yaka’da yaşandığı aktarılan bir saldırı konu ediliyor.  Gazete haberi tüm Yahudi kimliğini işgalci olarak suçlayarak bu kimliğe yönelik bir nefret söylemi yaratıyor. Var olan kutuplaşmayı arttırıcı şekilde taraflı bir haber dili kullanılıyor ve Yahudilere yönelik düşmanlığı pekiştiriyor. 


4.

“Dokuz sütun” gazetesinin “Rumlar Türk Tarafına Yürüdü” başlıklı haberinde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ndeki Derinya Sınır kapısına yürüyen bir grup milliyetçi bir futbol topluluğun hareketi başlıkta çarpıtılarak tüm Rumları sorumlu tutuyor. Ayrıca  Rumları agresyon ve şiddetle  ilişkilendirerek bu kimliğe yönelik olumsuz algı yaratıyor. Bölgedeki ve toplumdaki kutuplaşmayı derinleştiriyor. 

 


5.

Yeniçağ gazetesinin “Azgın Ermenilerden Alçak Saldırı” başlıklı haberde Kanada’da Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki savaşta iki gruptan da insanların yaptığı destek eylemlerine yer veriliyor. Bu haberde Azerbaycan ve Türkiye’den insanların yaptığı destek konvoyuna yapılan saldırı iddiasından bahsediliyor, ancak saldırganın kimliği belirsiz olmasına rağmen haber başlığında kullanılan “azgın” sıfatıyla tüm Ermenilere yönelik nefret söylemi üretiliyor ve yine “alçak saldırı” ifadeleri ile Ermeni kimliği şiddetle ilişkilendirerek bu kimliğe yönelik olumsuz algı oluşturuluyor. 

 


6.

Yeni Akit gazetesinin “Yine Yunan Gavurluğu Yine Türk Şefkati” başlıklı haberinde Çeşme ilçesi Karaada açıklarında iki can salında bulunan göçmenlerin Türkiye tarafından bulunarak göç idaresine sevk edilmesi konu alınıyor. Ancak bu olay başlığıa “Yunan Gavurluğu” olarak verilerek tüm Yunan kimliğini acımasız ve olumsuz bir algı ile özdeşleştiriyor, kimliğe yönelik nefret söylemi üretiyor. Ayrıca Türkiye’nin hareketini tam zıt bir duygu “şefkat” ile özdeşleştirerek toplumlar arası düşmanlığı tetikliyor ve kutuplaştırmayı pekiştiriyor. 


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.