İki komşu ülke, Türkiye ile Ermenistan arasında 1993’ten beri diplomatik ilişki yok ve kara sınırı kapalı. 2009 yılında, diplomatik ilişkilerin kurulması ve sınır kapılarının açılması için imzalanan protokoller, iki ülkede de, parlamentoda oylamaya sunulmadan askıya alındı ve normalleşme süreci tıkandı. Son olarak, Mart 2018’de, protokollerin onaylanma ve uygulanma sürecinde herhangi bir ilerleme kaydedilmediği gerekçesiyle, Ermenistan yönetimi protokolleri hükümsüz ilan etti. Arada halen diplomatik ilişki olmaması, sivil toplumun çabaları da dahil olmak üzere her alanda etkisini hissettiriyor. iki ülkenin kamu ve özel kuruluşları arasında resmî işbirliği mekanizmaları, üniversiteler arasında kurumsal akademik değişim programları bulunmuyor.

Hrant Dink Vakfı, kurulduğu 2007 yılından beri, öncelikli amaçlarından biri olan, Türkiye ile Ermenistan arasında her alanda ilişkilerin geliştirilmesi ve teşvik edilmesi için çaba gösteriyor. Fiziksel ve zihinsel sınırların beslediği, yıllardır süregelen diyalogsuzluk ortamında, iki ülkenin her kesiminden, her yaş ve meslek grubundan insanların sınırı aşarak komşu ülkeyi ziyaret edebilmesi, birbiriyle tanışıp çeşitli çalışma alanlarında kurumsal işbirlikleri geliştirebilmesi için destek mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu görüyoruz. Bu ihtiyaç karşısında, doğrudan temas ve işbirliklerini teşvik etmek ve kolaylaştırmak amacıyla, 2014 yılında, Türkiye-Ermenistan Seyahat Fonu ve Burs Programı’nı oluşturduk.

Yayının dijital kopyasına bu linkten ulaşabilirsiniz. 

İlk kez Mart 2014 - Haziran 2015 döneminde, Avrupa Birliği’nin finansal desteğiyle Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında hayata geçirdiğimiz bu iki program, iki ülke arasındaki ilişkisizliğe çözüm arayışımızda bizim için birer öğrenme aracı oldu. İki programın da ilk evresi olarak kabul ettiğimiz bu dönemde, iki ülke halkları arasında doğrudan temasları sıklaştırmayı hedefleyen Seyahat Fonu kapsamında binden fazla kişiye ulaşıldı ve 210 kişi komşu ülkeye seyahat etti. Aynı dönemde, Burs Programı kapsamında, 25’i Ermenistan’dan, 65’i Türkiye’den olmak üzere, toplam 90 kuruluş komşu ülkeden bir bursiyere ev sahipliği yapmayı kabul etti ve Haziran 2014’te yapılan açık çağrı sonucunda 18 profesyonel bursiyer olarak seçildi.

İlk evrede oluşturulan işbirlikleri yeni diyalogların kurulmasına vesile olurken, bu diyaloglar yeni işbirlikleri doğurdu. Her iki programın da gördüğü ilgi ve olası işbirliği imkânları, bizi bu programları genişleterek devam ettirme yönünde teşvik etti. Avrupa Birliği de, iki ülke halkları arasındaki doğrudan temasların yarattığı olumlu etkileri göz önünde bulundurarak Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı’nı ikinci evresinde de destekledi. Bunun üzerine, Hrant Dink Vakfı olarak, ilk evrede edindiğimiz tecrübelerden hareketle yeni işbirliği alanlarına odaklanmak ve farklı şehirlere ve kitlelere ulaşmak amacıyla, iki programın ikinci evresini tasarladık.

Bu yayınla, Türkiye ile Ermenistan arasında katalizör görevi üstlenen kişileri ve kuruluşları tanıtmayı, onların yaşadıkları dönüşümleri kendi ağızlarından aktarmayı, çeşitli alanlarda yapılan işbirliklerini ve vakıf olarak, bu süreç boyunca, iki komşu ülke arasında diplomatik ilişkinin bulunmadığı koşullar altında bürokratik işlemler yürütmeye dair deneyimlerimizi paylaşmayı hedefledik.