Türkiye Medyasında Kadınların Temsili: Gazete ve İnternet Haberciliği raporu, kadınların faili yahut mağduru olduğu olayların haberleştirilme süreçlerini toplumsal cinsiyet açısından ele alıyor. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ve genelde her türlü sistematik ayrımcılığın bütüncül olarak ele alınmadığı bir bağlamda, haberlerin cinsiyetçi sonuçları, habere konu olan olaylardaki cinsiyetçilikle sıkı sıkıya bağlıdır. Yani, kadın cinayetlerinin sıklığı toplumdaki cinsiyetçilikten kaynaklanıyorsa, kadın cinayetinin haberleştirilmesindeki cinsiyetçilik de aynı toplumsal bağlamın farklı bir sonucudur. Bu rapor, ikincisi üzerinde durarak, kadınlara dair haberlerdeki cinsiyetçiliğin izini sürerek birtakım sonuçlar ortaya koyuyor. 

Öncelikle medya izleme raporlarında ve genel olarak cinsiyet odaklı medya incelemelerinde oldukça sık zikredilen “cinsiyetçiliğin yeniden üretilmesi”, medya ve cinsiyetçilik arasındaki karmaşık ilişkiyi açıklamakta çok yetersizdir. Bu raporda; cinsiyetçiliğin kadınları dışlayan, aşağılayan, ötekileştiren bir dil kadar yücelten ve makbul bir kadınlığa çağıran, bu kadınlığı kurmak için kadınları sorumluluğa çağıran bir dille de kurulduğu öne sürülüyor. Kadınların mağduriyetleri de, faillikleri de onların makbul kadınlıktan taştıkları durumlarda başlarına gelen belalar olarak resmedilir. Bunun karşısında makbul kadınlık tanımları da bu belalara varmamak için tutulacak hayat yolunu, medya üretim tekniklerinin elverdiği ölçüde gösterir. Bu çalışma, toplumsal cinsiyet ayrımcılığının her iki ucunu da, haberlerin üretim tekniklerini ve ele aldığı olaylarda kullandığı temsilleri açığa çıkarmayı amaçlıyor.

Hrant Dink Vakfı tarafından 2009 yılından bu yana yürütülmekte olan “Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi” çalışması, Türkiye’de ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye katkı sağlamayı amaçlıyor. Çalışma, medyanın sivil denetiminin önemini gözeterek ırkçılık, ayrımcılık ve ötekileştirmenin tekrar tekrar üretilmesinin en önemli araçlarından biri olan medyada insan hakları ve farklılıklara saygının güçlendirilmesini, belli kimlik özellikleri üzerinden hedef alınan kişi veya gruplara yönelik ayrımcı dil ve nefret söylemine dikkat çekmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyor.

Vakfın bu amaçlara ulaşma yolunda yürüttüğü çalışma kapsamında, ulusal ve yerel basın taranıyor, ayrımcı, ötekileştiren ve hedef gösteren bir söylemle kaleme alınmış haber ve köşe yazıları tespit edilip analiz ediliyor ve raporlarla kamuoyunun bilgisine sunuluyor.

Bu sistematik nefret söylemi izleme çalışmasına, 2013 yılı itibariyle ayrımcı söylem dosya konuları dahil edildi. Buna göre, ilgili dört aylık dönem içinde, seçilen bir konuya odaklanılarak ve her konuya özel bir araştırma yöntemi belirlenerek ayrımcı söylem analizi yapıldı. Bu analizlerde nefret söylemine kıyasla daha ince bir şekilde kurgulanmış, ayrımcı ve ötekileştiren mesajları daha örtük bir şekilde veren söylemleri incelemek hedeflendi. Bugüne kadar yayımlanan ayrımcı söylem dosyaları: