Yazılı basında 17 - 23 Şubat 2020 tarihleri arasından, gündemle ilişkili şekilde nefret söylemi içeren haber ve köşe yazıları seçildi ve eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelendi. .


1.

Cumhuriyet, 23 Şubat 2020
Cumhuriyet, 23 Şubat 2020

Özdemir İnce, “Bu işte bir dalavere var” başlıklı köşe yazısında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları ve Suriyeli göçmenler arasındaki ilişkiye ensar-muhacir yakıştırması yapılmasını eleştiriyor. Yazının pek çok yerinde göçmenlerin misafirperverliği istismar ettikleri yönünde bir vurguda bulunuyor. ‘’Nereden bakarsak bakalım: Suriyeliler Türkiye’de muhacir değil. Başlangıçta değilse bile şimdi ve artık istenmeyen misafir. Kendini taciz edilmiş hisseden Türk halkı da ensar değil. İşin aslına bakarsanız: Suriyeli kendini ne konuk ne de muhacir olarak görüyor. Ne gördüğünü bilemeyiz ama dışarıdan bakılırsa 1071 yılında Anadolu’ya gelen Oğuzlara ve Kuzey Amerika’ya göç ederek Kızılderili topraklarını yağmalayan Avrupalı göçmenlere benziyorlar: Tarikatlarını Türkiye’ye taşıyıp şatolar inşa ediyorlar; evler ve dükkanlar satın alıyorlar, işyerleri kahveler, lokantalar açıyorlar. Her gün yeni bir şirket kuruyorlar. Her yıl binlerce çocuk yapıyorlar. İnsan muhacir olarak bulunduğu bir memlekette bu kadar ürer mi? Doğum kontrolü diye bir şey var. Muhacirlik durumunda cinselliğin azalabileceği düşünülebilir. Ama tam tersine. Ya bu insanlar gerçek durumlarını kavrayamayacak ölçüde bilinçsiz yaratıklar ya da bunlara AKP hükümeti tarafından bir ‘’söz’’, bir ‘’garanti’’ verilmiş…’’ ifadeleri ile kimliğe yönelik birçok olumsuz yargı ve ötekileştirici söylemi tekrar ediyor. Yazı genel itibariyle, Suriyelileri aşağılıyor ve hedef gösteriyor.


2.

Sözcü, 22 Şubat 2020
Sözcü, 22 Şubat 2020

Rahmi Turan’ın Suriye konusu özelinde Türkiye’nin dış politikasını eleştirdiği köşe yazısında ‘’Bize düşen mi?/ Bize düşen 5 milyon Suriyeli…/ Sığınmacılar bütün yükleriyle sırtımızda kamburlar!’’ ifadeleriyle, Türkiye’deki Suriyelileri ekonomik ve politik yük olarak işaretliyor, Suriyelilere yönelik olumsuz yargıları pekiştirirken göçmen düşmanlığını da körüklüyor.


3.

Türkgün, 20 Şubat 2020
Türkgün, 20 Şubat 2020

Yıldıray Çiçek, Doğu Perinçek’in politik pozisyonunu eleştirdiği yazısında Perinçek’i suçlamak için ‘’Perinçek, siyasi evrende sürekli dönen, bir bakmışsın Rus’un, bir bakmışsın Çin’in, bir bakmışsın Ermeni’nin, bir bakmışsın Rum’un, bir bakmışsın Suriye’nini bir bakmışsın PKK’nın yörüngesine giren bir uzay aracı gibidir.’’ diyerek ve yazının devamında da onu ‘’rumcu’’lukla suçlayarak ve Kıbrıs savaşından önceki süreci ‘’rumların zulmü’’ olarak tanımlayarak belirttiğimiz etnik kimliklere karşı düşmanca ve dışlayıcı bir dil kullanmaktadır. 


4.

Kocaeli, 23 Şubat 2020
Kocaeli, 23 Şubat 2020

Abdullah Karagöz köşe yazısında dilencilerden yakınırken ‘’Bizimkileri bıraktık, Derdimiz, Suriye’den ithal dilenciler!’’ ve ‘’Sağlı sollu geniş kaldırımlarda kucağında çocuğu, -Allah razı olsun(!) Diyerek para isteyen Suriyeli kadınlar…’’ Gibi ifadeler kullanarak dilenen kişilerin Suriyeli olmalarını vurgulayıp göçmen karşıtlığı yapıyor.


5.

Bizim Sivas Gazetesi, 22 Şubat 2020
Bizim Sivas Gazetesi, 22 Şubat 2020

 Ahmet Özdemir, ‘’Erzincan’ın kurtuluşu’’ başlıklı yazısında ‘’Erzincan, depremden önce neler gördü, neler yaşadı.Rus işgalinin acısı, Ermeni mezalimiyle katmerlendi.’’, ‘’...11 Temmuz 1916’da Erzincan da Ruslar tarafından işgal edilmiş ve yağmalanmıştı. Rusların yanı sıra, Ermeniler de bunu fırsat bilerek, işgal edilen yerlerde silahlı birlikler oluşturmuştu.’’, ‘’18 Aralık 1917’de yapılan Erzincan mütarekesi ile 11 Ocak 1918’de Rus askerleri bölgeden çekilmişlerdi, ama Ermeni çeteleri eylemlerini sürdürerek, kanlı olaylaraneden olmuşlardı. Ermeniler halkı kıyıma başlamıştı. Yolda gördüklerini, camide gördüklerini öldürüyorlardı. Ermenilerin dışındaki insanlar sokağa çıkamıyorlar, evlerin duvarlarında açtıkları oyuklardan, birbirlerine gidip gelerek ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlardı. İnsanlar öldürülüp kuyulara dolduruluyordu.’’ gibi ifadeler kullanarak anlatılan tarihi olaylarda yapılan kötülükleri Ermeni ve Rus halklarına mal ederek düşmanlaştırıcı bir tutum takınmış oluyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.