Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın düzenlediği kavramsal tartışmalar serisinin ikincisi olan 'Kavramsal Tartışmalar: Edebiyat ve Söylem' başlıklı söyleşi, 15 Ocak 2018'de Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda yapıldı. Murat Cankara’nın kolaylaştırıcılığını üstlendiği söyleşide, Sibel Irzık ve Seval Şahin'in katılımıyla edebiyat ve söylem ilişkisi ele alındı.

Söyleşinin videosu

Murat Cankara açılış konuşmasında söylemin, dil içi ile dil dışının birbirine temas ettiği yerde doğduğunu ve bu teması konuşmak için en elverişli zeminlerden birinin de edebiyat olduğunu vurguladı.

Panelin ilk konuşmacısı Sibel Irzık, söylemle dilin ne ürettiğini, neleri nasıl etkilediğini ve neleri mümkün kıldığını görmeye çalıştığımızı belirtti. Foucault'nun söylemsel düzenler olarak adlandırdığı anlamlardıma yapılarının dilin kullanılış biçimlerinin varoluş koşulları ve tarihsel özgüllüklerini incelemeyi amaçladığını dile getirdi. Foucault’ya göre söylemlerin, üzerine konuştukları nesneleri sistematik biçimde şekillendirdiğini, yarattığını ve kurguladığını ekledi. Söylem temelli bir yaklaşımın edebiyat ve kültür alanında yarattığı imkanlara en iyi örneklerden birinin Edward Said’in şarkiyatçılık kavramı olduğunu belirten Irzık, Said'in Foucault’nun söylem kuramını kullanarak imparator ve sömürge kültürlerine özgü bilgi, temsil, öznellik biçimlerini çözümlemeye çalıştığını da ekledi. Irzık’a göre, Foucault’dan ve Said’den edebiyatın ve edebiyatta söylemin işlevine ilişkin öğrenebileceğimiz en temel nokta gerçeklik ve bilgi kurgulama süreçlerine ve süreçlere uygun öznelliklerin oluşturulmasına edebiyatın yaptığı katkıdır. Irzık, edebiyatta söylemin önemini öne çıkaran bir isim de Mihail Bahtin’dir. Irzık, Bahtin’in temel meselesinin konuşan öznelerin seslerinin toplumsal bağlam içinde nasıl yapılandığı, başka seslerle nasıl ilişkilendikleri olduğunu vurguladı. Bahtin’in söylem kavramı ışığında bir sesin başkasına nasıl ve ne derecede baskın olabildiğini ve sesler arasındaki bu rekabette toplumsal gruplarla iktidarın ve kurumların oynadığı rolü anlamaya çalıştığını belirtti.

Panelin ikinci konuşmacısı Seval Şahin, Türkçede yeni bir anlatım türü olarak romanın ortaya çıkmasıyla yazarın kendi söylemini kurma ve kendi söylemini oluşturma problemi ile karşılaştığına değindi. Şahin, romanın Türkçeye girmesi ile yazarın sürekli olarak kendisini orada var etmeye çalışmasının ve sesinin sürekli duyulmasının roman türünden önce modernlik tecrübesi ile birlikte başladığını dile getirdi. Modernlik tecrübesinin anlatılabilmesi için eski söylemle hesaplaşmak gerektiğini belirten Şahin, uhrevi ve dini söylemi ilk yıkan şeyin akıl olduğunu belirtti. Modernlik tecrübesinin roman edebiyatına tanrının temsil edilmesi problemini getirdiğini de ekledi.

Sibel Irzık, Sabancı Üniversitesi’nde karşılaştırmalı edebiyat ve kültürel çalışmalar dersleri vermekte. Deconstruction and the Politics of Criticism (1990, 2016) başlıklı kitabın yazarlığının yanı sıra, Karnavaldan Romana (2001) başlıklı Bakhtin seçkisini ve edebiyat ve toplumsal cinsiyet üzerine incelemelerden oluşan Kadınlar Dile Düşünce (2004) başlıklı derlemeyi yayına hazırladı, South Atlantic Quarterly dergisinin Relocating the Fault Lines: Turkey Beyond the East-West Divide (2003) başlıklı özel sayısının editörlüğünü yaptı. Daha yakın dönemde Orhan Pamuk, Yaşar Kemal, Latife Tekin, A. H. Tanpınar, Oğuz Atay ve Türkiye’de darbe romanları üzerine makaleleri yayımlandı. 2010-16 yılları arasında Sabancı Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Merkezi akademik koordinatörüydü. Son yıllardaki yayın ve çalışmaları romanda temsille siyasetin, tarihle toplumsal belleğin, sanatla muhalefetin ilişkileniş biçimleri, karşılaştırmalı edebiyatın kuramsal ve tarihsel çerçeveleri, ulusal ve uluslararası edebiyat kanonlarının oluşumu üzerine odaklanıyor.


Seval Şahin, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğretim üyesidir. Kültürel Sermaye, Kibar Hırsız ve Şehir (Bağlam Yayınları, 2011), Modernizmin Oyunu-Oyunun Modernizmi, Tanpınar’da Oyun (Kapı Yayınları, 2013) ve Cinai Meseleler -Osmanlı-Türk Polisiye Edebiyatında Biçim ve İdeoloji (1884-1928) (İletişim Yayınları, 2017) adlı kitapları bulunmaktadır. 


Murat Cankara, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi’nde öğretim üyesidir. Doktora eğitimini ise Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde, Ermeni harfli Türkçe romanlar üzerine bir tezle tamamladı. Modern Osmanlı/Türk ve Ermeni edebiyatları, tarihyazımı, mizah ve komedi, dil ve şiddet konularıyla ilgilenmeye çalışıyor.