Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi Projesi kapsamında 2009 yılından beri yürütülmekte olan ulusal ve yerel gazeteleri izleme çalışmasının son bir yıllık verileri basında, özellikle Suriyeli mültecilere yönelik nefret söyleminin artmakta olduğunu gösteriyor. Bu bulgudan yola çıkarak Eylül-Aralık 2014 dönemi ayrımcı dil dosya konusu basında Suriyeli mültecilere yönelik ayrımcı söylem olarak belirlendi. Suriye’de yaşanan çatışmalar nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan ve büyük bir kısmı Türkiye’de ikamet eden Suriyeli mültecileri konu edinen haber ve köşe yazılarında ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylemleri ele alan bu rapor Haziran 2015’te yayımlandı.

Raporun bulgularını paylaşmayı ve medyada iltica ile ilgili hatalı kullanılan kavramlarla ilgili bilgi paylaşmayı amaçlayan ‘Medyada İltica ve Kavram Karmaşası’ başlıklı atölye çalışması 2 Temmuz 2015 Perşembe günü Hrant Dink Vakfı Anarad Hığutyun Binası’nda, Friedrich Naumann Vakfı’nın destekleriyle gerçekleştirildi.

Yerel ve Ulusal Basında Suriyeli Mültecilere Yönelik Ayrımcı Söylem raporunun da yazarı, Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden Hakan Ataman ve Mültecilerle Dayanışma Derneği’nden Eda Bekçi’nin konuşmacı olduğu atölyede, medyada iltica ile ilişkili kavramlar ve mültecilere yönelik üretilen ayrımcı söylem tartışıldı. 

Atölyenin ilk konuşmacısı Eda Bekçi, Mültecilerle Dayanışma Derneği tarafından basın çalışanlarının haber hazırlarken doğru terminolojiye, bilgiye ve yaklaşıma kolayca ulaşabilmeleri amacıyla 2010 yılında hazırlanan 5N 1 Mülteci başlıklı el kitabından yola çıkarak iltica ile ilişkili kavramları anlattı. Öncelikle Türkiye’de ve dünyada yasal düzenlemelerin 2010 yılından bu yana değişikliğe uğraması nedeniyle bu rehberin bugün için güncelliğini korumadığını vurgulayan Bekçi, mülteci kavramı ile karıştırılan ve hatalı kullanılan sığınmacı, göçmen, kaçak gibi kavramların ulusal ve uluslararası yasal düzenlemelere göre anlamlarını açıkladı.

Sunumda iltica hukukuna da yer veren Bekçi, Türkiye’nin imzacı olduğu uluslararası sözleşmeler ve Türkiye’nin iç hukukunda çeşitli genelge ve yönergelerle belirlenmiş olan mültecilerin haklarına ilişkin de bilgi verdi.

Eda Bekçi’nin ardından söz alan Hakan Ataman ise Suriyeli mültecilere yönelik basında üretilen ayrımcı söylemi, hazırlanan raporun bulguları ve belirlenen örnek haberler üzerinden tartışan bir sunum gerçekleştirdi. Suriyeli mültecilerle ilgili olarak doğrudan veya dolaylı bir ayrımcı söylem içeren köşe yazıları ve haberlere dair elde edilen bulgular şu üç ana başlık altında sunuldu:

  • Hak temelli bakış açısından yoksunluk
  • Güvenlik endeksli bakış açısı
  • Haberlerin sosyal üretimi ve medyanın ötekileştirici rolü

Bu üç başlığa dair analizlerin ve örnek haberlerin bulunduğu raporun tamamına ulaşmak için tıklayınız.