‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi’ çalışması kapsamında “Türkiye medyasında değişmeyen ‘öteki’ler” paneli 19 Kasım 2019’de Havak Salonu’nda düzenlendi.

Panel, Pınar Uyan Semerci moderatörlüğünde gerçekleşti. Kendisinin “ötekileştirme” üzerine gerçekleştirdiği çalışmalarından hareketle Semerci, değişen medya ve değişen dilden bahsetmenin anlamlı olduğunu belirterek başladı sözlerine. Türkiye’de ötekileştirilmiş gruplara günümüzde Suriyeli mültecilerin de “yeni ötekiler” olarak eklendiğini belirtti. Ardından, bizlerin de ötekilerden bağımsız olmadığımızı kavramamızın önemli olduğunu belirterek sözü konuşmacılara bıraktı.

İlk konuşmacı olarak söz alan Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi İdil Engindeniz, ‘Türkiye Medyasında Değişmeyen Ötekiler’ sunumuyla anlatımına başladı. “Nefret söylemi nedir? Nefret söylemi duygu temelli mi? İdeoloji temelli mi? Bunda medyanın işlevi nedir?”  sorularına yoğunlaşan bir sunum gerçekleştirdi ve sunumunda ‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi’ projesi kapsamında gerçekleştirilen raporlamalardaki bulgulara da yer verdi. Bunların haricinde ana akım medyanın daha kalabalık bir kitleye ulaştığına ve kişilerin düşüncelerini kolaylıkla değiştirebileceğine dikkat çekerek, haberlerin oluşturulurken büyük bir titizlikle çalışılması gerektiğini belirtti. 

İkinci konuşmacı olarak Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Kaya Akyıldız, günümüz Türkiye’sinde kültürel hegemonyanın “öteki” yaratısındaki rolü üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Akyıldız konuşmasında; Sünnilik, Türklük ve erkeklik konularına dair proje bulgularını paylaştı. Bu kimliklerin gücü elinde bulundurmaları nedeniyle istedikleri zaman bir şeyleri gördüklerini istemedikleri zaman görmezden geldiklerini söyledikten sonra bu davranışın belirli gruplara yöneldiğini özellikle belirtti. Projesinin çıktılarını; haber taramaları, Türkiye’de en çok tıklanan haber siteleri, Sünnilikle ilintili tüm aramaları, Alevi açılımı dokümanlarını inceleyerek oluşturduğunu vurguladı. Cemevi ve Alevilere yönelik nefret söylemlerini inceleyen Akyıldız, bu söylemlerin daha çok dini motivasyonla oluşturulduğunu aktardı. 

Son olarak, Bilgi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Arus Yumul, konuşmasının başında paylaştığı anekdottan hareketle “iyi” ve “kötü”nün mücadelesinden birçok ideoloji ve dinin ortaya çıktığını belirtti. Yumul, 19.yy Osmanlı’sında milliyetçiliğin yarattığı “ötekileştirici” dil konusuna değindikten sonra “gâvur” ifadesinin sadece betimleyici bir terim olmadığına, şeytana atfedilen özelliklerin yakıştırıldığı ve sonrasında Müslüman olmayana karşı yapılan bir hakarete dönüştüğüne dikkat çekti. Ardından da gayrimüslimlerin nefret söylemi çerçevesinde nasıl hedef gösterildiğinden bahsetti. Son olarak, Suriyeli mültecilerin “yeni öteki”ye dönüştürüldüğünü belirterek aslında bu grubun “diğer ötekiler”e yapıldığı gibi “nankörlükle”, “bu topraklarda gözleri olmakla” ve “pis” olmakla nitelendirildiklerine birkaç medya örneği üzerinden değinerek konuşmasını sonlandırdı.