Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın “Hikâyenin Zor Hali: Türkiye’de Yerli Diziler ve Ayrımcılık” söyleşisi 13 Ekim 2016 tarihinde Hrant Dink Vakfı, Havak Salonu’nda gerçekleşti. Yerli diziler alanında çalışmaları olan akademisyen Feyza Akınerdem’in moderatörlüğünü üstlendiği söyleşide yönetmen, senaryo yazarı ve proje tasarımcısı Tomris Giritlioğlu, senarist ve yazar Gaye Boralıoğlu ve senarist Nilgün Öneş kişisel deneyimlerini paylaştılar.
Gaye Boralıoğlu’na göre ayrımcılık ve dizi sektörü denince ortada bir trajedi olduğunu söylemek durumundayız çünkü ötekiler ve azınlıklar gibi çeperde yer alan yapıların zaten sektörün içine sokulması güç olarak görünüyor. Her dramanın bir çatışma içermesi gerektiğini öne süren Boralıoğlu’na göre bu çatışmanın kaynağı da siyasi, dini ve ahlaki çatışmalardan beslenmek durumundadır. Boralıoğlu’na göre ise bugün, kanallar ve yapımcılar dizilerin izlenilirliğini azaltmak pahasına suni çatışmaların işlendiği dizilere yer vererek kendi sektörlerinin ölümüne neden oluyor.
Belli bir zaman dilimine kadar öteki diye tabir ettiğimiz azınlıkların, bir mizah malzemesi haline getirildiği takdirde bir sorunla karşılaşılmayacağını öne süren Nilgün Öneş, televizyon, izleyiciler için algıları değiştirici bir şey olabilecekken senaristlerin otosansür uygulayarak kendilerini kısıtladıklarından bahsetti. Bu noktada, senaryolara ayrımcılıkla ilgili meseleler doğrudan dâhil edilemese bile doğru bir şekilde dâhil edildiği takdirde algıların değişebileceğini belirtti.
Televizyon kanallarının ve yapımcıların daha cesur olması gerektiğini öne süren Tomris Giritlioğlu, bu sayede topluma hak ettiği yapımların sunulabileceğinden bahsetti. Türkiye’nin gündemindeki meselelere değinemediklerini dile getiren Giritlioğlu, aşk hikâyeleri içine serpiştirilmiş minik minik Türkiye manzaraları ile tatmin olmak zorunda kaldıklarını belirtti.
Söyleşinin soru-cevap bölümünde, dinleyicilerin de katkılarıyla sektörün geleceği ve ayrımcılık üzerine tartışmalar yapıldı.