Hrant Dink Vakfı olarak medyada ayrımcı söylem ve hak temelli habercilik üzerine tartışmalar yürüttüğümüz atölye serisinin ilk etkinliği 7 Ekim 2015 Çarşamba günü ‘Kadına Yönelik Ayrımcı Dil ve Alternatif Medya Oluşumları’ başlığıyla, Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda geniş katılımla gerçekleşti. Kadir Has Üniversitesi ve Bağımsız İletişim Ağı’ndan Sevda Alankuş’un moderatörlüğünde gerçekleşen atölyede, Cinsomedya - Cinsiyetçi Medya Takip’ten Elçin Poyraz, 5Harfliler’den Suna Kafadar ve Reçel isimli blogtan Rümeysa Çamdereli alternatif medya oluşumları olarak deneyimlerini paylaştılar.
İlk olarak Sevda Alankuş eril dilin hâkim olduğu bir alan olan medyada haberlerin nasıl kurgulandığını, kadınların haber merkezlerinden dolayısıyla, kadın dilinin haber içeriklerinden nasıl dışlandığını, feminist etik çerçevesinde belirli haber örnekleri üzerinden analiz etti. Ardından Elçin Poyraz medyadaki cinsiyetçi dili görünür kılmak amacıyla oluşturdukları Cinsomedya - Cinsiyetçi Medya Takip platformunun çalışmalarını anlattı. Kadınların medyada yer alma biçimini ve temsil sorununu, tecavüz ve diğer şiddet haberlerinin normalleştirilmesini, ırkçılık ile kadın düşmanlığı arasındaki ilişkiyi haber örnekleri üzerinden ele aldı. Son olarak tıklama haberciliğinin reklam gelirlerini artırmak için cinsiyetçiliği bir araç olarak kullanarak nasıl yeniden ürettiğini haber örnekleriyle sundu.
Ardından 5Harfliler’den Suna Kafadar kadınların iyi mizah yapamayacağı algısını kıran, cinsiyetçi haberlere ve görsellere takla attıran gündelik ve mizahi dilin 5Harfliler’in yazı ve görsel üretimindeki yerinden bahsetti. Duyulmayan kadın seslerini ortaya çıkaran ve hem medyada hem de gündelik hayatta farklı alanlarda var olan cinsiyetçilikle mücadele eden yazıların yanı sıra alternatif görseller tasarladıkları 5Harfliler’deki deneyimlerini aktardı. Son olarak Reçel’den Rümeysa Çamdereli, Müslüman kadınların gündelik deneyimlerine, toplumsal meseleleri algılayışlarına; dertlerine, umutlarına ve mücadelelerine dair kendi sözlerini üretmek için oluşturdukları Reçel isimli bloğun işleyişini anlattı. Bu mecrada yayımlanan yazıların içeriğinin farklılaştığını, dolayısıyla, Müslüman kadınların görüşlerinin homojen olmadığını aktardı. Reçel’in, kadınların kendilerini ifade edebileceği bir tartışma platformu oluşturma hedefiyle ortaya çıktığını, cinsiyetçi yazı ve uygulamalara karşı anlık cevaplar yayımladıklarını aktardı.
Atölyede tartışma, temel olarak, medyada kadınların temsil edilmemesi ve temsil edildiği noktada ise cinsiyetçi bir şekilde yer bulması üzerinden ilerledi. Cinsiyetçi medya diline karşılık, alternatif ve cinsiyetçilik karşıtı oluşumlar aracılığıyla kadınların deneyimlerini ve sözünü görünür kılmanın önemi ele alındı. Kadınların deneyim paylaşımının güçlendirici olduğu aktarılırken dili yapı söküme uğratarak medyada kadın dilinin ve görünürlüğünün mücadelesini vermenin önemi vurgulandı. Cinsiyetçi olmayan haberler üretmenin, kadına yönelik ayrımcı dile meydan okuyan haberleri, modelleri, örnekleri çoğaltmanın yolları tartışıldı.