Hrant Dink Vakfı'nın Olof Palme Merkezi’nin desteğiyle gerçekleştirdiği sözlü tarih projesinin ikinci kitabı tamamlandı. Türkiye’de, Ermenistan’da ve Diaspora’da yaşayan Diyarbakırlı Ermenilerin taşıdığı siyasi ve kültürel belleğin izlerini sürmek, kültürel varoluşun sürekliliğini ortaya çıkarmak, Ermeni kimliğine mensup ve kendini Diyarbakır kökenli olarak tanımlayan kişilerin kendilerini ve ‘öteki’ni nasıl algıladığını bulmak ve böylelikle, içinde bulundukları ‘gerçekliği’, bir sözlü tarih çalışması kapsamında, siyasi, kültürel ve tarihsel boyutlarıyla yansıtmak amacını amacını taşıyan çalışmanın bu yılki konusu dünyada ve Türkiye’de yaşayan Diyarbakırlı Ermeniler oldu.

 

Bu amacı gerçekleştirmek için ABD'de 16, Kanada'da 11, Lübnan'da dokuz ve Ermenistan’da da dört Diyarbakırlı Ermeniyle, yaşadıkları ülkelere gidilerek derinlemesine mülakat yöntemiyle görüşmeler yapıldı. Ayrıca İstanbul’da yaşayan 22 Diyarbakırlı Ermenilerin yanı sıra Diyarbakır’da yaşayan, Müslümanlaşan ama Ermeni kimliğine geri dönmek isteyen 16 kişi ile de derinlemesine mülakatlar gerçekleştirildi.
Araştırmacılara mülakatlar başlamadan önce, 17 Mart 2012 tarihinde bir eğitim semineri verildi. Seminer kapsamında Osman Köker ve Mehmet Polatel, Diyarbakır ve Diyarbakırlı Ermenilerin tarihi, Prof. Arzu Öztürkmen sözlü tarih yöntemi, proje koordinatörü Ferda Balancar ise 2011 yılında yapılan çalışma üzerine bir sunum yapmıştı.
Ferda Balancar ve Emine Kolivar’ın koordinatörlüğünde 14 araştırmacı tarafından beş ülkede gerçekleştirilen toplam 81 mülakatın 16’sı derlenerek "Sessizliğin Sesi II - Diyarbakırlı Ermeniler Konuşuyor" başlığı altında yayımlandı. Hikâyelerini Ferda Balancar’ın derlediği kitaba projenin danışmanı Ali Bayramoğlu önsöz, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Prof. Arzu Öztürkmen de sonsöz yazdı.
Kitabın tanıtım toplantısı, 27 Aralık 2012’de Cezayir Restoranı’nda yapıldı. Vakfın tarih projeleri koordinatörü Emine Kolivar’ın ve kitabı derleyen Ferda Balancar’ın proje ve kitapla ilgili sunumlarının ardından Prof. Arzu Öztürkmen kitabı değerlendirdi.

Bu proje, 2011’de başlayan ve ‘Sessizliğin Sesi: Türkiyeli Ermeniler Konuşuyor’ kitap çalışmasıyla sonuçlanan sözlü tarih çalışmasının devamı niteliğindeydi.