Zor Geçmişlerle Yüzleşme Pratikleri: Yaratıcı Hafıza Çalışmaları paneli geçmişle yüzleşme ve hafızalaştırma alanında yaratıcı ve iham verici çalışmalar yapan üç kurumun faaliyetlerine ışık tuttu. Sanatçı Merve Ünsal’ın moderatörlüğünde 21 Mayıs Pazartesi günü Hrant Dink Vakfı’nda gerçekleşen panelde Uluslararası Vicdan Mekânları Koalisyonu küresel ağlar program koordinatörü Linda Norris, bir dijital arşiv projesi olan Cantos Cautivos’un direktörü Katia Chornik ve Bosna Hersek’te bulunan Savaşta Çocukluk Müzesi’nin direktörü Amina Krvavac konuşmacı olarak katıldı.
Panel, Linda Norris’in Ulusalarası Vicdan Mekânları Koalisyonu hareketinin ortaya çıkmasını anlatan sunumu ile başladı. Linda Norris koalisyonun 19 yıl önce, farklı coğrafyalardan sosyal adalet alanında çalışmak isteyen bir grup müzenin bir araya gelip bir platform yaratma amacıyla kurulduğunu aktardı. Geçmişin mücadelelerini bugünün zorluklarına, insan hakları ve adalet arayışına ilişkilendiren koalisyonun 60 ülkede 240 üyesi olduğunu belirten Norris koalisyonun mekân aracılığı ile tarihi yorumlamayı, toplumsal katılımı geliştirmeyi ve diyaloğu teşvik etmeyi hedeflediğini anlattı. Uluslararası vicdan mekânları koalisyonunun bölgesel ve küresel düzeyde bağlantıları geliştirmeye çalıştığından, çatışma sonrası toplumlarda adalet, hakikat ve uzlaşma için savunuculuk ve hafıza odaklı faaliyetler yürüttüğünden ve kurumlar için eğitim ve profesyonel gelişim odaklı çalışmalar yürüttüklerinden bahseden Linda Norris farklı coğrafyalarda bulunan üye kurumların yaratıcı faaliyetlerinden örnekler vererek sunumunu bitirdi.
Amina Krvavac yaptığı sunumda savaşta çocukluk deneyimlerine ışık tutmak amacı ile Jasminko Halilovic tarafından geliştirilen Savaşta Çocukuk kitabı projesinin müzeye dönüşme sürecini anlattı. Krvavac savaşla ilgili çocukların perspektifinin eksikliğinden doğan projenin ve 2017 yılında kurulan müzenin bu eksikliği giderdiğinden bahsetti. Kitap projesinin yoğun ilgili görmesiyle ve insanların savaşta çocukluk hikâyelerini paylaşmasıyla 2015 yılında müze kurma fikrinin geliştiğini ileten Krvavac, farklı yöntemlerl uygulayarak iki yıl içinde 4000 kişisel obje topladıklarını, bu objelerin hikâyelerini anlatan tanıklıklar ve 150 saatlik sözlü tarih kaydı aldıklarını iletti. Müzenin objeler, fotoğraflar, sesli ve görüntülü tanıklıkların kullanılması ile kalıcı ve geçici sergilerden oluştuğunu aktaran Krvavac müze kapsamında eğitim programları da yürüttüklerini söyledi. Mağduriyet üzerinden değil, hayatta kalma, dayanma ve direnç gösterme üzerinden bir yaklaşım kurduklarını belirten Krvavac, savaşın olumsuz sonuçları olmasına rağmen çocukların geliştirdikleri dayanma mekanizmalarına ışık tuttuklarını, müzenin zor geçmişin yapıcı bir şekilde konuşulmasına katkı sağladığını ve iyileşmeye vesile olduğunu dile getirdi.
Cantos Cautivos’un direktörü Katia Chornik, Şili’deki diktatörlük rejimi ile ilgili tarihi bir arkaplan sunarak sunumuna başladı. Müzikle kültürel hafıza, insan hakları ve tanıklıkların bir ilişkisi olduğunu dile getiren Chornik, siyasi tutuklama merkezlerinde tutuklukların birçoğunun müzikle aktif veya pasif bir ilişkisi olduğunu, müziğin direnç ve umudu temsil ettiğin belirtti. Öte yandan diktatörlük rejiminde müziğin bir işkence aracı olarak kullanılabildiğinden de bahsetti. Siyasi tutuklama merkezlerinde müzikle ilgili 10 yıllık bir araştırma yürüttüğünü belirten Chornik, toplamda 30 tutuklama merkezinden mağdur ve faillerin tanıklıklarını topladığını ve birçok kişinin bu tanıklıkları daha önce kimse ile paylaşmadıklarını iletti.
130 tanıklığın derlenmesi ile Şili’de bulunan İnsan Hakları ve Hafıza Müzesi ortaklığı ile Cantos Cautivos dijital arşiv projesinin geliştiğini belirten Chornik müzik üzerinden Şili’nin zor geçmişini ele aldıklarını dile getirdi.
Sunumların ardından panel tartışma ve soru cevap ile sona erdi.