Hrant Dink Vakfı olarak Türkiye-Ermenistan ilişkileri alanındaki faaliyetlerimizin en temel hedefi, iki komşu ülkedeki toplumları birbirine yaklaştırmak. Avrupa Birliği’nin desteklediği Ermenistan-Türkiye Normalleşme Süreci Destek Programı kapsamında oluşturulan Türkiye-Ermenistan Burs Programı, iki ülkeden, çeşitli disiplinlerde çalışan uzmanlar arasında işbirliğini ve bilgi alışverişini teşvik ediyor.

Ermenistan-Türkiye sınırının 1993 yılından beri kapalı olması, pek çok insanın hayatını doğrudan ya da dolaylı olarak etkiliyor. En çok etkilenenler, şüphesiz, iki tarafta, sınıra yakın bölgelerde yaşayan ancak her gün gördükleri topraklara dokunamayanlar. Rezzan Alagöz de, doğup büyüdüğü yer olan Iğdır’da, sınırın kapalı olmasının sonuçlarını yerinde yaşamış biri olarak, bu durumun, sınırın her iki tarafında yaşayan insanların gündelik yaşamlarını ve birbirini algılama şekillerini nasıl etkilediğini araştırıyor ve bu konuda bir doktora tezi hazırlıyor. 

Rezzan Alagöz 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden lisans, 2012 yılında City University of New York Sosyoloji Bölümü’nden ‘The Impacts of Neo-Liberal Policies on Turkey in 2000-2001’ başlıklı teziyle yüksek lisans derecesi aldı. 2014 yılından beri Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde doktora öğrencisi olan ve aynı zamanda Adıyaman Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde araştırma görevlisi olarak görev yapan Rezzan, Hrant Dink Vakfı tarafından yürütülen Türkiye-Ermenistan Burs Programı aracılığıyla Yerevan Devlet Üniversitesi Medeniyet ve Kültür Çalışmaları Merkezi’nde dört ay boyunca sınır üzerine çalışmaya devam etti; Ermenistan’da bulunduğu dönemde hem kaynak taraması, hem de Türkiye sınırına yakın köylerde sözlü tarih çalışması yaptı.

Ev sahibi kuruluş Yerevan Devlet Üniversitesi, Medeniyet ve Kültür Çalışmaları Merkezi’nden araştırmacı Tatevik Petrosyan, merkez bünyesinde, uluslararası ilişkiler ve global siyaset çerçevesinde, bölgesel güvenlik, toplumsal ve siyasal ilişkiler, kültürler arası işbirliği gibi alanlara yoğunlaştıklarını belirtiyor. Merkezin, bölgesel ağlar ve işbirlikleri oluşturmak için çaba gösterdiğini dile getiren Petrosyan, Hrant Dink Vakfı’nın sunduğu burs imkânı sayesinde Ermenistanlı ve Türkiyeli araştırmacılar arasında sağlam köprüler kurulduğunu, Rezzan’ın çalışmalarının merkezde çalışan diğer araştırmacılar için de çok faydalı olduğunu, sınırların sadece zihinlerde olduğunu hep birlikte gördüklerini söylüyor.

Rezzan Alagöz ve Tatevik Petrosyan’dan, Türkiye-Ermenistan Burs Programı hakkındaki görüşlerini, ortak tecrübelerini ve önerilerini dinledik.

Not: Videolarda Ermenice, İngilizce ve Türkçe altyazılar bulunmaktadır.


Türkiye-Ermenistan Burs Programı 
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen
Türkiye-Ermenistan Normalleşme Süreci Destek Programı
kapsamında gerçekleşmektedir.