Hrant Dink Vakfı bünyesindeki ASULİS Dil, Diyalog, Demokrasi Laboratuvarı’nın etkinliği olan “Türkiye’de Barış Gazeteciliği ve Medya” paneli, 22 Aralık 2016 Çarşamba günü Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda yapıldı. Nurcan Akad’ın moderatörlüğünü üstlendiği panelde, Sevda Alankuş, Mete Çubukçu ve Murat Çelikkan’ın katılımıyla, Türkiye’de hak temelli habercilik, barış gazeteciliği ve çatışmalı süreçlerde medyanın rolü tartışıldı.
Panelin video kaydı
Sevda Alankuş, barış gazeteciliği kavramının genellikle haberciliğin savaşı ve şiddeti kışkırtan dilinden yola çıkılarak, yalnızca savaş ve barış durumlarını kapsayacak bir şekilde tanımlandığını; ancak yalnızca savaş ve çatışma üzerinden değil pozitif bir tanım üzerinden de tartışılması gerektiğine dikkat çekti. Savaşın ve çatışmanın çıkmasını beklemeyen, proaktif ve barış odaklı bir habercilik olarak tanımladığı barış gazeteciliğinin, toplumdaki bütün gerilim, ötekileştirme ve çatışma odaklarının ortadan kaldırılmasına katkıda bulunan bir gazetecilik olarak düşünülmesi gerektiğini vurguladı.
Nurcan Akad’ın çatışma alanlarında ve kriz bölgelerinde gazetecilik yaparken barış dilini korumanın ve barış gazeteciliği yapmanın ne kadar mümkün olduğu sorusu üzerine Mete Çubukçu, evrensel gazeteciliğin temel kurallarının barış gazeteciliği ile ilişkili olduğunu, hakikate en yakın şekilde ve objektif yazılmış bir metnin barış gazeteciliğine hizmet ettiğini söyledi. Çubukçu aynı zamanda, çatışma ve savaş bölgelerinde yapılan habercilikte, özellikle sivillerin hikâyelerine yer vermenin savaşın yıkıcı dilini kırmak ve bir başka yüzünü göstermek adına önemli olduğuna dikkat çekti.
Nurcan Akad’ın barış gazeteciliği ve bu gazeteciliğin dil seçiminin gazetecinin etik tercihi mi yoksa gazetecinin içselleştirmesi gereken bir şey mi sorusuna Murat Çelikkan, gazetecilikte etik duruşun kişisel bir mücadele meselesi olduğuna, yapıları dönüştürmeye yetmese de bu duruşun kazanımları olduğuna dikkat çekti. Kuralına göre yapılan gazeteciliğin objektif ve tarafsız olmadığını belirten Çelikkan, gazetecilikte objektif olmanın tarafsızlık olmadığını bu sebeple kendisinin barıştan yana taraf olmayı tercih ettiğini söyledi. Öte yandan, Türkiye’deki gazetelerin Türkiye’nin taraf ya da dahil olduğu savaş durumlarını milli bir futbol maçını aktarma düzeyinde ele aldığına da dikkat çekti.