‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi’ projesi, Hrant Dink Vakfı’nın çatısı altında, 2009 yılından beri yürütülüyor. Çalışmanın genel amacı, Türkiye’de ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadeleye katkı sağlamaktır. Çalışma, medyanın sivil denetiminin önemini gözeterek medyada insan hakları ve farklılıklara saygının güçlendirilmesini, belli kimlik özellikleri nedeniyle hedef alınan kişi veya gruplara yönelik ayrımcı dil ve nefret söylemine dikkat çekmeyi ve bu konuda farkındalık yaratmayı hedefliyor.

Çalışma, uzun vadede nefret söylemi ve ayrımcı söylemle mücadeleye, sivil toplum kuruluşlarında medya izlemeyle ilgili becerilerin artmasına, medya ve iletişim fakülteleriyle birlikte çalışarak, medyada kullanılan dil ve yöntemlerin eşitlikçi, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı olmasını sağlayacak mekanizmaların yerleşmesine katkı sunmayı amaçlıyor.

Hrant Dink Vakfı’nın bu amaçlara ulaşma yolunda yürüttüğü, ‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi’ çalışması kapsamında, ulusal ve yerel yazılı basın taranarak ayrımcı, ötekileştiren ve hedef gösteren söylemle kaleme alınmış metinler tespit ediliyor. Bu verilerle nitel ve nicel analizler içeren dört aylık dönemlere ait medya izleme raporları hazırlanıyor. Bu raporlar, sivil toplum örgütlerine, basın yayın kuruluşlarına, basın meslek örgütlerine, akademisyenlere gönderiliyor ve internet sitemizden yayımlanıyor.

Gazetelerin izlenmesinin yanı sıra sivil toplum temsilcileri, hukukçular, akademisyenler, meslek örgütleri ve gazetecilerle arama toplantıları, seminerler, eğitimler düzenlenerek nefret söylemiyle ilgili duyarlılığı artırmak amaçlanıyor. Bu alanda çalışan diğer sivil toplum örgütleri ve ilgili kuruluşların davetleri üzerine atölyeler ve eğitimler düzenlenerek bilgi ve deneyim paylaşımı yapılıyor. Buna bağlı olarak nefret söylemi kavramıyla ilgili bilgi sağlamak, ayrımcı ve ırkçı söylemle mücadele yolları ve yöntemlerinin neler olabileceğinin tartışılmasına zemin açmak ve medyada insan haklarına saygılı ve bilinçli bir dil kullanılmasını teşvik etmek amacıyla uluslararası paneller düzenleniyor, üniversitelerde nefret söylemi üzerine toplantılar yapılıyor, bulgular tartışılıyor.

Yöntem

Nefret söylemi odaklı medya tarama çalışması kapsamında, ulusal gazetelerin tümü ve yaklaşık 500 yerel gazete önceden belirlenen anahtar kelimeler üzerinden (ör. Türk düşmanı, hain, yobaz, gâvur, mülteci) medya takip merkezi aracılığıyla taranıyor. Bu anahtar kelimeleri içeren haber ve köşe yazıları günlük olarak okunuyor (gazetelerin hafta sonu baskıları hariç) ve nefret söylemi içeren yazılar tespit ediliyor.

Çalışmada, esas olarak ulusal, etnik ve dinî kimlik temelli nefret söylemine odaklanılıyor. Aynı zamanda sistematik ve günlük bir tarama yapılmasa da kadınları ve LGBTİ’leri hedef alan söylemlere dair de çarpıcı örnekler tespit ediliyor. Analiz sürecinde medya araştırmalarında uygulanan eleştirel söylem analizi yönteminden faydalanılıyor. Medya içerikleri ve söylem konusunda belli göstergeler oluşturmak amacıyla önce niceliksel ölçeklemeye başvurulurken, nefret söylemi içeriğinin en çok nerede (hangi gazetelerde), ne şekilde kendine yer bulduğu ve kimleri hedef aldığı ortaya konuluyor.

Haber ve köşe yazılarında nefret söylemi tespitinde, 1997 yılında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından kabul edilen tavsiye kararı esas alınıyor. Bu karara göre, ‘nefret söylemi’ ırkçı nefreti, yabancı düşmanlığını, Yahudi düşmanlığını veya azınlıklara, göçmenlere ve göçmen kökenli kişilere ve gruplara yönelik saldırgan milliyetçilik ve etnik merkezcilik, ayrımcılık ve düşmanlık şeklinde ifade bulan, dinsel hoşgörüsüzlük de dahil olmak üzere, hoşgörüsüzlüğe dayalı nefret biçimlerini yayan, kışkırtan, teşvik eden veya meşrulaştıran her türlü ifade biçimidir.

Yukarıda belirlenen amaç ve kapsam doğrultusunda nefret söylemi içerdiği tespit edilen metinler, benimsedikleri söylemin niteliği doğrultusunda kategorilere ayrılıyor. Bu konuda daha önce yapılmış olan uluslararası çalışmalardan yararlanılarak ve ülkeye özgü dil ve kültür farklılıkları dikkate alınarak belirlenmiş olan nefret söylemi kategorileri şunlardır:

  1. abartma/yükleme/çarpıtma: Bir kişi ya da olaydan yola çıkarak bir topluluğa yönelik olumsuz genellemeler, çarpıtmalar, abartmalar, olumsuz atıflar içeren söylemler (örneğin ‘Suriyeliler gına getirdi’)
  2. küfür/hakaret/aşağılama: Bir topluluk hakkında doğrudan küfür, aşağılama, hakaret içeren söylemler (örneğin ‘kalleş’, ‘hain’, ‘ahlaksız’ gibi)
  3. düşmanlık/savaş söylemi: Bir topluluk hakkında düşmanca, savaşı çağrıştıran ifadelerin yer aldığı söylemler (örneğin ‘Rum vahşeti’)
  4. simgeleştirme: Doğal bir kimlik öğesinin nefret, aşağılama unsuru olarak kullanıldığı, simgeleştirildiği söylemler (örneğin olumsuz anlamda ‘Bizi Eurovision’da Yahudi mi temsil edecek?’)