Hrant Dink Vakfı Tarih Programı kapsamında, Sosyal Bilimler Lisansüstü Öğrenci Çalıştaylarının üçüncüsü 11 Şubat 2019 Pazartesi günü Hrant Dink Vakfı, Anarad Hığutyun Binası'nda gerçekleştirildi.
Özellikle Ermenilerin tarihi ve kültürü üzerine Türkiye’de tamamlanmış yüksek lisans ve doktora tezlerini tartışmaya açmayı ve araştırmacılar arasında diyaloğu pekiştirmeyi amaçlayan çalıştayların üçüncüsünde, kültürel miras temasını kimlik ve mekân bağlamında ele alan iki yüksek lisans tezi tartışıldı.
İlk olarak, Yüzyıl Nevin Aydın’ın İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık 2017’de tamamladığı “Yerleşmek ve Yersizleşmek: Şişli’de Azınlıklar”” başlıklı tez tartışıldı.
Aydın, tezinde Rum Ermeni ve Yahudi azınlık gruplarıyla yaptığı anket ve birebir görüşmelere dayanarak mekanın yer’e dönüşümünü, yer aidiyeti, içeridelik dışarıdalık ve kişiselleştirme gibi kavramları Şişli özelinde ele aldı. Bireysel ve toplumsal kimliklerin yer ile ilişkisini, yersizleşme ve kimliğin kaybolması temalarına değinerek anlattı. Aydın’ın tezini değerlendiren Ahmet Ersoy, tezin disiplinler arası bir teorik geri plan üzerine oturtulmuş olmasının değerinden bahsettikten sonra, bu tezden yola çıkarak yapılabilecek yeni çalışmalar hakkında önerilerde bulundu. Çoğul kimliklerin kendini mekan ve yer üzerinden nasıl ifade ettiğine dair daha spesifik ve somut bir şekilde bağlamsallaştırılmış ve tarihselleştirilmiş bağlantıların, mekanın yer haline getirilmesi pratiklerinin üzerine gitmenin önemini vurguladı.
Tartışılan ikinci tez, Beste Seda Aydın’ın İstanbul Arel Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde 2018 yılında sunduğu “Batılılaşma Sürecinden Günümüze Pera/Beyoğlu İlçesi; 480 ve 476 yapı adaları örneğinde bir koruma önerisi” başlıklı tez oldu. Aydın, Beyoğlu/Pera bölgesinin bütüncül korunmasına örnek oluşturması amacıyla kentsel mimarlık envanter fişleri kullanarak gerçekleştirdiği belgeleme çalışmalarını sundu. Çeşitli ölçütlerle fiziksel ve işlevsel özgünlüğü sorguladığı tezinde hazırladığı tablo ve grafiklerle mevcut doku bütünlüğündeki bozulma oranlarını anlatıp mimari mirasın korunmasında tescil ve belgelemenin önemini vurguladı. Tezi değerlendiren Burak Asıliskender, tezdeki koruma ve belgeleme ilişkisinin vurgulanmasının değerli olduğunu ifade ettikten sonra, “neden koruyoruz” sorusu üzerine düşünmenin öneminden bahsetti. Sosyolojik olarak yapıların hikayesinin böyle bir çalışmaya entegre edilmesinin insan-mekan etkileşimini ortaya çıkarmak adına gerekli olduğunu ifade etti. Ek olarak, böyle bir çalışmada ihtiyaç duyulan teknik verilerden ve söz konusu detaylı verilere nasıl ulaşılabileceğinden söz etti.