Agos, 23 Kasım 1998

Geçen yıl Kanal 7'de katıldığım canlı bir televizyon programında, yönetenlerden biri, "Türkiye Ermenileri olarak Cumhuriyet'e katkılarınız nelerdir?" türünden bir soru sormuş, adamcağız istemeden can damarıma basmıştı. Sonradan banttan izlediğimde gördüm ki açmışım ağzımı yummuşum gözümü... "Neyimiz kalmış ki ne verebilecektik?" şeklinde özetlenebilecek uzunca bir cevap vermişim. Aynı şeyi başka panellerde de başka ortamlarda da hep tekrarlarım. Bunları söylerken de "Eğer şu Ermeni halkının başına gelen belalar gelmeseydi, kim bilir biz bu ülkeye daha ne gibi zenginlikler katabilirdik, değil mi?" der noktalarım... Bunu derim çünkü yürekten inanırım... Ve artık bırakırım ki karşımdaki düşünsün "Sahi ya biz neler kaybettik?" diye.

Düşünün bir kez... Eğer kırılmasaydı belimiz... Yok olmasaydı kökümüz... Yaşayabilseydik şu ülkede adam gibi kardeşçesine... Çoğalabilseydik tüm güzelliğimizle... O atalarımız ki bu topraklara çok şeyler katmışlar, kim bilir biz daha neler katardık? Yalan mı?

Cumhuriyet'in 75. yılı kutlamaları çerçevesinde gazetedeki arkadaşlarla toplanıp, "Gelin birkaç hafta biz de kutlamalara katılalım ve ne değerler vermişiz, en azından bunların bir belgeselini okurlara sunalım" dediğimde, doğrusu pek elle tutulur bir şeyler çıkaracağımızı ben de tahmin etmiyordum. Ancak hep birlikte oturup da hiç yapılmamış bir çalışmayı yapmaya başladığımızda gördüm ki, birazcık kendi halkıma şu söylediğim söylemle haksızlık ediyorum. Bu kadar az nüfus kalmamıza rağmen ortaya çıkan sonuç yine de az şey değil. Sizler de okudukça göreceksiniz ki, çapımıza oranla hiç de küçümsenecek bir sonuç değil.

Cumhuriyet'in 75. yılını kutlarken bir kez daha aynı düşüncelere kapılmamak ve üzülmemek elde değil.

Ama yine de her şeyin kaybedildiği, son trenin kaçtığı düşüncesinde olanlardan değiliz. Türkiye kendi demokrasi mücadelesini vermeye devam ediyor. Bu demokrasi mücadelesinde bizlere de büyük pay düşüyor. Türk demokrasisi ivme kat ettikçe, bizim da aynı oranda bu ülkeye katkılarımızın artması sürecek ve artacaktır.

Yapabildiklerimizin yeterliliğiyle avunmak yerine, yapamadıklarımıza hayıflanmak da yapabileceklerimizin bir başlangıç noktası sayılmalı. Bu nedenle "Biz şunları yaptık"ın yanında, yapamadıklarımız üzerinde düşünmek de, demokrasi mücadelesine sunabileceğimiz önemli katkının başlangıcı olarak kabul edilmeli.

Gün, 'neler yapabildik'i sergilemenin yanı sıra, 'neler yapamadık'ı da sorgulamanın günüdür, Cumhuriyet'in 75. yılını biraz da bu bilinçle kutlamalıyız.