Yazılı basında 1-14 Eylül 2020 tarihleri arasından, gündemle ilişkili şekilde nefret söylemi içeren haber ve köşe yazıları seçildi ve eleştirel söylem analizi yöntemiyle incelendi. .1


1.

Diriliş Postası, 9 Eylül 2020

Batuhan Gülşah’ın “Yunan’ı ÖSO korkusu sardı” başlıklı köşe yazısında kullanılan dil ile devletlerarası diplomatik bir gerginlik Yunan kimliğinin küçümsenerek ve Türk kimliğinin yüceltilerek aktarılıyor, böylece kimlikler arası kutuplaşma yaratılıyor. Yazıda geçen “Diğer yandan Kathimerini gazetesi de, Türkiye'nin Ege ve Doğu Akdeniz'de Yunan oldu bittilerini kabul etmemesini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın güç zehirlenmesiyle alakalı olduğunu öne sürdü. Bu yaklaşım, Türkiye'nin egemenlik haklarım ve Antalya Körfezi'ne hapsedilmesi yönündeki Yunan ve Rum planını kabul etmeyen ülkemizin tavrının Ege'nin karşı kıyısında ne kadar yanlış anlaşıldığını ortaya koyuyor” ve “Türkiye’yi anlamakta zorlanan Yunanlar daha çok tedirginlik yaşayacağa benziyor” ve ifadeleriyle ile Rumlara ve Yunanlara yönelik olumsuz yargı ve düşmanlık güçlendiriliyor.


2.

Aydınlık, 8 Eylül 2020

“Liglerdeki Sevr Hayali” başlıklı köşe yazısında Cem Zeren, Ermenistan futbol takımlarının isimlerinin Ermenistan ile ilgili olmayıp kulüplerin çoğu isminin Türkiye’deki topraklara referans içerdiğini iddia ediyor. Bu isim incelemelerinde; Ermenistan’ın siyasi bir amaçla bu isimleri kullandığını ima ederken sürekli Sevr antlaşması şartlarına referans veren Zeren, Ermeni kimliğini düşmanlaştırarak, spor alanını bir toprak savaşına dönüştüren ifadeler kullanıyor. Aynı zamanda Yunanistan’daki kulüplerin isimlerini de inceleyen Zeren, oradaki Türkiye referanslarının tarihsel olarak anlaşılır olduğunu hatta Türk oyuncuların olduğu kulüp takımlarının bu nedenle istenmeyip başarısız olmasını da mantıklı bulduğunu söylüyor. Türkiye’deki Amedspor ve Dersimspor’un varlığını Türk kimliğine tehdit olarak gören Zeren, UEFA’nın yöneticilerini bu duruma müdahale etmedikleri için eleştiriyor ve açık bir şekilde azınlık kimliklerini hedef gösteriyor. Dolayısıyla katmanlı bir şekilde Ermeni, Yunan, ve Kürt kimliklerini suçlayan yazar aynı zamanda Türk kimliğini öne çıkararak kutuplaşmayı pekiştiren ve azınlık kimliklere karşı olumsuz algıyı spor alanına da taşıyarak güçlendiriyor.


3.

Akşam, 7 Eylül 2020

Akşam gazetesinin "Yunan'dan önce Fransa'yı def ettik" başlıklı bu haberinde, milletvekili Erkan Akçay’ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u hedef alan ifadelerine yer veriyor. Akçay’ın “Fransa’ya şunu hatırlatmak lazım. Biz “Yunan’dan önce Fransa’yı def ettik” ifadelerini başlığa çekerek vurgulayan gazete bağlamdan bağımsız olarak Yunan kimliğini düşmanlaştırıyor ve olumsuz algıyı pekiştiriyor.


4.

Doğru Haber, 2 Eylül 2020

Doğru Haber Gazetesi’ndeki köşe yazısında Özkan Yaman laik cumhuriyeti eleştirerek İslam'ı birleştirici unsur olarak yorumlamaktadır. Yazar, “Şu petrol şehirlerini nasıl da İngilizlerin insafına bırakmışlar? Şu Suriye'den nasıl da dağ bucak mayın ekerek kaçmışlar, Yemen'i uzağa, Irak'ı tuzağa, Afrika'yı kızağa koyarken nasıl da paçayı kurtarmışlar? Burnumuzun dibindeki adaları nasıl da öyle vicdanları sızlamadan, şu denize döktük dedikleri Yunan'a altın tepside sunmuşlar? Kendi medeniyetine küfredip, nikah, boşanma gibi en kritik mevzularda bile peşlerinden gelecek nesillerin huzurunu hiç düşünmeden, öyle rahatça nasıl da gâvurun kanunlarını olduğu gibi almışlar?” ve “Şimdi dalkavukların, palyaçoların, sirk maymunlarının baskısı altında, günlerini kurtaran kahraman( şövalyeleri alkışlayıp adeta zindana tıktıkları bugünün Türkiye'sini kurtarmaya çalışmak ne kadar tuhaf bir paradokstur? Fransız'ı, Alman'ı, Rus'u, Yanki'si, Yorgo'su sürekli söyleyecekler: ‘Sizin gerçek resminiz hangisi? Mesela şu adaları bize bırakan laik cumhuriyeti ve onun öve öve bitiremediğiniz malum isimlerle çektirdiğiniz resim mi? Yoksa bu adalar etrafında o isimlere de zımnen reddiye yaparak büyüttüğünüz öfkenizin resmi mi?’” ifadeleri ile Yunanları, İngilizleri, gayrimüslimleri, Fransızları, Amerikalıları ve Rusları küçümsüyor ve ‘tehdit’ olarak gösteriyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.