Bu yıl 6-7 Eylül 1955 Pogromu’nun 70. yıldönümünü anıyoruz. İstanbul başta olmak üzere farklı şehirlerde yaşayan Ermeni, Rum, Süryani ve Yahudilere yönelik bu organize saldırılarda binlerce ev, işyeri ve kutsal mekân yakılmış, yıkılmış ve yağmalanmış, bu olay, Türkiye’deki azınlıkların toplumsal hafızasında ve yaşamında derin izler bırakmıştır. Tarihin bu acı sayfasını unutmamak, benzerlerinin bir daha yaşanmaması için bir arada yaşam kültürünü güçlendirmenin, bunun için de birbirimizi tanımanın ve anlamanın ne denli hayati olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor.
Bu düşünceyle, hem 6-7 Eylül’de yaşananları hatırlamak hem de 3 Ekim 2024’te Azınlık Hakları 101 e-bültenimizde paylaştığımız kaynakların bir devamı olarak, Hrant Dink Vakfı Azınlık Hakları Akademisi çatısı altında yürüttüğümüz güncel çalışmaları ve ürettiğimiz kaynakları sizlere sunmak istiyoruz.
Tüm bu çalışmalarla, Türkiye’de bir arada yaşam kültürünün güçlenmesine, hak temelli bir bakış açısının yaygınlaşmasına ve toplumsal farkındalığın artmasına katkı sunmayı umuyoruz.
6-7 EYLÜL 1955’TE NE OLMUŞTU?
6 Eylül 1955 günü, Demokrat Parti’ye yakın İstanbul Ekspres gazetesinde çıkan ‘Atatürk’ün Evi Bombalandı’ manşetiyle başlayan olaylar, Türkiye tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturur. Saat 13.00’te devlet radyosundan duyurulan ve Yunanistan’da Atatürk’ün Selanik’te doğduğu eve bomba atıldığı iddiasına dayanan bu haber, kitleler tarafından Rum, Ermeni, Süryani ve Yahudi yurttaşlara yönelik organize saldırıların fitilini ateşledi. İki gün boyunca süren bu toplu imha ve yağma histerisi sırasında İstanbul ve İzmir’de binlerce mağaza, kilise, sinagog, gazete binası ve mezarlık tahrip edildi. Resmî kaynaklara göre 4.214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır ve 26 okul hasar gördü. Saldırılar özellikle dinî mekânlara yoğunlaştı; kiliseler birkaç saat içinde harabeye çevrildi, dinamitle patlatıldı, kutsal eşyalar tahrip edildi, mezarlar açıldı.
Fotoğraf: Ara Güler, Copyright: Ara Güler Doğuş Sanat ve Müzecilik A.Ş.
Daha fazla okuma yapmak isteyenler için bir kişisel anlatım, bir fotoğraf arşivi ve akademik bir çalışmayı paylaşmak istiyoruz. Pogrom sonrasında Kapalıçarşı’da küçük bir iplikçi dükkânına sahip Gökçeyan ailesi, Lübnan’a yerleşmek zorunda kalmış. O günlerde 7 yaşında olan Krikor Gökçeyan, Agos gazetesinin yaptığı röportajda anne ve babasının 6-7 Eylül’de çok büyük hayal kırıklığı ve kırgınlık yaşadığını aktarıyor ve ekliyor: “Bu kadar öfkeye ve nefrete bir neden bulamadıkları için Türkiye’yi terk etme kararı aldılar.” Dönemin Ekümenik Patrikhane fotoğrafçısı Dimitrios Kalumenos’un eşsiz fotoğraf arşivi, istos yayıncılık tarafından basılan ve gazeteci Serdar Korucu’nun derlediği Patriklik Fotoğrafçısı Dimitrios Kalumenos’un Objektifinden 6 7 Eylül 1955: "Hem Malınızı, Hem Canınızı!" 2. Cilt kitabında o gece yaşanan şiddetin unutturulmuş ve karanlık yüzüne, insanların bedenleri, yaşamları ve hatıraları üzerinde bıraktığı hasara ışık tutuyor. Dilek Güven’in İletişim Yayınları tarafından basılan Cumhuriyet Dönemi Azınlık Politikaları ve Stratejileri Bağlamında 6-7 Eylül Olayları kitabı bu konudaki en kapsamlı akademik çalışmalardan biri olarak öne çıkıyor.
‘Cumhuriyet’in 100. Yılında Azınlık Hakları’ konferansında sunulan tebliğleri içeren kitabımız Türkçe ve İngilizce olarak yayımlandı. Kitaplarda, alanında uzman araştırmacı ve akademisyenler, Türkiye’de yaşayan farklı azınlıkların sahip olduğu hakları, bu hakların geçirdiği dönüşümü ve azınlıkların karşılaştıkları sorunları vaka örnekleriyle birlikte incelediler.
‘Azınlık Hâlleri’ podcast serisiyle Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki azınlık hakları politikalarını, sorunları ve çözüm önerilerini konuşmaya devam ediyoruz. Konunun uzmanlarıyla yaptığımız sohbetler bu konuda başlı başına bir eğitim niteliğinde. Bu sene, Lerna Ekmekçioğlu ile Lozan Barış Antlaşması’nı ve erken Cumhuriyet dönemi vatandaşlık politikalarını; Yeşim Bayar ile soyadı kanununu ve isimlere dair politikaların azınlıkları nasıl etkilediğini; Anna Maria Beylunioğlu ile yemeğin siyasetini ve azınlık toplumları için önemini; Nazan Maksudyan ile çocukluk kavramını ve azınlık toplumlarında çocuk olmanın anlamını; Melissa Bilal ile müziğin azınlıklar için önemini; Seda Altuğ ile Suriye’de azınlıkların durumunu; İlay Romain Örs ile 1964 Rum sürgünlerinin arka planını; Elif Kevser Özer ile tanıklıklar üzerinden 1964 sürgünlerinde Rumların yaşadıklarını; Şerif Derince ile anadil hakkını, anadilinde eğitimde yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini; ve Sergen Gül ile Romanların yaşadıkları ayrımcılıkları ve karşılaştıkları çevresel adaletsizliği ele aldık. Bölümlere buradan ulaşabilirsiniz. Podcast serimiz devam edecek; önermek istediğiniz konu başlıklarını ve/veya konukları Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir. adresine e-posta göndererek bizlere iletebilirsiniz.
Avrupa Birliği’nin desteğiyle geçtiğimiz sene kurduğumuz HDV Azınlık Hakları Akademisi’nin ikinci dönem programının yüz yüze seminerleri 23-26 Mayıs 2025 tarihlerinde yapıldı. Türkiye’nin farklı bölgelerinden yirmi katılımcı, dört gün süren programda Türkiye ve Türkiye dışından azınlık hakları alanında uzman akademisyenlerden, azınlık haklarının kapsamını, Türkiye uygulamasını, farklı ülke örneklerini ve savunuculuk stratejilerini öğrenme fırsatı buldular. Akademinin içeriğine ve programına buradan ulaşabilirsiniz.
HİBE
HDV Azınlık Hakları Akademisi kapsamında, katılımcılara yönelik olarak bir de hibe programımız bulunuyor. 2024 HDV Azınlık Hakları Akademisi’ni başarıyla tamamlayan katılımcılarımız, kurumları aracılığıyla Hibe Programı’na başvurma hakkı kazandı. Dokuz başvurunun yapıldığı hibe programında, seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda beş projeye destek verilmesine karar verildi. Farklı alanlardan gelen bu projeler, azınlık hakları alanında farkındalık yaratmayı ve savunuculuğu güçlendirmeyi amaçlıyor. Hibe almaya hak kazanan kurumlar ve projeleri:
- Beyoğlu Üç Horan Ermeni Kilisesi Vakfı - Azınlık Hakları Bağlamında Cemaat Vakıflarının Tüzel Kişilik ve Mülkiyet Sorunları
- GOLA Kültür Sanat ve Ekoloji Derneği - Taşlardan Söze, Laz Kültürünün İzini Sürmek
- Küresel Değişim Derneği - Antakya Yerel Arapça Lehçesi Dil Kartları
- Rengarenk Umutlar Derneği - Sur’da Toplumsal ve Mekansal Hafıza Yolculuğu
- Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği - Un Libro Avierto – Açık Kitap
ATÖLYELER
HDV Azınlık Hakları Akademisi'nin çalışmalarından biri olarak azınlıkların karşılaştığı sorunlar, bunların çözümleri, azınlık haklarıyla ilgili gelişmeler gibi farklı konularda atölyeler yapıyoruz. Bunlardan ilkini istos yayın ve Hrant Dink Vakfı işbirliğiyle Fener Maraşlı Okulu’nda ‘60. yılında 1964 Sürgünleri ve İstanbullu Rumlar’ başlıklı bir konferans bağlamında 20 Kasım 2024 tarihinde yaptık. 1964 yılında alınan karar neticesinde İstanbul’da ikamet eden Yunan uyruklu Rumlar sınırdışı edilmeye başlamış, ilerleyen haftalarda TC vatandaşı Rumların da içinde olduğu on binlerce Rum Türkiye’yi terk etmek zorunda kalmıştı. Konferans boyunca, 1964 sürgünleri, farklı boyutlarıyla hem akademisyen ve araştırmacılar hem de bizzat bu sürgünü yaşamış olan tanıkların katılımıyla incelendi. Önümüzdeki haftalarda düzenleyeceğimiz atölyelerle ilgili bilgileri paylaşmaya devam edeceğiz.
SİZİ 23,5 HRANT DİNK HAFIZA MEKÂNI’NA BEKLİYORUZ
6-7 Eylül’ü anarken, bu tarihsel travmanın Türkiye’deki azınlık deneyiminin bir parçası olduğunu unutmamamız gerekiyor. Bu bağlamda, Hrant Dink’in hayatına, mücadelesine ve Agos gazetesinin hikâyesine ışık tutan 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’nı ziyaret etmenizi öneriyoruz. Mekân, azınlık hakları mücadelesinin sürekliliğini ve günümüzdeki önemini deneyimleme fırsatı sunuyor.