Panel: Tarihi Yeniden Keşfetmek: Arşivler, Hafıza ve Siyaset
23 Kasım 2024 Cumartesi
Saat: 14.00–17.30
Yer: Hrant Dink Vakfı Anarad Hığutyun Binası
Papa Roncalli Sokak, No:128, Harbiye, Şişli/İstanbul
Bu panel arşivlerin karmaşık siyasetini ve bunların toplumsal ve bireysel hafızalarla olan çetrefilli ilişkilerini ele alacak. Kavramsal tartışmalar, farklı bağlam ve disiplinlerden vaka çalışmaları ile arşiv çalışmalarının doğası; malzeme seçimi, sınıflandırılması ve erişilebilirliğine içkin güç ilişkileri; tarihsel anlatıların korunması ve yorumlanmasında arşivlerin ve arşiv pratiklerinin rolü; vahşet ve savaşlar bağlamında arşivlerin anlamı ve doğası; hafıza ve arşivler arasındaki karşılıklı kurucu ilişki; temsil, otorite ve sosyal adalet ve tarihsel hesap verebilirlik üzerindeki etkileri tartışılacak.
- Etkinlik yüz yüze yapılacaktır.
- Etkinlik süresi 3,5 saattir.
- Etkinliğe kayıt olmak için kayıt formunu doldurabilirsiniz.
- Etkinlikte Türkçe ve İngilizce simultane çeviri yapılacaktır.
- Vakfın YouTube hesabından Türkçe ve İngilizce canlı yayınlanacaktır.
1. Oturum
14.00 - 15.45
Moderatör: Ayfer Bartu Candan (Hrant Dink Vakfı)
Meltem Ahıska: Türkiye’de Merkezkaç Hafızalar ve Arşivler
Tarih yazımıyla ilişkili olarak hafızanın tarihselliğini nasıl düşünebilir veya yeniden düşünebiliriz?
Türkiye olarak tanımlanan ancak tarihsel olarak sınırlarını aşan bir bölgede tarihler nasıl keşfedilebilir ya da yeniden keşfedilir? Ulusal bağlamda hafızasızlaştırmaya ilişkin yürütülen çağdaş araştırmalar, bize sadece çeşitli hafızaların fazlalığını değil, aynı zamanda üst üste binen yerinden edilme katmanlarının da olduğu bir muamma sunuyor. Özellikle 20. yüzyılın başından itibaren demografik mühendisliğin uzun ve şiddetli tarihi boyunca hafızalar, benim merkezkaç hafızalar olarak adlandırdığım şeyi yaratarak, tekrar tekrar, yerlerinden edildi ve edilmeye devam ediyor. Hafızaların merkezkaç dağılımını kabul ederken resmi tarih girdabı içindeki arşivlerin ve tarih yazımının durumunu sorgulamamız gerektiğini savunuyorum. Bu, sadece hafıza üzerine çalışan akademisyenlere ve tarihçilere değil, aynı zamanda adalet için mücadele eden her birimize yöneltilen yeni ve gelişmekte olan bir sorudur.
Mezna Qato: Gazze’nin Arşivcileri
İmha, hızı dalgalanan bir süreçtir. İnsansız hava araçlarıyla uçar. Bombalar. Yakar. Termobarik ısı dalgaları. Ve yağmalar. Bunlar Gazze'deki devam eden soykırım, soykırımın arşivleri ve arşivcileri hakkında ilk notlar olacak. Bu çalışma, arşivlerin Filistin ve halklarının tarihlerindeki yeri ve yerleşimci-sömürgeci işgaline karşı halk olma mücadelesinin verildiği bir zemin olarak arşiv yapımının yolları üzerine bir düşünmedir. Gazze'deki arşivcilerle on yılı aşkın süredir devam eden ortak çalışmadan yola çıkarak, arşivlerin onları şekillendirmekle görevli olanlar ve tarihe yaklaşmak için onlara güvenen bizler için ne anlama geldiği üzerine bir çalışma olacak. Bu koleksiyonları ve koleksiyonların bakımını üstlenenleri düşünerek arşivlerin tarihsel hesaplaşma için nasıl ve neden bu kadar önemli bir yöntem olmaya devam ettiğini ve böyle bir hesaplaşmayı onlarsız nasıl düşünebileceğimizi sorgulamayı amaçlıyorum.
İren Bıçakcı, Deniz Derya Dertli, Lara Çakmak: Ermeni Vakıfları Arşivi Üzerinden Ermeni Mirasının İzini Sürmek
Hrant Dink Vakfı’nın arşiv ekibinin Ermeni kurumlarıyla ilgili devam eden arşiv çalışmalarına dayanarak, bu sunum, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında İstanbul’daki Ermeni mirasını takip edecektir. Şişli Karagözyan Yetimhanesi, Galata Getronagan Lisesi, Pangaltı Anarad Hığutyun Okulu ve Balat Surp Hıreşdagabet Kilisesi & Horenyan Okulu koleksiyonlarından seçilen fotoğraf, mektup ve kayıt belgeleri gibi çeşitli arşiv materyallerini analiz ederek bu arşivlerin Ermeni mirası araştırmalarına katkısı değerlendirilecektir. Toplumsal arşiv bağlamında ele alınacak bu koleksiyonlar, kurumların Ermeni toplumsal hayatındaki geçmişteki ve günümüzdeki rolünü ortaya koyarak, Ermeni kurum arşivlerinin geleceği üzerine tartışmalar yapmayı amaçlamaktadır.
2. Oturum
16.15 - 17.30
Moderatör: Ayfer Bartu Candan (Hrant Dink Vakfı)
Anna Maria Beylunioğlu: Beledna: Deprem Sonrası Antakya’da Hafıza ve Kimlik Haritalaması
2023 yılında Antakya’da meydana gelen yıkıcı depremin ardından, binlerce kişiyi barındıran fiziksel yapıların restore edilmesinin yanı sıra bu mekanlarla iç içe geçmiş hafızaları da koruma ihtiyacı ortaya çıktı. Nehna tarafından başlatılan hafıza haritalama projesi “Beledna”, hafıza, kimlik ve kentsel mekân arasındaki etkileşimi anlamak için hayati bir mücadele işlevi gördü. Bu proje, Antakya sakinlerinin kolektif anılarını belgelemeyi ve korumayı amaçlayarak kentin yıkılan binalarının yalnızca fiziksel yapılar değil, kişisel ve toplumsal değerler ile dolu temel sosyal mekanlar olduğunu vurguluyor.
“Beledna”, bu anıları sistematik bir şekilde arşivleyerek; yıkımın, mimari kaybın ötesine geçerek paylaşılan deneyimlerin ve sosyal bağların silinmesini de kapsayan derin etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlıyor. Beledna örneğinden yola çıkan bu sunum, insanlar ve mekânsal çevreleri arasındaki karmaşık ilişkiyi keşfedecek ve yeniden inşa çabalarını anlamada bir değişimi savunacaktır. Yeniden inşayı salt fiziksel bir görev olarak görmek yerine, somut olmayan bağlantıları tanımanın ve korumanın kentteki mülksüzleştirmeye dair daha duyarlı ve alternatif anlatılar oluşturulabileceği bir iyileşme süreci olarak anlamayı savunuyorum. Bu mercekten bakıldığında, “Beledna” sadece hafızayı belgelemekle kalmıyor, aynı zamanda felaket sonrası bağlamda kimlik politikalarıyla ve aidiyet ile de aktif bir şekilde ilgileniyor.
Hale Tenger: Konuşulan ve Yazılı Olanın Ötesinde: Fotoğraf Arşivleri Üzerinden Vahşet ve Savaşa Bakmak
Sunumumda politik şiddet, baskı ve vahşeti merkezine alan, farklı zaman dilimleri ve coğrafi bağlamlara referansla üretmiş olduğum üç ayrı işime değineceğim: Nezih Ölüm Gardiyanları: Bosna-Hersek (1993) ve Böyle Tanıdıklarım Var III (2013) başlıklı yerleştirmelerim ile Beyrut (2005-2007) başlıklı video çalışmam. Bu üç işin ortak yanı kamusal veya bireysel olarak kayda geçirilmiş, politik şiddete dair farklı görsel, işitsel ve yazılı kaynakları ana malzeme olarak kullanıyor olmaları. Söz konusu bu işlerin her biri arşivi, yani kayıt altına alınmış olanı farklı bir yöntem aracılığı ile yeniden kayıt altına alır ve kamuya açık hale getirir, böylelikle bir hatırlama, gözden geçirme ve yüzleşme alanı açmayı amaçlar.
Ekim 2023’e kadar Boğaziçi Üniversitesi’nde Sosyoloji Profesörü olarak çalıştı. Bağımsız araştırmacı ve yazar olarak çalışmalarına devam etmekte ve Boğaziçi ve Kadir Has üniversitelerinde yarı zamanlı profesör olarak ders vermektedir. Aynı zamanda İstanbul’da, 2024 Bahar döneminde kurulan Dalgalar: Düşünme, Araştırma ve Sanat Üzerine Eleştirel Pratikler inisiyatifinin kurucusu ve eş koordinatörüdür. Türkiye’de Garbiyatçılık: Türkiye Radyo Yayıncılığında Modernite ve Ulusal Kimlik Sorunları dahil olmak üzere pek çok kitabın yazarlığını ve editörlüğünü üstlenmiştir. Garbiyatçılık, toplumsal hafıza, arşivler, anıtlar, politik öznellik, toplumsal cinsiyet ve feminizm üzerine kaleme aldığı makale ve denemeler çeşitli dergi ve derlemelerde yer almıştır. Red Thread e-dergisinin yayın kurulu ve Critical Times e-dergisinin yayın danışma kurulu üyesidir.
Mezna Qato, Margaret Anstee Centre for Global Studies'in direktörlüğünü yapmakta ve Cambridge Üniversitesi Newnham College'da tarih dersleri vermektedir. Filistinliler için eğitimin tarihi hakkında bir kitap tamamlamakta olan Qato'nun çalışmaları, üç tema etrafında şekilleniyor: Filistinlilerin toplumsal geçmişleri, arşiv siyaseti ve uygulamaları ve karşılaştırmalı yerleşimci sömürgecilik. 'Archives of the Disappeared' (Kayıpların Arşivi) Araştırma Ağı'nın eş başkanlığını yürüten Qato, aynı zamanda Filistin Kütüphanecileri ve Arşivcileri'nin kurucu komite üyesi; AM Qattan Vakfı, Birzeit Üniversitesi Dostları ve MAKAN yönetim kurulu üyesi; Radical History Review yayın kurulu editör üyesidir. Jerusalem Quarterly dergisine editör olarak katkıda bulunmaktadır. Qato'nun en son sanat eseri olan eseri "a scorebook on life in exile", yakın zamanda 16. Venedik Mimarlık Bienali'nde sergilendi.
2015 yılında Kadir Has Üniversitesi İç Mimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü'nden mezun oldu. Mesleki kariyerine eski eser restorasyon alanında başlayan Bıçakçı, Ermeni mimarlar üzerine yaptığı araştırmalarla çalışmalarını sürdürdü. 2017 yılında “Mimarlığa Doymayan Adam Nişan Yaubyan” adlı belgeselin hem yürütücü yapımcılığını hem de yazarlığını üstlendi, ardından Nişan Yaubyan’ın mimarlık arşivi projesinin koordinatörlüğünü yürüttü. 2022 yılında "Çırpılar: Bir Mücadelenin Anatomisi" belgesel projesinde yapımcı ortaklardan biri olarak yer aldı. Kültürel miras, ekoloji ve mimarlık alanında çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla projeler yürüten Bıçakçı, 2015 yılından bu yana HayCar Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği’nin yönetim kurulunda aktif görev almaktadır. 2022 yılından beri Hrant Dink Vakfı arşiv ekibinde yer almakta olup, bir yıldır arşiv koordinatörü olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
2020 yılında Marmara Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden lisans derecesiyle mezun olmuştur. 2019’da Salt Araştırma’da “Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi” projesine dahil olmuş, bu kapsamda araştırma ve dijitalleştirme süreçlerinde görev almıştır. 2023 yılında Tiflis’te özel arşiv projesinde çalışarak fiziksel arşiv ve dijitalleştirme alanındaki uzmanlığını geliştirmiştir. Bağımsız kişisel arşiv projelerinde yer almıştır. 2024 yılı Nisan ayından itibaren Hrant Dink Vakfı Arşiv ekibinde çalışmalarına devam etmektedir.
Lisans eğitimini 2020 yılında Bahçeşehir Üniversitesi İç mimarlık ve Çevre Tasarımı bölümünde tamamladı. Proje bazlı çalışmalarla başladığı iç mimarlık hayatına tasarım alanında devam etme kararı alarak 2021 yılında kurduğu çanta tasarım markası olan Lari ile devam etti. 2023 yılında yönetim kurulu üyesi olarak görev aldığı HayCar Mimar ve Mühendisler Dayanışma Derneği’nde yüksek mimar Nişan Yaubyan’ın mimarlık arşivi projesinde çalışarak arşivcilik hayatına adım attı. 2024 yılı Mart ayından bu yana Hrant Dink Vakfı Arşiv Projesinde araştırma asistanı olarak çalışmaktadır.
Dr. Anna Maria Beylunioğlu, siyaset bilimci ve profesyonel eğitim almış bir aşçıdır. Doktora çalışmalarını Avrupa Üniversite Enstitüsü’nde Sosyal ve Siyasi Bilimler alanında tamamlamış ve din-devlet ilişkileri, din özgürlüğü ve azınlıklar üzerine yayınlar yapmıştır. Akademisyenlikten mutfak sanatlarına geçiş yaptıktan sonra gıda ve göçle ilgili sivil toplum girişimlerinde deneyim kazandı. Dr. Beylunioğlu MEF ve Koç Üniversitelerinde verdiği “Din ve Siyaset” ve “Gıda, Siyaset ve Toplum” derslerinin yanı sıra yemek kültürü, ve gastro-diplomasi üzerine yazmaya devam ediyor. Aynı zamanda, Antakya’daki Ortodoks toplumuna odaklanan ve deprem sonrası dayanışma çalışmalarıyla dikkat çeken “Nehna” adlı girişimin kurucu ortağı ve editörüdür. Nehna aracılığıyla ekibi iki aşevinin kurulmasına yardımcı oldu ve şehirlerinin tarihini ve hafızasını korumak için fotoğraf ve hikayelerle katkıda bulunabilecekleri yarı kontrollü bir açık kaynak platformu olan hafizaharitasi.com gibi projelerle Antakya’nın hafızasını korumaya devam ediyor.
Hale Tenger'in geniş üretim yelpazesi, yerleştirmenin yanı sıra video, ses, heykel ve fotoğrafı içerir. Kültürel, politik, ve psikososyal referanslardan kaynaklanan çalışmalarının karakteristik özelliği izleyicisinin duyusal ve düşünsel dünyasını aynı anda uyarmaya odaklı olmasıdır. Hale Tenger 1990 yılından başlayarak günümüze kadar Türkiye’de ve yurtdışında birçok kişisel ve grup sergisine katılmıştır. Yer aldığı uluslararası bienaller arasında 6. Ural Endüstriyel Bienali (2021); 16. İstanbul Bienali (2019); 57. Venedik Bienali (2017); 8. Havana Bienali (2003); 3. Gwangju Bienali (2000); 2. Johannesburg Bienali (1997); Manifesta 1 (Rotterdam, 1996); 22. São Paulo Bienali (1994); 4. ve 3. İstanbul Bienalleri (1995,1992) sayılabilir. Eserleri Centre Pompidou, Art Gallery of Western Australia, Museum Arnhem, Arter ve İstanbul Modern gibi kurumsal koleksiyonlarda yer almaktadır.