Yazılı basında 13-19 Nisan 2020 tarihleri arasından, gündemle ilişkili şekilde nefret söylemi içeren haber ve köşe yazıları seçildi ve eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelendi.1


1. 

Diyarbakır Özgür Haber, 14 Nisan 2020

Diyarbakır Özgür Haber gazetesinin, “Netflix'ten çirkef plan: Ramazan'da "Osman" karakteri cinsel sapkın olarak sunulacak” başlıklı haberinde, “Sapkın platform Netflix, Aşk 101 isimli diziyle İslam düşmanlığını bir kez daha tescil etmeye hazırlanıyor. Ramazan ayında yayına girmesi planlanan LGBT dizisindeki bir cinsel sapkına, milyarlarca İslam aleminin büyük saygı duyduğu halife Hazreti "Osman" isminin verilmesi büyük tepki çekti. Toplumsal değerleri hiçe sayarak halkı Müslüman olan bir ülkede böyle bir ahlaksızlığı daha çok yaymanın ve özendirmenin telaşı içerisine giren Netflix'in bu sinsi planına dikkat çeken duyarlı Müslümanlar, RTÜK başta olmak üzere yetkilileri buna bir dur demeye çağırdı. Sosyal medya ve çeşitli platformlar üzerinden tepkilerini ortaya koyan Müslümanlar, Türkiye'ye eşcinselliği yaymaya çalışan sapkın mihrakların, dizi ve film sektörünü kullandığına işaret etti” ifadeleriyle LGBTİ bireyleri “halkı Müslüman olan bir ülkenin ahlakına” yönelik bir ‘tehdit’ olarak görüp hedef gösteriyor.


2. 

Erzurum Pusula, 13 Nisan 2020

Suat Ungan, “Türkler ve Temizlik” başlıklı köşe yazısında, “Türklerin temizliğe verdiği önem yabancı seyyahların da ilgisini çekmiş, Osmanlıyı ziyaret eden seyyah Ricaut. Türklerin son derece temiz insanlar olduğunu, yıkanmayı sevap olarak gördüğünü. Hıristiyanlara taharetsiz diye iyi gözle bakmadıklarını. Türklerin yemekten önce ve sonra ellerini yıkadıklarını ve Allah yemeği, biz ellerimizi daha sık yıkayalım diye yarattı, diye söylemlerde bulunduklarını yazmaktadır” ve “Sivrihisar'da çok büyük yangın çıktığı sırada buradaki Hristiyan nüfus 30 milyon kuruşluk bir zarara uğramış. Türkler zor durumda kalan Ermenileri evlerine almakta isteksiz davranmış, aldıklarında da konukları gittikten sonra gâvurların vücutlarıyla kirlendiklerini söyleyerek kullanılmış döşekleri pencereden dışarı atmışlardı. Bu olay bana Türklerin fanatikliğine kanıt olarak aktarıldı. Ancak daha sonra Ermenistan'da dolaşırken Türklerin, her şeyden önce evlerine kabul etmemekle, ikinci olarak da onları evlerinde ağırlayacak kadar iyi yüreklilik gösterdikten sonra döşekleri imha etmekle çok akıllıca davrandıklarını anladım. Ermeniler vücut temizliğine hiç önem vermiyorlar. son derece pisler. Evleri, giysileri hep haşarat kaynıyor. Türker ise aksine çok daha temizler” ifadeleriyle Hıristiyanları ve Ermenileri aşağılıyor ve onlara yönelik olumsuz genellemelerde bulunuyor. Böylece Hıristiyanlara ve Ermenilere yönelik toplumda mevcut olan önyargıyı körüklüyor.


3. 

Milli Gazete, 13 Haziran 2020

Burhan Bozgeyik, “SİZ MİSİNİZ ZULME, VAHŞETE SEYİRCİ KALAN!” başlıklı köşe yazısında, “(...) ‘Kuzeydeki petrol senin, güneydeki petrol benim’ dediler. O arada ellerindeki bütün silahlan da masum insanların üzerinde denediler. Bir milyondan fazla insan hayatını kaybetti. 9 milyon insan evini, yurdunu, yuvasını kaybetti, muhacir oldu. Bir kısmı denizde, bir kısmı hicret yolunda can verdi. Avrupalılar. Amerikalılar. Ruslar, Çinliler, vs. seyretti”, “Arakan'da Budist canavarlar, Müslümanları yaktı, parçaladı, tecavüz etti. Yüz binlerce insan can emniyeti için komşu ülkelere iltica etti. Dünya seyretti” ve “Filistinlilerin topraklan gün gün yağmalandı, evleri yıkıldı. Yahudiler şımardıkça şımardı, azıttıkça azıttı. Gazze zaten abluka altındaydı. Şımarık Yahudiler canları sıkıldıkça Gazze'nin üzerine bomba yağdırdı. Bütün dünya seyretti” sözleriyle Avrupalılar, Amerikalılar, Ruslar, Çinliler, Budistler, Yahudiler şiddetle ilişkilendiriliyor ve onları Müslüman düşmanı olarak etiketliyor.


4. 

Günboyu, 16 Nisan 2020

Günboyu gazetesin, “Yahudiler’den Filistinliler’e saldırı” başlıklı haberi, başlıkta kullanılan genelleyici ifade ile yaşananların sorumluluğunu bir kimliğin tüm paydaşlarına mal ediyor. Haber böylece, Yahudilere yönelik önyargıların ve düşmanlığın körüklenmesine neden oluyor.

 

1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.