Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın düzenlediği, ‘Asulis Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Çalıştayları’ serisinin üçüncüsünde, göç deneyimlerine odaklanan üç araştırma tartışıldı. Çalıştay, 27 Kasım 2018 Salı günü Hrant Dink Vakfı, Anarad Hığutyun Binası’nda yapıldı.
ASULİS, Türkiye'de çoğulculuğu, bir arada yaşama düşüncesini ve bu alanda yeni çalışmalar yürütecek araştırmacı adaylarını teşvik etmeyi amaçlıyor. Bu amaçla düzenlenen çalıştaylar, lisansüstü tezlerinin tartışmaya açılmasını sağlamak, bu konuda çalışan araştırmacılar arasında diyaloğu pekiştirmek ve akademisyenler ile araştırmacıları bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Çalıştayda ilk olarak, Seda Günel Yılmaz’ın Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde 2017’de tamamladığı “Uluslararası Zorunlu Göç Çalışmalarında Feminist Bir Metodoloji: Mardin'de Suriyeli Kadınların Deneyimi” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı. Seda Günel Yılmaz, tezinde Mardin’de derinlemesine mülakat yöntemi ile 47 kadınla yaptığı görüşmelerden yola çıkarak göçün erkeklerden farklı olarak kadınların gündelik yaşam ve evlilik deneyimlerini nasıl etkilediğini inceledi. Kadınların göç sonrası gündelik yaşam deneyimlerini inceleyen Yılmaz, göç öncesi cinsiyet eşitsizliklerinin aynı şekilde devam etmekte olduğunu ve cinsiyetçi iş bölümünün emek sömürüsüne neden olduğunu belirtirken geniş aile ve aşiret denetiminin azaldığını da vurguladı. Göçün cinsiyetlendirilmiş bir deneyim olduğunu vurgulayan Yılmaz, göçmenlere toplumsal cinsiyet gözeterek hizmet verilmesi gerektiğini öne sürdü. Seda Günel Yılmaz’ın tezini Bahçeşehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Ulaş Sunata Özdemir değerlendirdi. Sunata, feminist bir metodoloji için katılımcı bir yöntem gerektiğini ve etnografik bir alan çalışmasının şart olduğunu vurguladı.
İkinci olarak, Ceren Ataş’ın İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Bölümü’nde 2018 yılında tamamladığı “Anadolu'dan Londra'ya Göç: Alevi Kadınların Alevilik Pratikleri ve Eşitlik Söylemleri” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı. Ataş, yoğun bir Alevi nüfusuna ve örgütlü bir yapıya sahip olan Londra’da Alevi kadınların durumunun incelemek, Türkiye ve Londra’da Alevi toplumunun kadın meselesinde var olan benzerlik veya farklılıklarını ortaya koymak ve göç süreçlerinin kadıncıl bir inancı ve kadınları nasıl etkilediğine bakmak amacıyla farklı zamanlarda farklı mekânlardan Londra’ya göç eden Alevi kadınlarla derinlemesine görüşmeler yaptı. Ceren Ataş’ın tezini, Ortadoğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Besim Can Zırh değerlendirdi. Zırh, Aleviliği kadıncıl bir inanç olarak tanımlamanın çok güçlü bir kavram ortaya çıkardığını belirtti.
Son olarak, Sümeyye Açıkgöz’ün İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde 2018’de tamamladığı “Metropol Kentlerde Düzensiz Göçmenlerin Mekânsal Kümelenme Dinamikleri: Beykoz-Yenimahalle Afganistanlılar Örneği” başlıklı yüksek lisans tezi tartışıldı. Açıkgöz, çalışmasında, Beykoz-Yenimahalle’de mahallenin yakınında bir işçi durağının olması sebebiyle göç için tercih edilen bir mekan olduğunu ve bu durumun Yenimahalle’de mekânsal kümelenmenin oluşmasına neden olduğunu belirtti. Sümeyye Açıkgöz’ün tezini, Türkiye İnsan Hakları Vakfı üyesi Yrd. Doç. Dr. Lülüfer Körükmez değerlendirdi. Körükmez, az çalışılmış bir alan olmasından dolayı tezin önemini vurguladı.