12 Ağustos ve 14 Ağustos 2020’de yapılan atölyede barış inşası, kültürel miras ve sanat alanında Sri Lanka’da araştırmalarını yürüten Hasini Haputhanthri, yoksulluk, çatışma ve kırılgan gruplara yönelik politikalardan kaynaklanan ayrımcı söylemlerin kökeninde kültürün önemli bir faktör olduğunun altını çizdi.
Haputhanthri'ye göre, kültürün birleştirici gücü olduğu kadar yanlış uygulamaların yol açtığı olumsuz tarafları var. Öyle ki kültür kimi zaman gündelik hayatta karşılaştığımız ayrımcı dil ve pratiklerin çoğunu görünmez kılıyor ve bazen de normalleştiriyor. Bu süreç, toplumsal dinamiklerin içine gömüldüğünde kanıksamaya neden olup insanların dönüştürücü güçlerini tüketiyor.
Atölyede kültürün yedi bileşenin üzerinde duruldu. Dil, etik, estetik, davranış sistemleri, inanç sistemleri, tarih ve entelektüel geleneklerin oluşturduğu bu bileşenlerin etki ettiği güzellik kavramı ve tarih anlatıları konusunda örnek grup çalışması yapıldı. Bu iki kavramın toplumun farklı kesimleri tarafından nasıl algılandığı üzerinde durularak güç ilişkilerinin kültürün şekillenmesindeki etkisi üzerinde duruldu.
Atölye çalışmasında ayrıca toplumdaki siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel güç ilişkilerinin yaygın kültür ve bireyin toplumsal entegrasyonu sürecindeki etkilerinden bahsedildi.
Haputhanthri'nin kolaylaştırıcılığında düzenlenen atölyede sivil toplum çalışanları, kültürel farklılıkların mesleki çalışmalarına ve birbirleriyle olan diyaloglarına nasıl etki ettiğini üzerine de tartışma fırsatı buldular.
Bu proje Avrupa Birliği tarafından desteklenmektedir.