Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın “Eğitimde Ayrımcılıkla Mücadelede Alternatif Yöntemler” paneli 4 Ocak 2017'de Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda yapıldı. Çocuk katılımı, mülteci çocukların eğitime erişimi ve çocukların medyası konularına yoğunlaşan ve Ashoka Türkiye bünyesinde çalışan Melda Akbaş’ın moderatörlüğünü üstlendiği panel, Gündem Çocuk Derneği aktivistleri Emrah Kırımsoy ve Mehmet Onur Yılmaz, Eğitimpedia ve Fide Okulları’nın kurucususu Ali Koç ve KaosGL ve Eğitim Sen’de çalışmalar yapan rehber öğretmen Ada Ümmühan Köse’nin katılımıyla yapıldı.
Panelin video kaydı
Panelin ilk konuşmacıları Emrah Kırımsoy ve Mehmet Onur Yılmaz, çocuğun insan hakları ve çocuk algısı ile yetişkinler tarafından kurgulanan dünyadaki ezberler üzerine bir sunum yaptı. Çocukların şekillendirilmesinin yetişkinlerin elinde olan bir kudret olmadığını belirten Kırımsoy ve Yılmaz, yetişkinlerin çocukların üzerinde kurdukları tahakküm mekanizmasından kurtulmadan onlarla eşit ilişki kurmalarının mümkün olmadığını vurguladı. Yetişkinlerin uğradığı ayrımcılıkları çocukların da deneyimlediğinden, ancak çocukların yalnızca çocuk oldukları için başka ayrımcılık biçimlerine de maruz kaldıklarından bahsettiler. Son olarak, çocuk hakları savunuculuğunun önemine, önündeki engellere ve çocuğun başarısını ölçmeye odaklanan bir eğitim sisteminin neden olduğu sorunlara değindiler.
Kırımsoy ve Yılmaz’ın ardından söz alan Ali Koç, yaşayarak ve deneyimleyerek öğrenilen bilginin önemine vurgu yaparken Fide Okulları’nda hayata geçirdikleri alternatif eğitim modeline dair deneyimlerini aktardı. Fide Okulları’nın, hayata dair bütün renkleri içinde barındırma ilkesini benimsediğini dile getiren Koç, çocukların farklılıklara yetişkinlere kıyasla çok daha kolay adapte olduklarını, bu yüzden de okul çağında yaşanan deneyimlerin çok önemli olduğunu dile getirdi. Sınıfında tekerlekli sandalye ile yaşamını sürdüren bir arkadaşı olmayan bir öğrencinin, mimar olduğu takdirde bir bina girişinde rampa olması gerektiğinin bile farkında olmayacağı örneği üzerinden, karşılaşmanın ve birbirine dokunmanın ayrımcı pratiklere karşı mücadeledeki önemini vurguladı.
Panelin son konuşmacısı Ada Ümmühan Köse ise, okullardaki ayrımcı uygulamalar ile öğretmenlerin ve okullardaki rehberlik servislerinin alternatif metotlar geliştirmede nasıl bir rolü ve katkısı olabileceğini ele aldı. Her hak gasbının bir çalışma alanı olduğunu ve ihlaller arasında bir hiyerarşi kurulmaması gerektiğini vurgulayan Köse, tekçi bir anlayışla kurgulanmış olan müfredatı değiştirmenin çok fazla mümkün olmadığına değindi. Bunun yanında karamsar olmamak gerektiğini, öğretmenlerin gelişmelere direnç göstermeyi bırakarak, küçük müdahaleler aracılığıyla alanlar yaratabileceğinin ve umut aşılayabileceğinin altını çizdi. Son olarak Köse, ürün ve başarı odaklı bir eğitim anlayışını eleştirirken, çocukların görüşlerinin ve deneyimledikleri sürecin dikkate alınması gerektiğini dile getirdi.