Yazılı basında 14-20 Ocak 2019 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. Yahudiler, Suriyeliler ve Yunanlara yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz. 1


1.

Akşam, 16 Ocak 2019

Akşam gazetesinin, “Yunan batırdı asker kurtardı” başlıklı haberinde, Ege Denizi’nde batan göçmen botu konu ediliyor. Haberde, Yunan Sahil Güvenlik birimlerinin botu batırdığı iddiası üzerinde duruluyor ve bu iddiaya binaen, yaşananların sorumluluğunu Yunan kimliğine atfedilerek sunuluyor. “Yunan batırdı asker kurtardı” ve “YUNAN VİCDANSIZLIĞI” başlıkları ile, Yunan kimliğine dair olumsuz yargılar üretiliyor. “Yunan batırdı asker kurtardı”, “ÖLÜME TERK EDİLEN MÜLTECİLERİ TÜRK SAHİL GÜVENLİK EKİPLERİ KURTARDI” ifadeleri ile, yaşananlardan hareketle Türk ve Yunan kimlikleri arasında bir zıtlık ve ahlaki hiyerarşi kuruluyor. Haber böylece, Yunan kimliğine dair olumsuz yargıları pekiştirirken, kimliğe yönelik düşmanlık algısını güçlendiriyor.


2.

Yeni Dönem, 15 Ocak 2019

Yeni Dönem gazetesinin, “YAHUDİLER YİNE AZDI” başlıklı haberinde, Mescid-i Aksa’da İsrail polisi ve Kubbetu’s Sahra görevlileri arasında yaşanan gerginlik konu ediliyor. Yaşananlarda İsrail polisinin sorumluluğu olduğu düşünülüyor ve bu sorumluluk “YAHUDİLER YİNE AZDI” başlığı ile Yahudi kimliğine mal ediliyor. Haber böylece, Yahudi kimliğine dair olumsuz yargıları pekiştirirken, Yahudilere yönelik düşmanlık algısını körüklüyor.


3.

Yeni Mesaj, 15 Ocak 2019

Akın Aydın, “Suriye’den kaçanların çoğu genç erkekler” başlıklı köşe yazısında, Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin varlığına dair görüşlerini Suriyeli mültecilerin Türkiye için bir ‘tehdit’ olduğu yönündeki fikriyle sunuyor. Aydın, “Toplumu ne tahrik ediyor? Tecavüz, çocuk istismarı, cinayet, adam yaralama, tehdit, fuhuş, şantaj, gasp, hırsızlık, zorla alıkoyma, çete suçları gibi adi suçlarda Suriyelilerin öne çıkması milleti tahrik ediyor. Bir diğer tahrik unsuru ise askerimizin, Suriye'de ateş hattında olmasına rağmen ülkesinden kaçanların, Türkiye'de plajlarda, AVM'lerde, parklarda vs. sefa sürmeleridir. En son yılbaşı akşamı olanları gördünüz. Bir diğer tahrik sebebi ise işsizlik, enflasyon, üniversiteli gençlerin atanmaması, yoksulluk yüzünden yaşanan dramlar ortadayken hükümetin her daim Suriyelileri kucaklayıcı açıklamaları, onları sunduğu imkânları her ortamda dillendirmeleridir.Küresel güçlerin direkt hedefi olan ülkemizde ve böyle çalkantılı bir dönemde yukarıda verdiğim 19-25 yaş aralığındaki 95 bin başıboş, nerede, ne yaptıkları bilinmeyen Suriyeli gençler, devletimiz için tehdittir” ifadeleri ile, Suriyeli mültecilerin Türkiye’deki varlığını bir tehdit kaynağı olarak görüyor; Suriyeli kimliğini suçla ilişkilendiriyor ve Türkiye’nin karşılaştığı bazı ekonomik sorunların nedeni olarak işaretliyor. Yazar böylece, Suriyeli mültecileri sosyal ve ekonomik bir ‘tehdit’ olarak işaretleyerek Suriyeli kimliğine yönelik olumsuz yargıları pekiştiriyor ve Suriyelileri mültecileri hedef gösteriyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.