Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın ilk etkinliği olan "Sanat ve Ayrımcılık" söyleşisi 27 Mayıs 2016’da, Anarad Hığutyun Binası’nda gerçekleşti. Cumhuriyet Gazetesi Kültür-Sanat Servisi Şefi Evrim Altuğ’un moderatörlüğünü üstlendiği söyleşiye, Bulut Tiyatro topluluğunun üyesi ve oyun yazarı Ebru Nihan Celkan, Filmmor ekibinden kısa film ve belgesel yönetmeni Melek Özman ve oyun yazarı Ahmet Sami Özbudak katıldı. Söyleşide konuşmacılar ayrımcılıkla mücadelede tiyatro ve sinemanın nasıl bir araç olarak kullanılabileceğini ve kendi tecrübelerini tartıştılar.
İlk olarak, Ebru Nihan Celkan, kendi tiyatro grubunun yolculuğunu anlattı. Dramaturji sürecinde, oyun ve karakterleri nasıl çözümlediklerini ve bu aşamada ayrımcılıkla nasıl yüzleştiklerini ele aldı. Kendi coğrafyamızda var olan ayrımcılıkların ne kadarına vakıfız sorusundan yola çıkarak oyunlarını hazırlandıklarını belirten Celkan, oyunları sahnelerken kendilerini sorgulama fırsatı bulduklarını ve dramaturji sürecinde kendilerinin bile fark etmedikleri birçok ayrımcılıkla yüzleştiklerini dile getirdi. Celkan, ayrımcılıkla baş etmenin mucizevi bir çözümü olmadığını dile getirirken, kolektif düşünme ve kolektif üretmeyi etkili bir yöntem olarak önerdi. Celkan son olarak Bulut Tiyatro olarak hedeflerinin yaptıkları oyunun üyelerini dönüştürdüğü gibi seyircilerini de dönüştürmesi olduğunu belirtti.
Ardından Ahmet Sami Özbudak kendi yazdığı oyunlardaki ötekileştirilmiş karakterlerin hikayesinin şehrin gerçeğinden ve tarihinden ilham almasıyla ortaya çıktığını anlattı. Özbudak, bu yöntemin ayrımcılığı yeniden üretmemek için etkili olduğunu vurguladı. Son olarak tiyatronun en keskin konuları bile naif bir süzgeçten geçirerek aktardığı ve seyircinin vicdanı ile yüzleşmesine aracı olduğu için ayrımcılıkla mücadelede önemine değindi.
Son olarak Melek Özman, sinemanın kadın için nasıl kendini ifade etme aracı olduğunu anlattı. Öte yandan, Özman sinemanın politik ve ekonomik gücünün keşfedilmesiyle kadının sinemadaki yerinin azaldığına ve Filmmor ekibi ile amaçlarının kadının kendi tarihini bulmak olduğuna değindi. Sinemada önemli olan sorunun filmin kim tarafından, kim için ve hangi dille yapıldığı olduğunu dile getiren Özman, ayrımcılığa karşı feminist bir sanat icrasında temel amacın kendi dilini konuşmak ve söyleyenle söylemeyen arasındaki hiyerarşiyi kırmak olduğunu vurguladı.