Yazılı basında 20-26 Mart 2017 haftasında, nefret söylemi üreten beş haber seçildi. Suriyeliler, Bulgarlar ve Yahudilere yönelik nefret söylemi içeren bu örnekleri ve haklarında yazılmış analizleri aşağıda bulabilirsiniz.1

Ocak-Nisan 2017 döneminde, her hafta için derlenen nefret söylemi örneklerine ve haklarında yazılmış analizlere ulaşmak için tıklayınız.


1.

Adana İlkhaber, 25 Mart 2017

Adana İlkhaber gazetesinin "Çocuk tacizcisi Suriyeli zanlı yakalandı" başlıklı haberinde, zanlının ulusal kimliğine yapılan vurgu ile bütün Suriyeliler suç ile ilişkilendiriliyor. Gazete, Suriyelilere yönelik olumsuz bir algının yaygınlaşmasına ve Suriyelilerin birer ‘tehdit’ unsuru olarak kodlanmasına neden oluyor.


2.

Konya Yeni Haber, 24 Mart 2017

Ayşe Atsan, “Hesapların Üstünde Hesap Var” başlıklı yazısında, “Dünyadaki kirli sermayenin sahibi Yahudileri derin bir tarih süzgecinden geçirirsek yüzyıldır mazlum coğrafyalarını müslüman kanı ile sulamaktan geri durmadılar. Nasıl bir öfke ve kin ise; Filistin, Gazze, Halep, Irak gittikçe daralan bir kafes, ölümle yüzgöz olmuş insanların diyarı oldu resmen” sözleriyle, Yahudileri Müslümanlara yönelik bir ‘tehdit unsuru’ olarak konumlandırıyor; böylece Yahudi düşmanlığını körüklüyor.


3.

Takvim, 22 Mart 2017

Takvim gazetesi, “YUHGARİSTAN” başlıklı haberinde, “Bir zamanlar Türkiye’ye umut bağlayan Bulgarlar, şimdi Türk düşmanı kesildi” ifadeleriyle, okuyucuyu Bulgarlara karşı kışkırtarak halklar arası düşmanlığı körüklüyor.


4.

Korkusuz, 20 Mart 2017

Korkusuz gazetesinin, manşette “TEHLİKELİ GERGİNLİK” ve iç sayfada “Suriyeliler 3 kişiyi dövdü İLÇE AYAKLANDI” başlıklarıyla verdiği haberde, “Denizli’nin Sarayköy İlçesi’nde 25 Suriyeli 3 Türk’ü dövdü. Olaylar çıktı. 500 kişilik grup Suriyelilerin kaldığı evleri taşladı” ve “Suriyelilerin, tartıştıkları 3 vatandaşı darp etmesi Sarayköy’de karışıklığa yol açtı” ifadeleriyle, olayların sorumlusu olarak Suriyeliler işaret ediliyor. Haber boyunca kurulan bu neden-sonuç ilişkisiyle, ‘biz’ ve ‘onlar’ karşıtlığı kuruluyor ve Suriyelilerin hedefi olduğu şiddet meşrulaştırılıyor.

Aynı zamanda, “‘İlçemizde istemiyoruz’” alt başlıklı bölümde, mahallelinin görüşlerine yer verilirken Suriyelilerin tanıklıklarına hiç yer verilmiyor. Böylece haberin yapılış biçimiyle, Suriyeliler “gerginlik” kaynağı olarak gösteriliyor; Suriyelileri ötekileştiren ve hedef gösteren düşmanca bir söylem yaygınlaştırılıyor.


1. Nefret söylemi odaklı sistematik medya izleme çalışması kapsamında, tüm ulusal gazeteler ve sayısı 500’ü bulan yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. hain, dönme, mülteci, Hıristiyan, Yahudi, bölücü vs.) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor. Esas olarak ulusal, etnik ve dini kimlik temelli nefret söylemine odaklanılırken cinsiyetçi ve homofobik/transfobik söylemler de tarama kapsamına alınıyor.