Hrant Dink Vakfı olarak medyada ayrımcı söylem ve hak temelli habercilik üzerine tartışmalar yürüttüğümüz atölye serisinin dördüncü etkinliği 5 Kasım 2015 Perşembe günü ‘Romanlara Yönelik Ayrımcılık: Medyadaki Temsiliyet’ başlığıyla, Anarad Hığutyun Binası Havak Salonu’nda gerçekleşti. ‘Romanlara Yönelik Ayrımcılık: Medyadaki Temsiliyet’ atölyesinde Sıfır Ayrımcılık Derneği'nden Hatice Çetinkaya ve Bianet'ten Nilay Vardar konuşmacı olarak yer aldı.

Sıfır Ayrımcılık Derneği’nden Hatice Çetinkaya, hak temelli çalışan bir kurum olan Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin çalışmalarından bahsetmesinin ardından Türkiye’de Romanlara yönelik farklı ayrımcılık türlerinden örnekler sundu. Yoksulluk ve ayrımcılığa bağlı olarak eğitim hakkına erişimle ilgili sorunları, aynı zamanda kentsel dönüşüme bağlı olarak ortaya çıkan barınma sorununu vurguladı. 2010 yılında yapılan Roman açılımının örgütlenmeyi ve görünürlüğü olumlu anlamda etkilediğini; ancak sayısı gittikçe artan Roman sivil toplum örgütleri arasında hak temelli çalışan kuruluş sayısının azlığı nedeniyle ayrımcılığa karşı yapılan çalışmaların kısıtlı olduğunu aktardı. Toplumda Romanlara yönelik var olan ayrımcılığın medyadaki yansımalarından bahsetti. Reyting kaygısıyla medyada Romanlara dair kalıp yargıları yeniden üreten dizi ve programların neden olduğu hak ihlallerine değindi. Son olarak medyanın, toplumda var olan ayrımcılıkları ve hak ihlallerini ele almak yerine Romanları sadece eğlence ile yan yana göstermesinin medyanın Romanları çok fazla ciddiye almamasıyla açıklanabileceğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.

Bianet’ten Nilay Vardar ise Romanların toplumsal hayatı, sorunları ve Roman sivil toplum kuruluşlarının çalışmalarıyla ilgili haber yapan bir gazeteci olarak deneyimlerini aktardı. Yaptığı haberlerde hak ihlallerini görünür kılmaya öncelik verdiğini söyledi. Konu sadece Romanlar olduğunda değil, toplumsal herhangi bir konu üzerine haber yaparken de eşit vatandaşlık temelinde Romanlara söz vermeye dikkat ettiğinden bahsetti. Vardar, kendi gazetecilik deneyiminin ardından Romanların özellikle ana akım medyada yer alma biçimine dair analizlerini paylaştı. Ana akım medyada Romanlarla ilgili haberleri üç temel kategoride ele aldı: 1- Suçla ilişkili ele alan haberler, 2- Sadece ‘göbek atan’ Roman görselleri kullanarak Romanları eğlence ile ele alan ve ciddiye almayan haberler, 3- Türkiye’deki Romanlara yönelik ayrımcı uygulamaları yok sayarken sadece yurtdışındaki ayrımcılıkları vurgulayan, görünür kılan haberler. Haberin içeriğinin Romanların hak mücadelesi ile ilgili olmasına rağmen haberlerin mücadeleyi arka planda bırakan bir yaklaşımla kurgulanmasından ve göbek atan Romanlar imgesini okurun aklında bırakmasından bahsetti.

‘Romanlara Yönelik Ayrımcılık: Medyadaki Temsiliyet’ atölyesinde medyanın Romanlara yönelik hak temelli bir yaklaşıma sahip olmamasının hak ihlallerinin hangi açılardan pekiştirdiği tartışıldı. Medyada ve toplumsal hayatta Romanlara yönelik hak ihlalleriyle mücadeleye yönelik çözüm önerisi olarak hak temelli çalışan sivil toplum kuruluşlarının geliştirilmesi ve arttırılması, hali hazırda çalışan sivil toplum kuruluşlarının bu yaklaşımla çalışmalar yürütmesi, sivil toplum ve medyanın işbirliği içerisinde olması gerektiği konuşuldu.