23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı ikinci yaşını 23,5 Nisan 2021’de doldurdu. Yıldönümü vesilesiyle 23 Nisan günü, Hrant Dink Vakfı’nın da üyesi olduğu Uluslararası Vicdan Mekânları Koalisyonu Direktörü Elizabeth Silkes, akademisyen, antropolog Ayşe Gül Altınay ve 23,5 ekibinin katılımıyla çevrimiçi bir sohbet yapıldı.

‘Geçmişten Geleceğe, Hafızadan Eyleme Vicdan Mekânları’ başlıklı sohbette vicdan mekânlarının günümüzdeki anlamı, hafızanın eyleme dönüşmesinde vicdan mekânlarının oynadığı rol, vicdan mekânlarının çocuklar ve gençlik üzerindeki dönüştürücü etkisi, Uluslararası Vicdan Mekânları Koalisyonunun sunduğu birlikte öğrenme, dayanışma ve aktivizm olanakları ve pandemi döneminde hafızalaştırma alanında ortaya çıkan dönüşümler ele alındı.

Elizabeth Silkes Uluslararası Vicdan Mekânları Koalisyonu’nun çalışmalarından bahsederken Koalisyonun farklı gruplar arasında diyaloğu geliştirmeyi,  geçmişi ve egemen söylemi sorgulamayı, bu söylemde neyin eksik olduğuna dair sorular sorulmasını teşvik ettiğini paylaştı. Silkes Koalisyonu’nun 67 ülkeden 330 üye barındırdığını, arşiv ve dokümantasyon merkezleriyle yakından çalıştıklarını ve hakikat, adalet, uzlaşmanın faaliyetlerinin merkezinde olduğunu vurguladı. Hakikat arayışının bir süreç olduğuna değinen Silkes bu süreçte toplulukların bir araya gelmesinin ve diyalog kurmasının öneminden bahsederken, sadece geçmişi hatırlamanın yeterli olmadığını bununla birlikte insan haklarına saygının hakim olduğu bir toplum için çalışmaların da  önemine  dikkat çekti. Çatışma sonrası toplumlardaki çocuk ve gençlerle yakından çalıştıklarını belirten Silkes hikaye anlatıcılığı, sanatsal projeler aracılığıyla gençleri hayatta kalanlarla buluşturduklarını iletti. 

Ayşe Gül Altınay, büyük travmalarda kaybedilen toprak, mal mülk yerine insanlara ne olduğunu sormanın önemini belirtirken, insanların bir araya gelip birbirlerinin acılarına bakmaya ve birlikte iyileşmeye fırsat sunan alanlar yaratmasının mühim olduğuna değindi.. Yas tutmanın tanımayla başladığına dikkat çeken Altınay bunun için insanların birbirine temas etmesinin ve birbirinin yaralarına bakmasının dönüştürücü bir etkisi olduğunu, Hrant Dink’in de bunu yapmaya çalıştığını iletti. Sanatçı Sarkis’in 23,5’ta yer alan Tuz ve Işık yerleştirmesinden de bahseden Altınay, Sarkis’in duvarlardaki çatlakları gümüşle doldurarak bizleri, yaraları keşfetmeye davet ettiğine dikkat çekti. Yaralara bakmak için cesaretin gerekliliğini aktaran Altınay, Mevlana Celaleddin Rumi’nin sözüne de referans verdi ve ışığın yaradan içeri girdiğini söyledi. 

23,5 ekibinden Neslihan Koyuncu ve Nayat Karaköse hafıza mekânı hazırlık süreci ve deneyimi üzerinden 23,5’un nasıl bir diyalog, hakikat ve anma mekânı olarak işlev gördüğünü paylaştılar. 23,5 ekibi yakın gelecek için planlanan, dijitalleşmeye yönelik çalışmalara dair de bilgi verdiler. 

Konuşma sırasında aşağıdaki sorular da ele alındı. Soruların yanıtlarını izlemek için her bir soruya tıklayabilirsiniz. 

Konuşmaya katılan, yıldönümümüzde bizimle olan herkese teşekkür ederiz.