Sanatçı Sarkis’in Hrant Dink için ürettiği yeni vitrayının hikâyesini ilk kez paylaştığı ‘Hrant Dink’in Vitrayına Sanat Tarihiyle Yaklaşmak’ sohbeti 3 Temmuz 2024’te 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı’nda yapıldı.

Açılış konuşmasını yapan Hrant Dink Vakfı Programlar Direktörü Nayat Karaköse, 2016 yılında Sarkis’le 23,5’un kuruluşuna dair planların paylaşılmasının ardından Sarkis’in 23,5’a daimi olarak yerleştirdiği ‘Tuz ve Işık’ adlı yapıtının hikâyesini katılımcılara aktardı. Acılardan bir hazine yaratmak felsefesi ile eserini yaratan Sarkis’in, 23,5’un bir anma ve tefekkür mekanı olarak taşıdığı anlama bir yeni katkısı olan, çocuklar tarafından geleceğe renkli bir iz bırakılan ayna eserinin de mekanda sergilendiğini hatırlattı Nayat Karaköse. 

Sarkis, konuşmasına 2015 yılında Venedik Bienali’nde birtakım görüntüleri ve insanları dahil etmek istediğini ve ilk olarak aklına Hrant Dink’in geldiğini söyleyerek başladı. O zamanlar Hrant Dink adına yaptığı son vitrayın aklında olduğunu ama vitrayın özündeki görüntüyü nasıl umutlu bir hale getirebileceğini henüz bulamamış olduğunu aktardı. O nedenle Hrant Dink’in bol neşeli, narlı ve narları veren halini gösteren görüntüden yola çıkarak bir vitray yaptığını hatırlattı.

Sarkis, Hrant Dink’in öldürüldüğü gün Ahmet Şık’ın çektiği fotoğrafın özünde olan o acının kendisinde kaldığını, o acıyı nasıl söküp çıkaracağını yakın zamanda bulduğunu ve üzerinde çalışmaya başlayarak vitrayını oluşturduğunu aktardı. Acıların bir hazineye dönüşmesi kavramına önem veren Sarkis, acıyı vitrayıyla dönüştürme yolculuğunu anlatırken bakmayı bilmemiz gerektiğini savundu ve vitrayını hangi fotoğraftan yola çıkarak yaptığını unutturmayı hedeflediğini paylaştı. Bakmayı bilerek bakarsak vitrayın fotoğraftan bağımsız bir şekilde vitray olarak var olduğunu ve bal renkli parmak izleri ile fotoğraftaki acının iyileştirilmek istenmesini görebileceğimizi anlattı Sarkis. Vitrayı sanat ve sinema tarihindeki bazı eserlerle ilişkilendirerek tekrar düşünmemize alan açan Sarkis, eserlerin hem tarihi yaşattığını hem de kendileri eser olarak yaşadıklarını söyledi. 

Sohbetin tamamını yukarıdaki videodan izleyebilirsiniz.