Yazılı basında 11-17 Mart 2019 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. Ermeniler, Yeni Zelandalılar, Hıristiyanlar ve gayrimüslimler yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz. 1


1.

Sabah, 17 Mart 2019

Mehmet Barlas, “Katilin takıntısı” başlıklı köşe yazısında, Yeni Zelanda’da yaşanan terör saldırısını konu ediyor. “Yeni Zelandalı manyak katil biz Türklere de takıntılıymış” başlığında ve “Çünkü Yeni Zelandalı manyak katilin biz Türkler hakkında düşündüklerini, bizim aramızdakilerden de paylaşanlar vardır” ifadelerinde, katilin ulusal kimliğine vurgu yaparak Yeni Zelandalıları şiddetle ilişkilendiriyor. Ayrıca, katilin ilham aldığı kişilerden olduğunu belirttiği bir kişi hakkında yazdığı “1809-98 yılları arasında yaşayan ve 12 yıl başbakanlık yapan Herbert Gladstone, azılı bir Türk düşmanıydı ve Evangelistti... Bulgar ayaklanmasını, Ermeni terörünü desteklemiş, Abdülhamid'in sürgündeki muhaliflerine destek vermiş ve bir konuşmasında da ‘Türkler Boğaz'ın Asya yakasında nargilelerini içerek yaşamaya devam edecekler’ demişti” ifadelerinde, Ermenileri terörle ilişkilendiriyor, kimliğe yönelik düşmanlık algısını körüklüyor.


2.

İstiklal, 16 Mart 2019

İstiklal gazetesinin, “HRİSTİYAN TERÖRİST CAMİDE MÜSLÜMAN KATLİAMI YAPTI” başlıklı haberinde, Yeni Zelanda’da yaşanan terör saldırısını konu ediliyor. Haber başlığı ve metninin muhtelif yerlerinde, saldırganlardan “Hristiyan teröristler” olarak bahseden gazete, Hıristiyan kimliğini şiddet ve katliamla ilişkilendiriyor; katilin hedefinin Müslümanlar olduğuna yapılan vurgu ile Müslüman ve Hıristiyan kimlikleri arasında düşman algısı oluşturuyor. Ayrıca gazete, haberde yer alan “NORVEÇLİ KATİLDEN İLHAM ALMIŞ” alt başlığında, saldırganın ifadelerine binaen, Norveç’te yaşanan bir saldırıya referans vererek Norveçli kimliğini şiddetle ilişkilendiriyor.


3.

Yeni Şafak, 11 Mart 2019

Yusuf Kaplan, “Ezan, bütün insanlık için esenlik ve özgürlük bildirisidir” başlıklı köşe yazısında, 8 Mart 2019 Feminist Gece Yürüyüşü’nde ezanın protesto edildiği yönündeki iddiaları konu ediyor. Kaplan, yazıda geçen “Ama kitlesel olarak ezanın protesto edildiği küstahça bir hâdise yaşandı 8 Mart Kadınlar Günü dolayısıyla İstiklal Caddesi'nde düzenlenen Feminist Gece Yürüyüşü'nde. Bu türedilerin derdi kadın hakları değil. Kadınların karşı karşıya kaldıkları şiddet ve tecavüz hâdiselerini konuşmak filan da değil. Aileyi cökertecek her tür cinsel sapkınlığın, iğrenç pankartlarla haykırıldığı, kadını da aşağılayan, kadını, erkeği sapkın cinsel hazlarının kölesine, insanaltı bir türe dönüştüren söylemlerin havada uçuştuğu, toplumun huzuruna, kardeşliğine, birliğine ve dirliğine kasteden yüzkarası sloganların atıldığı bu provokatif yürüyüşte ezan ıslıklandı, protesto edildi! İşte bu ürperticidir! Böyle bir iğrençliği gavur bile yapama(z)dı!” ifadeleri ile, Türkiye’de Müslüman olmayan kimlikler için bir nefret ve aşağılama ifadesi olarak kullanılan ‘gâvur’ sözcüğünü bir aşağılama referansı olarak kullanıyor ve gayrimüslimlere yönelik kalıplaşmış olumsuz yargıları pekiştiriyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.