Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın düzenlediği, ‘Asulis Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Çalıştayları’ serisinin ilkinde, farklı disiplinlerden queer kuram ve metodolojiye odaklanan üç araştırma tartışıldı. Çalıştay, 26 Ekim 2018 Cuma günü Hrant Dink Vakfı, Anarad Hığutyun Binası’nda yapıldı.
ASULİS, Türkiye'de çoğulculuğu, bir arada yaşama düşüncesini ve bu alanda yeni çalışmalar yürütecek araştırmacı adaylarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla düzenlenen çalıştaylar, lisansüstü tezlerinin tartışmaya açılmasını sağlamak, bu konuda çalışan araştırmacılar arasında diyaloğu pekiştirmek ve akademisyenler ile araştırmacıları bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Çalıştayda ilk olarak, Emirhan Deniz Çelebi’nin Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyoloji bölümünde 2018’de tamamladığı “Türkiye’de Trans Erkeklerin Açılma Süreçlerine Etki Eden Faktörlerin Sosyolojik Analizi” başlıklı tezi tartışıldı. Çelebi, kendini trans erkek olarak tanımlayan bireylerle derinlemesine mülakat yöntemiyle yaptığı görüşmelerden alıntılarla, Türkiye’deki trans erkeklerin açılma süreçlerine etki eden faktörlerin toplumsal boyutlarını ele aldı. Bulgularını, “cis-gender heteronormatif düzen,” “önyargı ve damgalama,” “cinsiyet geçiş süreci,” “sosyal ve ekonomik hakların kullanılması,” “güven, kaygı ve açılma” ve “teknolojik gelişmeler ve açılma” başlıkları altında inceledi. Çelebi’nin tezini, Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde öğretim üyesi olan Cenk Özbay değerlendirdi. Özbay, seçilen örneklemin kapsamına ve bulguların belli bir sınıfa ait anlatılardan beslendiğinin unutulmaması gerektiğine dair yöntemsel tartışmalar yürüttü. ‘Açılma’ kavramı üzerine yapılan çalışmalarla ilgili Türkiye’deki literatür eksikliğine dikkat çeken Özbay, trans kimliklerin ‘açılma’ anlatılarının daha farklı kavramsallaştırmalara ihtiyaç duyduğuna değindi.
İkinci olarak, Ceren Aydın’ın Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde 2018 yılında tamamladığı “İnterseks ve Cinsiyet Çeşitliliğinin Medikalizasyonu: Klinisyenler ve İnterseks Bireylerin Anlatıları Üzerinden Medikal Süreçlerin Bir Analizi” başlıklı tezi tartışıldı. Aydın, tezinde, interseks bireyler için bir kurum olarak tıbbın nasıl işlediğine; klinisyenlerin neden erken, onaya dayalı olmayan, tıbbi açıdan gerekliliği şüpheli olan cerrahi müdahaleler ettiğine; tıbbi prosedürlerin son yıllarda nasıl değişimler gösterdiğine; klinisyenlerin durumlarını hastalarına nasıl anlattığına dair yürüttüğü saha çalışmasının bulgularını ele aldı.
Son olarak, Sevcan Tiftik’in İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı bölümünde 2017’de tamamladığı “Karşılaştırmalı Queer Okumalar: Kulin, Mungan ve Toptaş Metinlerinde Queer Potansiyeller” başlıklı tezi tartışıldı. Tiftik, Ayşe Kulin’in Gizli Anların Yolcusu, Bora’nın Kitabı, Dönüş ve Handan romanlarından oluşan derlemesini, Murathan Mungan’ın romansal içerik sergileyen Son İstanbul, Cenk Hikâyeleri, Kaf Dağının Önü, Üç Aynalı Kırk Oda hikâyelerini ve Hasan Ali Toptaş’ın Sonsuzluğa Nokta, Bin Hüzünlü Haz, Gölgesizler ve Uykuların Doğusu romanlarını, queer teori odağında inceledi. Tiftik’in tezini, Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar bölümünde öğretim üyesi olan Sibel Irzık değerlendirdi. Türkiye edebiyatında daha önce bir araya getirilmemiş yazarları analiz ettiği ve birbiriyle konuşturduğu için Tiftik’in çalışmasının önemine dikkat çeken Irzık, queerlik ve edebiyat arasında başka alanlardan daha fazla ilişkini olduğunu söyledi. Edebiyatın kendi dilini ortaya koyma, sınırları sorgulama, var olanın dışında bir şeyler hayal etme ve o var olana dayatma, normal olan her şeye başka türlü bakıp normal görmemeyi öğretme gücüne sahip olduğunu söyleyen Irzık, dolayısıyla edebiyatın kendi içinde bir queerlik olduğunu söylemenin mümkün olduğunu anlattı.