Moderatörlüğünü İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) başkanı Metin Çorabatır'ın yaptığı panelde, Avrupa ve Türkiye’den gazeteciler ve medya uzmanları; medyada mültecilere yönelik ayrımcılığın ve nefret söyleminin boyutlarını ve mücadele deneyimlerini aktardı. Panel, Hrant Dink Vakfı’ndan Gamze Tosun’un Medyada Nefret söyleminin izlenmesi projesinin verilerinden yola çıkarak, yazılı basında Suriyeli mültecilere yönelik ayrımcılık örneklerini paylaştığı sunumuyla başladı. 

Panelin videosu

Ardından the MediaWise Trust’ın direktörü Mike Jempson, mülteci gazetecilerin seslerini duyurabilecekleri mecralar oluşturmanın önemine vurgu yaparak, Exiled Journalists Network (Sürgün Gazeteciler Ağı) deneyimini anlattı. Mültecileri yük olarak görmektense, devletlerin sorumlulukları hakkında konuşmak gerektiğine ve dolaşıma sokulan yalan haberlerlerle mücadele etmenin önemine değindi.

İkinci konuşmacı, Community Media Forum Europe (CMFE) proje yöneticisi Nadia Bellardi, kendisinin de aktif rol aldığı, İsviçre’de göçmenlerin kendi dillerinde program sunabildikleri, 20 farklı dilde yayın yapan radyo deneyiminden bahsetti. Gazetecilerin doğru kelimeleri kullanmalarının önemine vurgu yaparken, mülteciliğin bir kriz olmadığını, bilakis savaşlar ve doğal afetler gibi krizlerin çözümü olduğunu belirtti. Nadia Bellardi, son olarak İfade özgürlüğü ve nefret söylemi kavramlarının Avrupa Konseyi ve Birleşmiş Milletler tarafından nasıl tanımlandığına dair bilgi verdi. 

Panelin son konuşmacısı bianet eş yayın yönetmeni Ekin Karaca, çok farklı politik görüşlere sahip olan medya organlarının Suriyeli mültecilere dair haberlerinin benzerlik taşıdığına değindi. Mültecilerin kaçak, yasadışı gibi kavramlarla anılmalarının ya da kurbanlaştırılmarının yaygın yapılan hatalar olduğunu belirtti.