Yazılı basında 2-8 Temmuz 2018 haftasında nefret söylemi üreten üç haber seçildi. LGBTİ'ler, Suriyeliler, Yahudiler ve gayrimüslimlere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1


1.

Ahi Yurdu, 6 Temmuz 2018

Zafer Çam, “HAYÂSIZLAR ONUR ARIYORLAR” başlıklı köşe yazısında, “LEZBİYENLER, gaylar, biseksüeller ve transseksüellerin topluluğu. Dünyanın ve Türkiye’nin ne kadar ibnesi varsa bir araya gelmiş. Müslüman mahallesinde onur yürüyüşü yapıyorlar. Sizde onur varsa, niye onur yürüyüşü yapıyorsunuz. Onursuzlar onur arar. Demek ki sizde onur olmadığını sizde biliyorsunuz. Bunun içinde güzelim caddeleri, sokakları kirletiyorsunuz” ifadeleri ile LGBTİ’lere hakaret ediyor ve onları ‘onursuzluk’la yaftalıyor. “Hedefleri ana doluya yayılmak güzel şehirlerimizi kirletmek. Şehirlerimizde bunlardan yok mu diyenlerde olacak.Elbette var yok diyemeyiz. Hiç olmazsa yaptığının meşru olmadığını bildiğinde gizli yapıyorlar. Toplum önünde alenen yapanlar sapıklıkta sınır tanımayanlardan meslek haline getirmişlerden bahsediyoruz. Tarihte yaratılmışlığın dışında sapıklık yapan toplumunlar helak olmuş. Neden bugünkü toplumların helaki bunlar gibi sapıklıkların yaptığıyla olmasın” ifadeleriyle ise, LGBTİ’lerin varlığının meşru olmadığını ileri sürerek, toplumların ‘helakine neden olacak bir sapıklık’ olarak hedef gösteriyor. Çam böylece, LGBTİ bireylere tekrarlayan biçimde hakaret ediyor, toplum için bir ‘tehdit’ olarak sunarak hedef gösteriyor.


2.

Konya Yenigün, 6 Temmuz 2018

Konya Yenigün gazetesi, “Yahudiler Filistinlilere ait 350 üzüm ağacını kestiler” başlıklı haberinde, habere konu olan olayın sorumluluğunu bütün Yahudilere mal ederek aktarıyor. Gazete böylece, Yahudi kimliğine yönelik olumsuz yargıları pekiştiriyor, Yahudilere yönelik düşmanlık algısını güçlendiriyor.


3.

Bursa Olay, 5 Temmuz 2018

Selahattin Adıgüzeller, “Besle kargayı, çeksin palayı!” başlıklı köşe yazısında, “Halk arasında sıkça kullanılan "yüz verdik deliye geldi kustu halıya" diye bir atasözümüz vardır. . . Bir diğeri, "iyilikten maraz doğar" sözü. . . Bir de; "Besle kargayı, oysun gözünü" sözü var. . . Son zamanlarda bu atasözlerimizi doğrulayan olaylara tanık oluyoruz. . . Özellikle de savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilerin yaşadığı bölgelerde!”, “Kendi ülkesini bile savunmaktan kaçan bu korkaklara yeter bu kadar misafirperverlik! Hazır Suriye hükümeti de geri dönmeleri için çağrılar yapmaya başlamışken. . . iyilikten maraz doğmadan, gönderin gitsin! Kendi ülkesinde sallasın palasını!” gibi ifadelerle, ülkelerindeki savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli mültecileri, yazı boyunca ‘nankörlük’le itham ediyor. Adıgüzeller, ‘iyi misafir’- ‘kötü misafir’ karşıtlığı kuruyor ve Suriyeli mültecileri toplumsal yapıya yönelik bir ‘tehdit’ olarak sunuyor. Yazar böylece, Suriyeli mültecilere yönelik olumsuz yargıları pekiştiriyor, Suriyelilere yönelik düşmanca bir tavır sergilenmesi yönünde çağrıda bulunuyor.


4.

İstiklal, 5 Temmuz 2018

Seyfi Şahin, “TÜRKLERİ AŞAĞILAMAK” başlıklı köşe yazısında, “Türkiye’de, İslami görünüp, helala haram demeden mal biriktiren, devleti yönetip, Ağır, dini ve milli kusurlar işleyenleri, Bahane edip İslam’a saldıranların da, Gavur telkini altında kaldıklarını bilmesi gerekir”, “Son zamanlarda… Gavuru övme, Türkleri ve İslam’ı aşağılama tepkileri görülüyor” ve “Türk milleti, Afrin’de gavuru mıhlayan, Ölüme koşa, koşa giden, Namusunu şerefle koruyan Yüce bir millettir. Çevrenize baksanıza…” ifadelerinde, Türkiye’de Müslüman olmayan kimlikler için bir nefret ve aşağılama ifadesi olarak kullanılan ‘gâvur’ sözcüğü ile onlara yönelik düşmanlık algısını güçlendiriyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.