1962’de Mülkiye’den mezun oldu. Askerliğini Bitlis’te yaptı. Şemdinli ve Yüksekova’da Kürt halkının yaşantısını yakından tanıma imkânı buldu. Askerliğin ardından kısa bir süre Tunceli'de memurluk yaptı. 1965'te Alikan aşiretinin toplumsal yapısı üzerine doktora çalışmasına başladı. Saha araştırması için toplam 7 ay aşiret çadırında yaşadı.

1967'de Türkiye İşçi Partisi’nin düzenlediği, Doğu Mitingleri adıyla bilinen açık hava toplantılarına katıldı ve gözlemlerini 'Doğu'da Şeyhlik, Ağalık' başlığıyla yayımladı. O günün Türkiye koşulları için cesaret isteyen, özgür ve güçlü analizler yaptı. 1968’de, Erzurum Atatürk Üniversitesi'nde, bir meslektaşının ihbarı, üniversiteden tasfiye sürecini başlattı. Marksist propaganda ve bölgecilik yaptığı gerekçesiyle dersleri kaldırıldı. Ancak o, Doğu illerindeki gezilerine ve gözlemlerine devam etti. 1969'da Türkiye sosyal bilimler tarihi için çok önemli eserlerden biri olan “Doğu Anadolu'nun Düzeni” kitabını yayımladı. Ve üniversiteyle ilişkisi kesildi. 12 Mart 1971 darbesinden hemen sonra tutuklandı ve Diyarbakır Askeri Cezaevi'ne gönderildi. Sekiz kez cezaevine girip çıktı ve yaşamının toplam 17 yılı cezaevinde geçti. 1999’da yapılan yasal düzenleme sonucu tahliye oldu. Kürt sorunu üzerine toplam 36 kitap yayımladı, 32'si Türkiye sınırları içinde çeşitli yasaklarla karşılaştı. Henüz Kürt kelimesi gündelik hayatta kullanılmazken, Kürt halkının varlığı bile kabul edilmezken, statükonun ağır baskılarına rağmen hakikati dile getirebildi; doğru bildiği yolda riski göze aldı. Kürt sorununun toplumsal ve siyasi niteliğini anladığı günden beri, çözüm için kafa yoruyor. İşkence ve kötü muameleye maruz kalmasına, yaşamının uzunca bir bölümünü tehdit altında geçirmesine rağmen, sözünü sakınmıyor, çalışmaktan vazgeçmiyor. Toplumun sorunlarıyla yüzleşmesi için araştırmalar yapıyor, kitaplar yazıyor, mücadele ediyor ve dönüştürüyor.


1989'da Tiflis'te, ölüme yol açan bir polis baskınına verilen tepkiler içinden doğdu. 1991'de insan hakları çalışmaları üzerine kurumsallaştı. Tarih araştırmaları ve eğitimi üzerine yoğunlaştı. Devlet terörü hakkında sistematik kanıt toplama çalışmalarına başladı. Sovyet hükümetinin örtbas etmeye çalıştığı suçları ortaya çıkarmaya yöneldi. Pek çok şehirde belge ve hatıraları topladı, sözlü ifadeleri yazıya geçirdi, kamp ve sürgün alanlarına keşif gezileri düzenledi. Onbinlerce insan, ellerindeki dökümanları onlara ulaştırdı. Böylece baskı dönemine ilişkin devasa bir arşiv oluştu. Topluluk, geçmişteki trajik olayları unutmanın kişinin kendi hafızasını terk etmesi olduğuna inanıyor. "Hafızasını kaybetmiş bir toplum herhangi bir demagoya boyun eğer; ve böyle bir toplumdaki insanlar devlet makinesinin basit parçalarından başka bir şey değildir" diyor. 50'den fazla "Hafıza Kitabı" ve idam edilen kurbanların listelerini yayımladı. Dönemle ilgili tüm belgeler ve basılı materyaller Moskova'daki kütüphanelerinde toplandı. Mahkumlar tarafından yapılan, kamplardaki yaşamın izlerini taşıyan yüzlerce sanat eseri müzelerinde sergilendi. Faaliyetlerine pek çok eski-sovyet ülkesinde ciddi tehdit ve tehlike altında devam ediyorlar. Dağlık-Karabağ'la başladıkları bilgilendirme çalışmalarına, Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan, Moldova, Tacikistan, Rusya ve Çeçenistan'la devam ettiler. Çeçen otoriteleri tarafından sıkça baskına uğrayan Çeçenistan'daki ofislerinde, ülkedeki cinayetleri ve kaçırılma olaylarını araştıran ödüllü aktivistleri Natalya Estemirova 2009'da kaçırıldı ve ölü bulundu. Çalışanların hayatlarını tehlikeye atmamak için bir süreliğine ülkedeki faatliyetlerini askıya almak zorunda kaldılar. Toplumun sadece geçmişteki değil hala devam eden insan hakları ihlalleriylede yüzleşmesini sağlıyorlar. Silahlı çatışma noktalarındaki insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor, kamuoyunu bilgilendiriyorlar. Göçmen ve mülteci hakları için çalışıyor, göçmen bürolarının devletin değil mültecilerin haklarını savunur hale gelmesi için mücadele ediyorlar. 2012 Uluslararası Hrant Dink Ödülü'nü aldılar.

Politik analist ve Erivan merkezli Kafkas Enstitüsü’nün başkanı. Etnik-politik anlaşmazlıklar, komünizm sonrası dönüşümler ve genelde eski Sovyet ülkelerinde ve özelde Kafkaslarda ulus-devlet inşası çalışma alanlarıdır. 1990’ların başından itibaren güney ve kuzey Kafkaslarda, geçiş döneminde seçimler ve Sovyet sonrası kimlik inşası alanlarında çalışıyor. Ayrıca, göç, bölgesel uyum, medya gelişimi ve kamusal söylem oluşumu üzerine araştırmalar yürüttü. İskendaryan, Kafkas Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Kafkas Çalışmaları Bölümü’nün yanı sıra Ermenistan’daki diğer üniversitelerde de ders veriyor.

1933 Yunanistan doğumlu film yapımcısı üniversite eğitimini Paris'te aldıktan sonra Fransa'ya yerleşti. 1982-87 yılları arasında Cınematheque Française başkanlığını yürüttü, 2007'de görevi yeniden üstlendi. Tartışmalı politik konularla ticari sinemanın eğlence değerini kaynaştırmadaki yeteneğiyle tanınıyor. Politik temalı en iyi bilinen filmi 1969 yapımı Z filmidir. Hukuk ve adalet, baslı, şiddet ve işkence çalışmalarında sıkça yer verdiği konulardır. Çoğu zaman hedef olarak seçtiği kesim merkez sağ hareketleri ve rejimler oldu.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde uluslararası iktisat alanında yüksek lisans yaptı; aynı bölümde 1977-1980 yılları arasında akademisyen olarak çalıştı. 1995–96 yıllarında Yeni Demokrasi Hareketi içerisinde yer aldı. 1997'de Radikal Gazetesi'nde köşe yazarı olarak çalışmaya başladı. 2000'de Radikal gazetesinden ayrılıp bir süre Yeni Binyıl gazetesinde yazmıştır. Ardından Mayıs 2001'de Zaman Gazetesi'nde köşe yazarlığına geçti. 2007-2010 yılları arasında Agos gazetesinin genel yayın yönetmenliğini üstlendi. Halen, Zaman gazetesinde yazıyor.

Başlıca, günümüz Türkiye’sindeki eğitimli, kentli ve dindar Müslüman kadınları üzerine araştırmalar yürüten sosyolog. 1986-2001 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yaptı. Şu anda École des Hautes Etudes en Sciences Sociales’de (EHESS)CADIS), Sosyolojik analiz ve Müdahale Bölümü’nün başkanı. Modern Mahrem kitabını yazan Göle birebir görüşmelere dayanarak İslami toplumsal cinsiyetin emel ilkelerini benimseyen genç Türk kadınları hakkında çalışmalar yürütüyor.

Siyasi konularda yazdığı yazılarla, blog ve köşe yazarlığı ile tanınan Ash, aynı zamanda Orta ve Doğu Avrupa'daki komünist diktatörlükler üzerine çalışmalar yürüten bir tarihçi. Uzun yıllar berlinde yaşayan ve demir perde'nin ardına yaptığı ziyaretler ile Alman dili ve kültürü hakkındaki bilgilerini geliştirme fırsatını buldu. Çlaışmaları 1989 sonrası eski Doğu Bloğu'nun geçirdiği dönüşümü kapsıyor. The London Times'ta Orta Avrupa İlişkileri bölümünde baş yazar ve The Independent'ta Dış İlişkiler bölümünde köşe yazarı olarak çalıştı. Halen pek çok Amerikan gazetesinde yazıyor ve The Guardian'da haftalık köşesi bulunuyor.
Rakel Dink 1959’da Silopi’de doğdu. Ailesi, Ermeni Varto Aşireti’ndendir. 1968 yılında, Anadolu’da dağınık yaşayan Ermenileri bulmak ve çocukları eğitmek amacıyla yola çıkan İstanbul’lu bir grup Ermeni tarafından, köyünden 12 çocukla beraber, eğitim amacıyla İstanbul’a getirildi. İstanbul’da ilk geldikleri yer, Tuzla’daki Ermeni Çocuk Kampı’ydı. Orada tanıştığı Hrant Dink’le evlendi. Eşiyle birlikte, daha sonra ellerinden alınacak olan Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nda idareci oldu. 19 Ocak 2007’de eşi Hrant Dink gazetesi Agos’un önünde öldürüldü. Benzer acıların yaşanmaması için kurulan, demokrasi ve insan hakları için çalışan Hrant Dink Vakfı’nın başkanlığını yapıyor.