İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra avukat olarak siyasi davalara bakmaya başladı. 1989’da üye olduğu İnsan Hakları Derneği’nde uzun yıllar yöneticilik yaptı. 1990’ların ilk yarısında, olağanüstü hal rejimiyle yönetilen, Kürt nüfusun çoğunlukta olduğu bölgelerde koruculuk, köy boşaltmalar, yargısız infazlar ve zorla kaybetmeler devlet politikası haline geldiğinde, bölgedeki insan hakkı ihlalleriyle mücadele etmek amacıyla oluşturulan heyetlerde yer aldı; bölgeye yaptığı ziyaretler sırasında sözlü ve silahlı saldırılara hedef oldu. 90’lı yıllarda hakkında 200’e yakın dava açıldı. Kadına yönelik cinsel istismar alanında da güçlü bir mücadele yürüttü. Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu’nu kurdu. 2002’de, devlet kaynaklı cinsel işkence konusunda Almanya’da yaptığı bir konuşma nedeniyle hakkında açılan davada, “Türk Silahlı Kuvvetleri’nin manevi şahsiyetine hakaret ettiği” gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Yoğun baskı gören Özgür Gündem gazetesine destek kampanyası çerçevesinde, üç yıl boyunca gazetenin eş yayın yönetmenliğini yaptı.

Ai Weiwei, was brought up in a family in which he has faced serious problems, has always used contemporary art as a means of political and cultural criticism and focused on social issues. With the installations, photographs and film productions he has focused on the violation of human rights and inequalities. Particularly in China, in his country, his critiques on democracy and human rights lead to his trial, imprisonment and a ban to leave his country. Even though there were many restraints on him, he was never silent and become the voice of the inequalities with his art. With his provocative art language, he allowed people to experience the realities of the world.

Albie Sachs 1935’te Güney Afrika’da doğdu. Cape Town Üniversitesi Hukuk Bölümü’nden mezun oldu ve 21 yaşında avukatlığa başladı. Ülkedeki ayrımcı Apartheid rejiminin ırkçı ve baskıcı güvenlik yasaları kapsamında suçlanan kişileri savunması nedeniyle, yargılanmadan, 168 gün hücre hapsinde tutuldu. 1966’da sürgüne gittiği İngiltere’de, Sussex Üniversitesi’nden, Apartheid’ın hukuk sistemine ilişkin teziyle doktora derecesi aldı ve dersler verdi. 1988’de, hukuk profesörü olarak görev yaptığı Mozambik’in başkenti Maputo’da, Güney Afrika güvenlik ajanları tarafından arabasına yerleştirilen bir bombanın patlamasıyla bir kolunu ve bir gözünü kaybetti. Kendini, demokratik bir Güney Afrika anayasası hazırlama çalışmalarına adadı ve 1990’da ülkesine döndü. Afrika Ulusal Kongresi’nde, Güney Afrika’da anayasal bir demokratik düzenin kurulması için yapılan müzakerelerde aktif rol aldı. 1994’te yapılan ilk demokratik seçimlerden sonra Anayasa Mahkemesi’nde 15 yıl görev yaparak, ülkenin adalet sistemine insan haklarının yerleştirilmesinde öncü rol oynadı. İnsan hakları ve adalet alanında yaptığı çalışmalar ve kitaplarıyla birçok ödüle layık görüldü.

Ayşe Kadıoğlu 1998’den bu yana Sabancı Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi alanında öğretim üyesidir. Halen Columbia Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak bulunmaktadır. Aynı zamanda Harvard Üniversitesi, Kennedy School of Government, Carr Center for Human Rights Policy ile bağlantılı olarak çalışmalarını sürdürmektedir. 2018 yılında Harvard Üniversitesi, Avrupa Çalışmaları Merkezi’nde konuk öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Sabancı Üniversitesi’nde Rektör Vekili, Sanat ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı olarak görev yapmıştır.

Sakıp Sabancı Müzesi, Eğitim Reformu Girişimi ve İstanbul Politikalar Merkezi/Stiftung Mercator Initiative Yönetim Kurulları üyeliği yapmıştır. 2004’den bu yana Yale Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Orta Doğu Hukuk Çalışmaları Semineri üyesidir. Free Speech Debate isimli 13 dilde yayın yapan online sitenin danışmanları arasındadır. Hrant Dink Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği (2011-2015) yapmıştır. 2005 ve 2010 yıllarında Oxford Üniversitesi, St Antony’s College bünyesinde konuk öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmüştür. Zeit Stiftung, Bucerius Göç Çalışmaları Doktora Programı Danışma Kurulu üyeliği yapmıştır (2010-2013). Avrupa Konseyi Danışma Grubu üyeliği yapmış ve 2011’de yayınlanan Birlikte Yaşamak: 21. Yüzyılda Avrupa’da Çeşitlilik ve Özgürlüğü Birleştirmek başlıklı raporun yazarları arasında yer almıştır.


Ercan Kesal, 1984 yılında Ege Üniversitesi Tıp fakültesinden mezun oldu. 1984-1990 yılları arasında Ankara’nın kasaba ve köylerinde hekimlik yaptı. 1990 yılında geldiği İstanbul’da özel sağlık sektöründe yer alarak; poliklinik ve tıp merkezleri kurdu. 1997 yılında kurduğu Özel Okmeydanı Hastanesinin yönetim kurulu başkanlığını sürdürmektedir. Yüksek lisansını İstanbul Ticaret Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Uygulamalı Psikoloji dalında tamamladı. Yeditepe Üniversitesi Sosyal Antropoloji Doktora Eğitimini sürdürüyor. Nuri Bilge Ceylan'ın ‘Uzak’ filmindeki oyunculukla başlayan sinema serüvenine, oyuncu ve senarist olarak devam ediyor ve oyunculuğuyla pek çok ulusal ve uluslararası festivalde ödüller aldı. İlk şiir ve yazıları, Tıp Fakültesi öğrencisi iken yayımlandı. Mecburi hizmet yıllarında “Son Reçete” dergisinde söyleşiler ve yazılar yazdı. Era Yayınları’nın kurucularından oldu. “Şizofrengi”de yazdı. Radikal ve Birgün Gazetelerinde her Pazar düzenli olarak güncel hikayeler ve denemeler yayımladı. 2013 yılından beri hikaye kitapları yayımlamaktadır.<

Özlem Dalkıran, aktivist ve serbest çevirmen olarak çalışıyor. Şu anda, Yurttaşlık Derneği’nde (Eski adıyla Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi) insan hakları savunucusu olarak çalışıyor. Çok sayıda insan hakları kuruluşunda uzun yıllar savunuculuk ve kampanya çalışmaları yürüttü. Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye biriminin kuruluşunda görev aldı ve kuruluşun basın sözcülüğünü yaptı. Açık Toplum Enstitüsü Türkiye Danışmanlık Kurulu üyeliği yapıyor. Güneydoğu'da kadın hakları ve Türkiye'de insan hakları üzerine çok sayıda araştırma yaptı. "Sinema ve İnsan Hakları" adlı bir çalışma yürüttü. Helsinki Yurttaşlar Derneği Mülteci Destek Programı koordinatörlüğü yaptı. Bianet haber portalında Bağımsız İletişim Ağı koordinatörü olarak çalıştı. 2010-2016 yılları arasında Hrant Dink Vakfı Ödül Komite üyesiydi.

Ronald Grigor Suny, Michigan Üniversitesi Tarih Bölümü’nde William H. Sewell Ordinaryüs Profesörü, Chicago Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Tarih Bölümü’nde fahri profesör ve St. Petersburg'da bulunan Ulusal Araştırma Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde kıdemli araştırmacıdır. Bakü Komünü: Rus Devriminde Milliyet ve Sınıf; The Making of the Georgian Nation, Ararat’a Bakmak: Modern Tarihte Ermenistan; The Revenge of the Past: Nationalism, Revolution, and the Collapse of the Soviet Union; The Soviet Experiment: Russia, the USSR, and the Successor States ve Ancak Çölde Yaşayabilirler: Bir Soykırımın Tarihi başlıklı kitapların yazarı ve A Question of Genocide: Armenians and Turks at the End of the Ottoman Empire başlıklı kitabın eş yazarıdır. Çarlık Rusyası ve Osmanlı Ermenileri üzerine araştırmalar yapmaktadır.

Sarkis, 1938 yılında İstanbul’da doğdu. Mimar Sinan Üniversitesinde resim ve iç mimari eğitimi aldı. İlk sergisini 1960 yılında İstanbul Sanat Galerisi’nde açtı. 1964 yılında Paris’e taşındı, 1967 Paris Bienali’nde resim ödülü kazandı. 1980-1990 yılları arasında Strasbourg École des Arts Décoratifs yöneticiliğini yaptı. 1988-1995 arasında Institut des Hautes Études en Arts Plastiques’de bir seminer verdi. 1991 yılında Grand Prix National de Sculpture heykel ödülünü aldı. Sanat yaşamı boyunca disiplinler arası yerleştirmeler de dâhil olmak üzere birçok araçla çalıştı. Çalışmaları Louvre Müzesi, MAMCO, Gugenheim Müzesi, Musée d’Art Contemporaine, George Pompidou Müzesi gibi birçok sanat kurumu, galeri ve müzede sergilendi. Paris’te yaşamını sürdürüyor ve sanatıyla insanlara ilham olmaya devam ediyor.

Serj Tankian, 1967 yılında Lübnan’da doğdu. Müzisyen, şarkıcı, söz yazarı ve gitarist olarak kuruluşundan itibaren parçası olduğu rock grubu System of a Down’la çıkış yaptı ve büyük başarı sağladı. Grupla olan birlikteliğinin ardından solo albümler yaptı, sinema filmlerine ve tiyatrolara müzikler besteledi. 2001 yılında Serjical Strike Records isimli plak şirketini kurdu, birçok yetenekli müzisyenin albüm çıkarmasına yardımcı oldu. 2002 yılında, müzisyen arkadaşı Tom Morello’yla birlikte kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Axis of Justice’i kurarak, müzisyenlerin, müzik severlerin ve taban örgütlerinin toplumsal adalet mücadelesine destek sağladı. İnsan hakları, toplumsal adalet, soykırımın tanınması, çevrenin korunması ve güncel konular hakkındaki duruşu müzik tarzının oluşmasını etkiledi. İnsan hakları ve çeşitliliği yayma konusunda sanatın önemli bir rolü olduğuna inanıyor, düşüncelerini ve duygularını ifade ettiği eserleriyle insanları etkilemeye ve aydınlatmaya devam ediyor

Zainab Salbi tabanda örgütlenen, insani ve gelişim konularında faaliyet gösteren Women for Women International derneğini kurdu. Dernek savaşta hayatta kalan kadınların hayatlarını dönüştürmeleri için gerekli destek ve araçlara erişimlerini sağlamaya ve böylece kadınların kriz ve yoksulluktan ekonomik olarak kendine yeterli ve istikrarlı bir duruma geçmelerine yardımcı oluyor. Arap dünyasındaki kadınlara hitap eden ve ilham veren Nida’a Şov söyleşi programını başlattı (www.nidaashow.com). Programda Arap ünlülerin yanısıra farklı ülkelerden ve hayatın farklı kulvarlarından kadın ve erkeklerin hikayeleri paylaşılıyor. Kasım 2016’da AOL ve Huffington Post’un katkılarıyla The Zainab Salbi Projesini hayata geçirdi. Bu çalışmanın yeni serisinde dünyayı gezerek, çatışkı alanlarında mücadele eden, hayatta kalmaya çalışan ve bunda başarılı olan kişilerin kişisel hikayeleri üzerinden küresel problemlere ışık tutmaktadır. Birçok kitabın yazarıdır ve şu an The New York Times işbirliği ile Women in the World’un editörlüğünü yapmaktadır.

Rakel Dink 1959’da Silopi’de doğdu. Ailesi, Ermeni Varto Aşireti’ndendir. 1968 yılında, Anadolu’da dağınık yaşayan Ermenileri bulmak ve çocukları eğitmek amacıyla yola çıkan İstanbul’lu bir grup Ermeni tarafından, köyünden 12 çocukla beraber, eğitim amacıyla İstanbul’a getirildi. İstanbul’da ilk geldikleri yer, Tuzla’daki Ermeni Çocuk Kampı’ydı. Orada tanıştığı Hrant Dink’le evlendi. Eşiyle birlikte, daha sonra ellerinden alınacak olan Tuzla Ermeni Çocuk Kampı’nda idareci oldu. 19 Ocak 2007’de eşi Hrant Dink gazetesi Agos’un önünde öldürüldü. Benzer acıların yaşanmaması için kurulan, demokrasi ve insan hakları için çalışan Hrant Dink Vakfı’nın başkanlığını yapıyor.