Fotoğraflar: Berge Arabian

1 yıl önce, Agos Gazetesi’nin eski çalışma ofisinin bulunduğu Sebat Apartmanı’nın önünde öldürülen Hrant Dink, 19 Ocak Cumartesi günü saat 15.00’te, binlerce kişi tarafından anıldı. Anmaya katılanlar devam eden cinayet davasıyla ilgili adalet taleplerini dile getirdiler. Anmada bu yıl konuşmaları gazeteci - yazar Oral Çalışlar ve Hrant Dink'in eşi Rakel Dink yaptı.

 

Oral Çalışlar'in anmada yaptığı konuşma şöyle:  

Dostumuz, Kardeşimiz, Arkadaşımız,

Agos gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni,

Rakel’in çutağı,

Delal’in, Arat’ın, Sera’nın babası

Nora’nın, Nare’nin dedesi…

Yervant’ın, Hosrof’un kardeşi

 

Hrant Dink’i kaybedeli tam bir yıl oldu….

19 Ocak bu ülkede vicdanı olan insanların acı günlerden birisi

Aradan 100 yıl geçse de unutulmayacak bir tarih 19 Ocak.

Onsuzluğa alışmak mümkün değil…

Hrant hepimizindi…

Akla, vicdana seslenen bir devrimciydi.

Kurulu düzeni yerinden oynatacak kadar yürekli ve haklı bir sesti

Bu ülke onu sevdi…

İnsanları içten kucaklar, güven verirdi…

 

Hrant,

Haksızlığa başkaldıran,

Doğruya doğru, yanlışa yanlış demekten çekinmeyen,

“Eşitlik” isteyen,

“Hafızamızı” tazeleyen,

Muhalif ailemizin etkili bir üyesiydi…

 

Yok olup giden bir tarihi, Anadolu’nun solan renklerini yeniden canlandırmayı simgeliyordu…

Dosttu, kardeşti, yürekten konuşan bir hakikat anlatıcısıydı…

Hrant bir Ermeni’ydi…

Suskun bir toplumun konuşan çocuğuydu…

Yitip giden cemaatlerin seslendirmediklerini bize o anlatıyordu…

Ermenilerin, Süryanilerin, sesi çıkmayanların varlığını yeniden fark etmemizi o sağladı…

Geçmişimizle yüzleşmek için, içimizden birisi olarak hepimize el uzattı.

“Kaç kişi kaldık ki” derken bile, bizden bir parçayı temsil ettiğini söylüyordu.

 

O, Türk’üyle, Kürt’üyle,

Ermeni’siyle, Rum’uyla,

Yahudi’siyle,

Alevi’siyle, Sünni’siyle

Arap’ıyla, Süryani’siyle, Keldani’siyle,

Laz’ıyla, Çerkez’iyle

bütün insanlarımızı temsil ediyordu.

 

Hepimizin ortak sesini, duygularını, özlemlerini dünyaya duyuruyordu…

Onsuz bir yıldır çok yalnızız…

Onsuz hüzünlüyüz…

XXXX

 

Hrant, ortaklaşa hazırlanan bir cinayetle öldürüldü…

Anladık ki onu öldürmeye çok önceden karar vermişlerdi…

Cinayeti topluca hazırladılar…

Onu gazetelerde hedef gösterdiler…

Mahkemelerde linç etmeye kalkıştılar…

Çocukların eline silahı tutuşturanları biliyoruz artık…

Yönlendirenleri de…

Teşvik edenleri de…

Devlet içindeki katillerden, örgütlenmelerden hesap soracak bir cesarete gerek var…

Hrant’ın cesaretine ihtiyaç var…

XXXX

 

Hrant bize çok sesli, çok kültürlü bir ülke ideali bıraktı…

Farklılıklarıyla zenginleşecek bir Türkiye ütopyası bıraktı…

Gür sesini….

Kendine güvenli açık sözlülüğünü,

Dertlerimizle dertlenen içten dostluğunu bize miras bıraktı…

Onsuz hep bir eksik olacağız…

 

Onsuz çok eksik olacağız…

 

ANOR  PATZAGAYUTYAN  BAGAS  GIZKANK  MENK MEZ….

 

Rakel Dink'in anmada yaptığı konuşma şöyle:  

 

19 Ocak 2008 RAKEL DİNK

"Sevgili kardeşlerim,

Ne mi demişti eşim hayattayken; 'Önce gelin şu lirik yalnızlığımızı paylaşalım başta. Beni gömmeye değil, yaşatmaya gelişinizin ilk töreni olacak bu. Bırakın ağlaşmayı, yoklayın yüreklerinizi, aranızdan ayrıldığımı sandığınız yürek çırpıntılarını orada duymuyor musunuz?'

Bir yıl sonra onu yaşamak için yine buradayız.

Burada yani kanını suyla sabunla temizlemeye çalıştıkları kaldırımdayız. Bu kaldırım bu şekilde temizlenebilir mi, unutturulabilir mi?

Kardeşlerim, bu ancak ve ancak vicdanların duymasıyla, kanları dökenlerin pişmanlık, ikrar ve af dilemeleriyle mümkün olabilir. Yoksa Habil'in kanı gibi dökülen hiçbir kan ve bu kan susmayacaktır. O kan bir yıldır hiç susmadı kardeşlerim. Çünkü kanın sesi adaletle susar. İşte bugün sizler de adalet için buradasınız. Sessizliğinizde adalet çığlığı duyuluyor.

Peki, adalet nasıl yerini bulacak, geçen bir yıl içinde adalet adına ne gördük?

Katilin eline ülkemin bayrağını verip poster çektirenlere ülkemin adaleti ne yaptı?

Sadece görüntüleri basına verenlere dava açıldı. Stadyumlarda "Hepimiz Ogün'üz" diye bağıranlara, onu hain ilan eden devlet görevlilerine ne yaptı ülkemin adaleti?

Telefonda "Tek farklılık kaçmayacaktı ama bu kaçtı" diyen ve "kimin öldüreceğini bilen" emniyetçilere ne yaptı ülkemin adaleti?

Daha katil yakalanmadan silahın markasına kadar bilen jandarmalara ne yaptı ülkemin adaleti?

Cinayet planları yapılan ocaklara ne yaptı ülkemin adaleti?

Eşime haddini bildirmeye çalışan vali yardımcısına ne yaptı ülkemin adaleti?

Diyorlar ki, '301'den kim hapse girdi?' Ben de diyorum ki; keşke yaşatsalardı da hapiste olsaydı. Çünkü yaşatsalardı, bugün gerçekten 301'den hapisteki üçüncü ayı olacaktı.

Evet kardeşlerim, bugün adalet istediğimiz için buradayız. Daha kimler bıçaklandı, kaçırıldı, öldü, sayısı yok. Elbette acılı yüreklerin de sayısı yok. Ama kimler cesaret bulacak da, onun dediği gibi "terörün gücü ve gücün terörüne" karşı gelecek?

Dediği gibi, uğruna ölünesi davaları uğruna yaşanası davalara dönüştürmedikçe belli ki bu tür vahşetler çok yaşanacak.

Bizi acılarda akraba ettiler. Maalesef yasta kardeşlik de bugün cesaret istiyor. Ama asıl yaşamak cesaret ister, umut cesaret ister, adalet cesaret ister kardeşlerim."