25 Mart 2023 tarihinde oynanan Ermenistan-Türkiye futbol maçında stadyumdaki taraftarların İstiklal Marşı okunduğu sırada ıslık çalmasının Türkiye’de 26 ve 27 Mart tarihlerinde ulusal ve yerel basına nasıl yansıdığını anahtar kelimeler aracılığıyla taradık.

Bu analize göre;

867 haberin 12’sinde nefret söylemi üretilirken; nefret söylemi tespit edilen 12 haberin beşi 26 Mart, yedisi 27 Mart tarihinde yayımlandı. Nefret söylemi üretilen 12 haberin sekizinde Ermeni kimliği hedef gösterildi. Analiz edilen bu örneklerde, Ermeni kimliğinin olumsuz sıfat kullanımı ve düşmanlık söylemiyle hedef gösterildiği görülüyor.

Ermenilere yönelik nefret söylemi tespit edilen haber içeriklerinin %75’i ulusal gazetelerde, %25’i yerel gazetelerde yayımlandı. Özellikle ulusal basında yer alan bu haberler, Ermenilere yönelik önyargıların daha fazla kişiye ulaşmasına neden oluyor.

Nefret söyleminin ulusal ve yerel gazetelerdeki dağılımlarına göre farklı sonuçlar gözleniyor. Ulusal gazetelerde yayımlanan haber içerikleri, yerel gazetelere kıyasla daha fazla okura ulaşması nedeniyle daha geniş bir etki alanına sahip.1

Taranan haberlerde, Ermeni kimliğine yönelik nefret söylemi çoğunlukla olumsuz genellemeler yoluyla üretildi. Sekiz haberin yedisinde, stadyumda bulunanların İstiklal Marşı sırasında ıslık çalmaları ve İstiklal Marşı’nı protesto etmeleri ‘saygısızlık’ ve ‘ayıp’ olarak nitelendirildi. Kullanılan olumsuz sıfatların Ermeni kimliğiyle ilişkilendirilmesi yoluyla nefret söylemi üretildi. Abartma/yükleme/çarpıtma kategorisinde yer alan bu örnekler, incelenen nefret söylemi haber içeriklerinin %75’ini oluşturdu.

“Ermeniler hâlâ düşmanca davranıyor” ifadesinde “hâlâ” vurgusuyla Ermenilerin tehdit oluşturduğu algısı pekiştirildi. “Erivan’da Mehter Marşı” başlığıyla, futbol maçı karşılaşması Ermeni ve Türk kimliklerinin bir savaşın tarafları olduğunu çağrıştıracak şekilde kullanıldı. Düşmanlık/savaş söylemi kategorisinde yer alan bu örnekler, incelenen nefret söylemi haber içeriklerinin %25’ini oluşturdu.

Futbol gibi takım maçlarında rekabetin kimlikler üzerinden kurulması, kimliklere olumsuz sıfatların atfedilmesi ve vurgulanması toplumdaki ayrımcılığı ve kutuplaşmayı besliyor.

Bu çalışmanın da diğer örnekler gibi medyanın nefret söylemi üretimindeki rolüne dikkat çekmesini, ayrımcılıktan arınmış kapsayıcı bir dilin üretilmesine ve bir arada yaşamın önemine katkı sunmasını umuyoruz.

1 Az, İ., Ensari, P., & Özkan, Ş., (2021). "Türkiye yazılı basınında nefret söylemi: On yılın verileri", ed. Altuğ Yılmaz, Medya ve Nefret Söylemi - II içinde (105). İstanbul: Hrant Dink Vakfı Yay.

Bu proje Avrupa Birliği tarafından finanse edilmektedir.