Zor Geçmişlerle Yüzleşme Pratikleri: Almanya,Polonya ve Arnavutluk’tan deneyimler paneli 20 Aralık Perşembe günü Hrant Dink Vakfı Havak salonunda düzenlendi.Müze eğitimcisi ve yazar Hüsne Rhea Çiğdem tarafından modere edilen panelde Galiçya Yahudi Müzesi’nden Larysca Michalska, Berlin Yahudi Müzesi’nden Sarah Hiron, Tiran’da bulunan Ulusal Yapraklar Evi Müzesi’nden Etlava Demollari ve Sınır Tanımayan Kültürel Miras kurumundan Mirian Bllaci konuşmacı olarak yer aldılar.

Larysa Michalska yaptığı sunumda Galiçya Yahudi Müzesi’nin Yahudi tarihini sunmak için yeni bir perspektif geliştirdiğinden, Polonya’daki Yahudi geçmişi ile ilgili kalıpyargı ve yanlış kanılarla müzenin nasıl mücadele ettiğinden bahsetti. Michalska, Yahudileri ve Polonyalıları kendi tarihleri konusunda eğitirken onları gelecekle ilgili düşünmeye cesaretlendirdiklerine değindi. Müzenin içeriği, uygulanan etkinlik ve eğitim programları ile ilgili bilgiler veren Michalska aynı zamanda eğitim programları uygulanırken karşılaşılan güçlükleri de aktardı. 

Panelin ikinci konuşmacısı Berlin Yahudi Müzesi’nden Sarah Hiron, Berlin Yahudi Müzesi’nin rolünden, misyonundan ve koleksiyonundan bahsetti. Eğitim ve ziyaretçi programları ile ilgili müzenin yaklaşımından bahseden Hiron müzenin ele aldığı konulara Almanya toplumunu dahil etmek için geliştirdikleri yaratıcı yöntemlerden bahsetti.

Etlava Demollari ise sunumunda komünist geçmişin Arnavutluk’ta nasıl ele alındığını aktardı. Yapraklar Evi Müzesi’nin komünist geçmişle yüzleşen en yeni müze olduğunu belirten Demollari, müzenin misyonuna dair bilgi verdi. Müzenin geçmişte vatandaşların devlet güvenliği neticesinde maruz kaldıkları kontrolü ve psikolojik şiddeti andığına değinen Demollari, müzenin vatandaşlar arasında geçmiş, bugün ve Arnavutluk’un geleceği hakkında bir diyalog kurmaya teşvik ettiğini belirtti.

Mirian Bllaci ise komünist rejim tarafından Arnavutluk'ta inşa edilen Spaç Hapishanesinin hafıza mekânına dönüştürülme sürecini anlattı. Spaç Hapishanesinin diktatörlük dönemindeki geçmişine ışık tutmanın önemli olduğuna değinen Bllaci siyasi zulüm ve direnişe hayatta kalanların tanıklıklarından yola çıkarak ışık tutmak istediklerine değindi. Bllaci diyalog temelli bir yaklaşımla bir hafıza mekânı kurmak istediklerini ve Spaç hapishanesinin bugünün mücadelesi için de diyalog ortamı sağlamasını ve insanları eyleme teşvik edecek bir mekân olmasını arzu ettiklerini dile getirdi.