1990’li yıllar, özellikle Kürt Sorunu bağlamında Türkiye’de devletin çok sayıda suç işledigi, karanlık bir dönemdi. Haksız gözaltı ve tutuklamaların olmadığı gün yok gibiydi. Devlet görevlilerin gözetimi altındayken birdenbire ortadan kaybedilmek, hiç de nadir rastlanmayan bir durumdu. Bu insanların bir kısmının cesedi işsiz bir yerde bulundu. Onlara ‘faili meçhuller’ dendi. Bazılarından geriye ise hiçbir iz kalmadi. Onlarsa, ‘kayıplar’ diye anıldı. Cumartesi Anneleri / İnsanları, binlerce kişinin geçip gittigi Galatasaray Meydani’nda oturdular. Öfkeli, acılı, tedirgin ve kararlıydılar. Yakınlarının hiç değilse kemiklerini istiyor, ama bununla da yetinmiyor, sorumluların hesap vermesini, yargı önüne çıkarılmasını, böylece bir daha benzer acıların yaşanmayacağı yeni bir Türkiye’nin yolunun açılmasını talep ediyorlardı. Bunun için, sessiz bir çığlıkla, yagmur, kar, rüzgâr veya güneş altında her Cumartesi günü yarım saat oturdular. 27 Mayis 1995 tarihinde Galatasaray Lisesi önünde başlayan bu sessiz ama gürültülü mücadele, Diyarbakir, Batman, Urfa ve Cizre’deki kayıp yakınlarının katılımıyla 16 yıldır devam ediyor. 2013 Uluslararası Hrant Dink Ödülü sahibi.

Sırbistan, Yugoslavya’da dogumlu İnsan Haklari savunucusu. Sosyal hizmet uzmanı iken avukatlık mesleğine geçti; kariyerine eski Yugoslavya başkani Josip Broz Tito’ya muhalif olarak başladı. Yirmi yili aşkın süredir, Bati Balkanlar’da temel insan haklarının güçlü sözcüsü; 1992’de Belgrad’da kurdugu Insani Hukuk Merkezi (IHM)’nin (Humanitarian Law Center) yöneticisi.1990larin başında, Yugoslavya’daki çatışmaların başladığı andan itibaren Kandic, iskence, tecavüz ve cinayet dahil 1991-1999 arasinda islenen savas suçlarini belgeledi ve protesto etti. Kosova savasi boyunca, polis ve paramiliter gruplar tarafindan islenen insan haklari ihlalleri hakkinda dış dünyaya bilgi sağlamak için Sirbistan’da mekik dokudu. Bilgi ve tanıklıklar araştırmanın yanı sıra insan haklari ihlali kurbanlarına destek ve hukuki yardim sağladı. Bosna savasi sırasında, Sirplarin işgal ettikleri köylerde Sirp olmayan sivillere yaptıklarını belgelemek için cepheyi geçti. Kandic’in topladığı deliller, Eski Yugoslavya Uluslararasi Ceza Mahkemesi’nin iddianameleri hazırlanırken kullanıldı.

Siyaset Bilimci ve İnsan Hakları Savunucusu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu; 1974'te doktorasını bitirdi. Cenevre'de Institut Universitaire de Hautes Etudes Internationales’de uluslararası azınlıklar üzerine doktora sonrası çalısma yaptı. 1982’de, YÖK tarafından görevden uzaklaştırıldı. 1983’te görevine iade edildiği gün, 12 Eylül askerî yönetimi tarafından görevden alındı. Sekiz yıl boyunca çok çeşitli işlerin ve yabancı dil öğretmenliğinin yanı sıra AnaBritannica’da redaktörlük yaptı. Ekim 1990’da Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi'ndeki görevine döndü. 1991’de doçent, 1997’de profesör oldu. Ankara Üniversitesi Uluslararasi Iliskiler Anabilim Dali Baskanligi’ndan 2006’da kendi istegiyle erken emekli oldu. 2001’de kurulan Basbakanlik Insan Haklari Danisma Kurulu’nun üyelerinden biri oldu; 'Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Çalısma Grubu'nda yer aldı ve 2003’te yazılan Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar Raporu’nun yazarları arasinda yer aldı. 1 Haziran 2007’de Ortak Bağımsız Aday Platformu’nun girişimiyle İstanbul 2. Bölge'den bağımsız milletvekili adaylığını açıkladı; meclise girmek için yeterli oy alamadıi. 15 Aralik 2008 tarihinde, bini aşkın aydın ile, “Ermenilerden Özür Diliyoruz” kampanyasini başlattı. Haftalık Agos ve Radikal İki yazarı. Mülkiye’de derslere devam ediyor.

Amerikalı Ermeni tarihçi. Ermenistan, Kafkasya ve YakIn DoĞu uzmanı. 1991 ve 1997 yılları arasında eskı Ermenistan Cumhurbaşkanı Levon Ter-Petrossian’in Dış İşleri Bakanlığı döneminde başdanışmanı oldu. Zoryan Enstitüsü’nün kurucu üyelerinden. Pek çok üniversitede hocalık yaptı. Halen, Michigan Üniversitesi, Ann Arbor’da Alex Manoogian Modern Ermeni Tarihi Bölümü Başkanı.

Amerikalı avukat. Yahudi olan babasının 1938’de Nazi Almanyasindan kaçıs deneyimi Roth’u insan hakları meselelerine ilgi duymasına neden oldu. 1970'lerin sonunda Jimmy Carter’in, insan haklarını ABD dış politikasına bir unsur olarak sokmasından sonra konuyla daha yakindan ilgilenmeye başladı. 1987’de İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne (Human Rights Watch) genel müdür yardımcısı olarak katıldı. İlk görevinde, Duvalier diktatörlügünden yeni çıkmış ancak hala askeri yönetim altında olan Haiti’ye odaklandı. O dönemden itibaren Roth dünyayı dolaşarak hükümet yetkililerinin insan haklarına daha çok saygı göstermeleri için baskıda bulunuyor. İnsan hakları ihlalleri, uluslararası hukuk, terörle mücadele ve büyük güçlerin dış siyasetleri ve Birleşmis Milletler’in çalısmaları hakkında kapsamlı yazılar yayınlıyor. 1993’ten beri İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün müdürüdür.

Güney Afrika doğumlu Naidoo, 15 yaşında ülkenin bağımsızlık mücadelesinde yer aldı. Anti ırk ayrımına yönelik çalısmalarından dolayı liseden atıldı. 1986’da ülkenin sıkı yönetim kurallarına karşı geldiği gerekçesiyle tutuklandı ve ceza aldı. İngiltere’de sürgünde yasamaya karar vermeden önce bir yıl yeraltı falliyetlerine yöneldi. İngiltere’de yaşadığı dönemde Rhodes bursiyeri olarak Oxford Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi’nde doktora derecesi aldı. 1990’da Nelson Mandela’nın özgür kalmasının ardından ülkesine geri döndü; Afrika Ulusal Kongresi’nin yasallaşması için çalıştı. Güney Afrika sivil toplum kuruluşlarını bir araya getiren şemsiye kuruluş South African National NGO Coalition’ın kurucu yöneticiliğini üstlendi. 1998-2008 yillari arasında dünyadakı vatandaşlık hareketlerini ve sivil toplumu güçlendirmeyi hedefleyen CIVICUS: World Alliance for Citizen Participation’in genel müdürlüğünü yürüttü. Kasim 2009’da Greenpeace’in uluslararası direktörü oldu.

London School of Economics’te Küresel Yönetişim Bölümü’nde profesör ve Sivil Toplum ve İnsan Güvenliği Araştırma Birimi’nin direktörüdür. Helsinki Yurttaşlar Derneği ‘nin Avrupa Nükleer Silahsızlanma biriminin ve Avrupa Konseyi Dış İlişkiler’in kurucu üyesi. Asıl silah Silahsızlıktır: İnsan Güvenliği ve Savaş Barışın Değişen Kuralları (The Ultimate Weapon is No Weapon: Human Security and the Changing Rules of War and Peace), Yeni ve Eski Savaşlar: Küresel Çağda Organize Şiddet (New and Old Wars: Organised Violence in a Global Era) ve Küresel Sivil Toplum: Savaşa Bir Cevap’ın (Global Civil Society: An Answer to War) aralarında bulunduğu pek çok kitabın yazarıdır.

Sosyolog, yazar. 1964'te İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü'nü bitirdi. "Türkiye’de İsçi Sınıfı’nın Doğusu ve Yapısı" konulu doktora tezinin Üniversite Profesörler Kurulu tarafından iki kez reddedilmesi üzerine, öğrenciler olayi protesto için üniversiteyi işgal ettiler. Baydar, daha sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi'nde asistanlik yaptı. 12 Mart Darbesi sırasında, Türkiye İsçi Partisi ve Türkiye Ögretmenler Sendikasi (TÖS) üyesi olarak, sosyalist kimligi nedeniyle tutuklandı ve üniversiteden ayrıldı. 1972-1974 arasında Yeni Ortam, 1976-1979 arasında Politika gazetelerinde köşe yazarlığı yapti. Aydin Engin ve Yusuf Ziya Bahadinli ile birlikte İlke dergisini kurdu. 12 Eylül Darbesi sirasinda yurtdışına çıktı ve 12 yil boyunca Almanya'da sürgünde kaldı. 1992’de Türkiye’ye döndü. Türkiye’ye döndükten sonra ardı ardına yayınladığı öykü ve romanları ile çok sayıda ödül kazandı.
Rakel Dink 1959’da Silopi’de doğdu. Ailesi, Ermeni Varto Aşireti’ndendir. 1968 yılında, Anadolu’da dağınık yaşayan Ermenileri bulmak ve çocukları eğitmek amacıyla yola çıkan İstanbul’lu bir grup Ermeni tarafından, köyünden 12 çocukla beraber, eğitim amacıyla İstanbul’a getirildi. İstanbul’da ilk geldikleri yer, Tuzla’daki Ermeni Çocuk Kampı’ydı. Orada tanıştığı Hrant Dink’le evlendi. Eşiyle birlikte, daha sonra ellerinden alınacak olan Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nda idareci oldu. 19 Ocak 2007’de eşi Hrant Dink gazetesi Agos’un önünde öldürüldü. Benzer acıların yaşanmaması için kurulan, demokrasi ve insan hakları için çalışan Hrant Dink Vakfı’nın başkanlığını yapıyor.