Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın düzenlediği, ‘Asulis Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Çalıştayları’ serisinin dördüncüsünde göç politikalarına odaklanan iki araştırma tartışıldı. Çalıştay, 19 Aralık 2018 Çarşamba günü Hrant Dink Vakfı, Anarad Hığutyun Binası’nda yapıldı.
ASULİS, Türkiye'de çoğulculuğu, bir arada yaşama düşüncesini ve bu alanda yeni çalışmalar yürütecek araştırmacı adaylarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla düzenlenen çalıştaylar, lisansüstü tezlerinin tartışmaya açılmasını sağlamak, bu konuda çalışan araştırmacılar arasında diyaloğu pekiştirmek ve akademisyenler ile araştırmacıları bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Çalıştayda ilk olarak, Ayşe Gökçek’in Koç Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde 2017’de tamamladığı “Kitlesel Mülteci Akınlarına Devlet Tepkileri: Türkiye’nin Bulgar Türkleri, Irak Kürtleri ve Suriyeliler Vakaları” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı. Ayşe Gökçek araştırmasında Cumhuriyet, Milliyet ve Türkiye gazeteleri üzerinden arşiv araştırması yaparak Türkiye devlet erkânının söylemlerinin yazılı kayıtlarını inceledi. Türkiye’de üç farklı dönemde denk gelen kitlesel mülteci akınlarını ‘soydaşlar’, ‘peşmergeler’ ve ‘misafirler’ söylemi başlıkları altında değerlendiren Gökçek, bu söylemlerin oluşmasındaki devlet politikalarının rolünün önemini vurguladı.
İkinci olarak, Oğuz Can Ok’un Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü’nde 2018 yılında tamamladığı “Türkiye’de Devlet ve Sivil Toplum İlişkilerini Yeniden Düşünmek: Göçmen Sağlığı Üzerine Bir Analiz” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı. Oğuz Can Ok araştırmasında, katılıcı gözlem çalışması ve derinlemesine mülakat yöntemi ile 29 kişiyle yaptığı görüşmelerden yola çıkarak Türkiye’de medikal sistemlerin ülkenin vatandaşı olmayan kişileri sisteme nasıl entegre ettiğini inceledi. Oğuz Can Ok’un tezini, Sabancı Üniversitesi Kültürel Çalışmalar Bölümü öğretim üyesi Ayşecan Terzioğlu değerlendirdi. Terzioğlu, disiplinlerarası bir çalışma yürütmenin zorluklarına değinirken Ok’un çalışmasının bu alandaki boşluğu doldurduğunu belirtti.